Buradasınız
12 Eylül Röportajları-1
Emekli-Sen üyeleri ile 12 Eylül 1980 faşist askeri darbesi hakkında konuştuk. O dönem örgütlü mücadele içinde olan, şimdi ise sınıf kavgasını Emekli-Sen’de yürüten işçiler, bugünden geri dönüp baktıklarında umutlu olmak gerektiğinin altını özellikle çiziyorlar. Darbenin etkilerinin halen sürdüğü günümüzde, kaybedilmiş hakları kazanmanın yolunun mücadeleden geçtiğini vurguluyorlar.
“İşçiler arasında dayanışma ruhu yok edildi”
UİD-DER: 12 Eylül darbesi olduğunda nerede çalışıyordunuz?
Emekli-Sen üyesi, emekli kamu çalışanı Talat Aksoy: Devlet demiryollarında kamu çalışanıydım. Memur olarak çalıyordum. Sendikamız yoktu. Biz Tüm-Der üyesiydik. İşkolumuzda işverenlerin örgütlediği kimi memur dernekleri de vardı.
UİD-DER: 12 Eylül öncesi örgütlenme, sendikalaşma, toplumsal dayanışma ne düzeydi?
T. Aksoy: Darbe öncesinde işçi sınıfının başarılı olmasının en büyük nedeni toplumsal dayanışma idi. Örneğin biz kamu çalışanı olduğumuz halde “Çayırova’da direniş var” diye haber geldiğinde, o direnişe bir paket çay veya bisküvi ile gidip işçi arkadaşlarımızı ziyaret ediyorduk. Davullu zurnalı halaylarla katılıyorduk eylemlere. Fakat 12 Eylül tüm bu dayanışmayı kırdı.
UİD-DER: 12 Eylül öncesi işçi hakları ne düzeydeydi?
T. Aksoy: Biz kamu çalışanı olduğumuzdan TİS sözleşmeleri yapamıyorduk. Fakat işçi arkadaşlarımdan biliyorum, hakları bugüne nazaran çok iyiydi. Örneğin 6 ikramiye alınıyordu. Taşeronlaştırma hiç yoktu. 12 Eylül sonrasında her işkolunda olduğu gibi bizimkinde de birçok hak yok edildi. Örneğin viziteye çıkmak zorlaştırıldı, ücretsiz seyahat kartları yok edildi, ikramiyeler yok edildi, kömür yardımı gibi sosyal yardımlar da yok edildi… Bizim işkolumuzda işe ta çıraklık okulunda, meslek okullarında sigorta yapılarak başlanırdı ve 40-45 yaşlarında emekli olunurdu. Şimdiki gibi mezarda emeklilik yoktu.
UİD-DER: İşçiler 12 Eylül’ü nasıl karşıladılar?
T. Aksoy: Bizim işkolumuzda politik işçi sayısı azdı. Bu nedenle fazla bir tepki olmadı. Hatta “kan durdu”, “gözyaşı dindi” diye bakanlar oldu. Elbette bu işçiler henüz ne olup bittiğini bilmiyorlardı…
UİD-DER: “Akan kan durdu” deniliyor fakat aradan geçen zaman içinde işsizlik, sendikasızlık ve düşük ücret durdu mu diye sormak gerekiyor mu?
T. Aksoy: Evet, işçiler her açıdan çok daha geriye gittiler. Darbenin özü 24 Ocak kararlarının hayata geçirilmesiydi.
UİD-DER: Darbe sonrasında ne tür eylemleriniz oldu?
T. Aksoy: Darbe sonrasında ilk eylemimiz 1985 yılında yaptığımız iş durdurmaydı. Fazla mesailere karşı yapılan bir eylemdi. İstanbul merkezli iki günlük iş bırakma eylemimiz oldu. O yıllarda toplantılara, eylemlere katılma oranı yüzde 30 olmasına rağmen, iş bırakma eylemlerimize çok daha büyük katılımlar gerçekleşiyordu. Darbe koşullarında yaptığımız iş bırakmaya eşlerimizi, ailelerimiz de destek verdi. 32 kişi gözaltına alındık. Birçok sendika bizlerle dayanışmaya gelmişti. O günden sonra sendikalaşamaya hazırlık amacıyla yeniden derneğimizi kurduk. Kamu emekçilerinin sendikalaşma mücadelesi o mücadelelerden itibaren başarıya ulaştı.
UİD-DER: Darbe sonrasında nasıl bir toplum yaratıldı, bundan sonra ne yapılmalı?
T. Aksoy: İşçiler arasında dayanışma ruhu yok edildi. Tuzla’da yapılan basın açıklamalarında, işçiler kendi arkadaşlarına sahip çıkmıyorlar. Elbette işsizlik korkusu yaşıyorlar. Sendikalar eğitime önem vermelidirler. Sınıf mücadelesini anlatmalıdırlar. Genç bir işçiye 12 Eylül öncesi sorulursa bilmez ama herhangi bir futbolcuyu sorsak kesin bilecektir. İşçi de sendikasına güvenecek. İşten atıldığında işçinin direniş ve desteğe ihtiyacı var.
46. Yılında Kavel Destanı
E-Kart Grevi Devam Ediyor
- Malatyalı Kadın Tekstil İşçisi İle Deprem ve Kadın İşçiler Üzerine Söyleşi
- Nilgün Soydan ile Kemal Türkler Söyleşisi
- Genel-İş İzmir 8 No’lu Şube Başkanı Gümüştekin ile Söyleşi
- İş Güvenliğimiz İçin 1 Mayıs’ta Sınıfımızın Saflarındayız
- Avukatlar Anlatıyor: Yasalar Yetmez, İşçi Sınıfını Örgütlülük Kurtarır
- Bir Afgan Göçmen İşçiyle Söyleşi: “Ölmek ya da Özgürce Yaşamak”
- Ekmekçioğulları İşçileri ve Anadolu Şube Başkanı Deniz Ilgan’la Direniş Üzerine
- Söz Hakları İçin Direnen Ekmekçioğulları İşçilerinde
- Trelleborg İşçileriyle Grev Üzerine Söyleşi
- Cargill İşçileriyle Sohbet
Son Eklenenler
- Avrupa’nın en büyük, dünyanın ise ikinci büyük sakız ve şekerleme üreticisi olan Perfetti Van Melle’nin İstanbul Esenyurt’ta bulunan fabrikasında sendikal baskılar devam ediyor. Mentos, Vivident gibi markaları bünyesinde barındıran şirket sendika...
- Mersin’in Gülnar ilçesinde yapımı devam eden Akkuyu Nükleer Santrali şantiyesinde çalışan işçiler Ocak ve Şubat ayı ücretleri ödenmediği için 27 Martta iş bıraktı. Santralin Türkiye tarafının genel yüklenici firması IC İçtaş bünyesinde çalışan...
- Özak Tekstil işçileri sendika değiştirme hakkını kullanarak BİRTEK-SEN’de örgütlendikleri için patronun işten atma saldırısıyla karşılaşmış ve 27 Kasımda direnişe geçmişlerdi. Tüm baskı ve engellemelere rağmen sendikalarıyla birlikte mücadeleyi...
- Bayburt Grup’a bağlı Agrobay Seracılık’ta çalışan işçiler Tarım-Sen’e üye oldukları için tazminatları ve 2 aylık maaşları ödenmeden işten atılmışlardı. 22 Ağustosta direnişe geçen işçiler patronun yalanlarına, jandarma saldırısına, defalarca...
- İşçilerin, patronların saldırılarına karşı mücadelesi sürüyor, bu mücadelelerin bir kısmı anlamlı kazanımlarla sonuçlanıyor. Sendika düşmanlığına karşı direnişe geçen RC Endüstri işçileri patrona geri adım attırdı. Direnişin 20. gününde üretimi...
- Sermayelerini büyütmeyi her şeyin önüne koyan patronlar sınıfı dünyanın dört bir yanında iş güvenliği önlemlerini almayarak, doğayı tahrip edip felaketlerin önünü açarak işçilerin canını almaya devam ediyor. Türkiye’de ve dünyada depremlerde,...
- İtalya İşçi Sendikası UIL ülkede giderek artan iş cinayetlerine karşı 19 Martta Roma’da protesto gösterisi düzenledi. Sendika öncülüğünde yapılan eylemde giderek artan işçi ölümleri protesto edildi. İş güvenliği önlemlerinin alınmamasının işçilerin...
- Sorunlarımız giderek artıyor. Çevremde pek çok insandan “hiçbir şey değişmiyor” cümlesini duyuyorum. Onlara soruyorum: “Peki, değişmesi için sen ne yapıyorsun?” Herkes çözümü birbirinden bekliyor, sonra da “neden böyle” diye şikâyet ediyor. Sonuç...
- Hak gasplarına karşı işçilerin, emekçi kadınların ve emeklilerin hak arayışı sürüyor. Çeşitli işkollarından işçiler İzmir’den Manisa’ya, İstanbul’dan Ankara’ya kadar direnişlerle, yürüyüşlerle, basın açıklamalarıyla seslerini yükseltiyor.
- Başlıktaki sorunun cevabı aslında çok basit: kim karıştırıyorsa onun işine gelir doğal olarak. Çalışmakta olduğum işyeri ağır sanayi… Genç işçilerin yanı sıra çocuk ve yaşlı emeği sömürüsü de katmerli olarak yaşanıyor. Ücretlerin çevredeki...
- Türkiye’de mevcut siyasi iktidar, pek çok alanda politika değiştirdi, iç ve dış politikalarında keskin zikzaklar çizdi, defalarca doğrultu değiştirdi. Fakat doğrultusunu hiç değiştirmediği, istikrarını hep koruduğu bir alan var: Emek politikaları!
- Binlerce yıl önce atalarımızın avlanmak için kullandığı bumerang, atıldığı noktaya geri dönmesiyle bilinir. Bumerangın bu özelliğine atıfla, kişinin gösterdiği tutum ve davranışların sonuçlarının eninde sonunda kendisine geri dönüşü olacağını...
- Bursa’nın Gemlik ilçesinde faaliyet gösteren Borusan Lojistik A.Ş’de Liman-İş Sendikası’na üye olan 4 işçi işten çıkarıldı. Sendikalaştıkları için işten atılan işçilerin geri alınması ve sendikal baskılara son verilmesi talebiyle 21 Martta fabrika...