Buradasınız
50’sinden Sonra Vardiyalı Çalışmak
Dudullu’dan bir döküm işçisi
Kısa bir süre sonra anladım ki beni dışlayan, acemi çırak pozisyonunda kalmamı isteyen bu işçi arkadaşların derdi işlerini kaybetme korkusuymuş. Normal şartlarda iş yüklerini paylaşacak bir ustanın gelmesine sevinecekken, içinde bulundukları örgütsüzlük durumu onları öyle bir güvensizleştirmiş ki, bu cehennem koşullarındaki atölyedeki işlerini kaybedecekleri korkusuna kapılmışlar. Bu duruma gerçekten çok üzüldüm. Beni üzen 40 yıldır mesleğini yapan bir usta olarak düşürüldüğüm pozisyon değildi. Beni asıl üzen şey arkadaşların hem birbirlerine hem de bana olan güvensizlikleriydi. Bu arkadaşlar aslında işlerinden memnun olmadıkları halde koşulları değiştirmek için çözüm üretmiyorlar. Birlik olmak yerine rekabet ediyorlar, hatta birbirlerinin dedikodusunu yapıyorlar. Tam da örgütlü olmadıkları için sorunun gerçek kaynağını görmek yerine arkadaşlarının sorun olduğunu düşünüyorlar.
Tam ortama alışmaya çalışıp gördüğüm sorunları nasıl çözeceğimi düşünürken, artık vardiyalı çalışacağımı söyleyerek gece vardiyasına geçirdiler. Ve ben hayatımda ilk defa vardiyalı çalışmaya başladım. İlk gece vardiyasında dünyam tersine döndü. Zaten yaptığımız iş ağırdı. Ama beterin beteri varmış misali gece vardiyasında iş daha da ağırlaştı. Üstelik öyle 8 saat filan değil, tam 11,5 saat boyunca gece çalıştığınızı düşünün. Yetmezmiş gibi her Pazar da fazla mesai yapmak zorundasınız. Uyku düzeni diye bir şey kalmadı. Aileme, evime yabancılaştım. Yeterince dinlenemediğim için halletmem gereken özel işlerimi de ertelemeye başladım. Çocuklarım “artık yüzünü göremiyoruz” diye sitem etmeye başladılar. Vardiyalı çalışmam sosyal yaşamımı da bitiren bir faktör oldu. Bırakın sosyal yaşamı, uykuya bile zaman bulamaz oldum. 40 yıl boyunca yıpranan bedenimin vardiya düzenini kaldırmadığını anladım.
Hem çalışma düzeni hem de işçi arkadaşların arasındaki rekabetle birlikte sorunlar ikiye katlanmış durumda. Şu an maddi sıkıntıdayım ve bu koşullarda çalışmaya devam etmek zorundayım. Ama elbette ki bu zorunluluk işçi arkadaşlarla yan yana gelmeyeceğim, onlara gerçekleri anlatmayacağım anlamına gelmiyor. Belki ben birkaç ay sonra görece daha iyi koşullarda bir iş bulup çıkabilirim. Ama benim buradan çıkmam sorunlardan kurtulacağım anlamına gelmiyor. İşçiler olarak bulunduğumuz atölyelerde, fabrikalarda örgütlenmediğimiz sürece hiçbir sorunumuzu çözme şansımız olmayacak.
Örgütlüysek her şeyiz, örgütsüzsek hiçbir şey!
Büyüyor
Son Eklenenler
- 1 Mayıs’a sayılı günler kaldı ve biz emekçi kadınlar böylesine anlamlı bir güne hep birlikte hazırlanmak üzere yan yana geldik. Sınıfımızın birlik, dayanışma ve mücadele günü için UİD-DER’de birleştik. Hep birlikte coşkulandık, umutla dolduk. 1...
- Bir haykırış duyuldu derinden/ Sanırsın dağlar kalktı yerinden/ Mahalleden, fabrika köşelerinden/ Ayağa kalktı yürüyor işçi/ Yürüyor işçi, yürüyor işçi!
- Her işçinin hayalidir bir gün emekli olmak, hayatının kalan kısmında çalışmadan mutlu mesut yaşamak ve kendini güvende hissetmek… Bunun için sigortalı bir işte çalışmaya, SGK primlerimizin gerçek ücretimiz üzerinden ödenmesine dikkat ederiz. İşe ilk...
- Geçenlerde manava yolum düştü, eve bir iki parça şey alayım diye uğradım. Alışveriş bitti, tam para ödeme esnasında 17 yaşlarında bir genç gelerek kasadaki kişinin kulağına bir şeyler fısıldadı. O ise kafasını sallayarak “tamam tamam al” dedi. Genç...
- Ramazan bayramı boyunca, insanlar birbirlerine temenni mesajları attı. Sevdiklerine onların mutluluklarını içeren dilekler ilettiler. Sevdikleri kişilerin kötü günler görmemesini, her türlü beladan ve kazadan uzak olmasını, açlık ve yoksulluk...
- Merhaba arkadaşlar, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Bu sömürü düzeni kapitalizm dünya işçi sınıfının hayatını alt üst edip zindana çeviriyor. Dolayısıyla her 1 Mayıs’ın biz emekçiler için ayrı bir...
- Siyasi iktidarın ve sermaye sınıfının saldırıları arttıkça işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları kötüleşiyor, iş cinayetleri sürüyor. Bu koşullarda düşük ücretlere, sendikal baskılara, ağırlaşan çalışma koşullarına karşı pek çok sektörde...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER temsilciliklerinde “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlikler gerçekleştirildi. 20-21 Nisanda...
- Son yıllarda mülteci, göçmen, sığınmacı ve yabancı sözlerini çok duyduk, duymaya da devam edeceğiz. Nedeni dünya üzerindeki 8 milyar insanın neredeyse 300 milyonunun, doğup büyüdükleri, yaşadıkları topraklardan kaçmak zorunda kalmalarıdır. Ve...
- Yunanistan’da en büyük işçi sendikası olan Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (GSEE) çağrısıyla artan hayat pahalılığını protesto etmek amacıyla bir günlük genel grev gerçekleştirildi. 16 Nisan’da yüzbinlerce işçi ve emekçi başta Atina...
- Ben Mersin’den, sendikasız bir fabrikada çalışan metal işçisiyim. Yaşamımı devam ettirebilmek için ben de sizler gibi çalışmak zorundayım. Çalıştığım fabrikada birçok sorunla karşı karşıyayız. Bu sorunlar Türkiye’de işçilerin genelinin yaşadığı...
- Türkiye’nin her yerinde pıtrak gibi çoğalan özel okullar, bir süredir ülke gündemine pek çok sorunla birlikte yerleşmiş durumda. 22 yıldır sanayi şehri Bursa’da çalışan bir özel okul öğretmeniyle sektördeki sorunlar üzerine gerçekleştirdiğimiz...
- 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirdi. Grevlerini sürdüren Lezita işçileri patronun grev kırıcılığına karşı da mücadele ediyor. 18 Martta Ankara’ya yürüyüş başlatan Agrobay işçileri, 21 Martta...