Buradasınız
8 Mart Kadınıyla Erkeğiyle İşçi Sınıfınındır
Ankara’dan genç işçi ve öğrenciler
Geçtiğimiz günlerde 8 Mart vesilesiyle pek çok yerde “kadın sorunu” tekrar gündeme geldi. Ama emekçi kadınların sorunları, “kadın sorunu” olarak anlatılan, burjuva kadınların da sahiplendiği sorunlardan çok daha farklıdır.
Emekçi kadınlar hem işyerlerinde çalışıp para kazanmak hem de ev işlerine koşuşturmak ya da evin bütün ağır işlerini ve sorumluluğunu yüklenmek zorundayken burjuva kadınların böyle dertleri yoktur. Burjuva kadınları daha çok ilgilendiren şey “para meselelerinde ya da iktidar ve güç mücadelesinde” erkekleriyle eşit olmaktır.
Erkeğiyle kadınıyla egemenlerin körüklediği emperyalist savaşın ve krizin en ağır yükü emekçi kadınların sırtına yüklenir. Bugün de savaş ve kriz koşullarında ücretler düşüyor, çalışma koşulları ağırlaşıyor. İşten çıkarmalar başladığında ilk önce emekçi kadınlara evin yolu gösteriliyor. Cinsiyet ayrımcılığı körüklenerek kadınlar toplumsal yaşamdan dışlanıyor. Evde, işte, sokakta kadına yönelik her türlü şiddet artıyor. Tacizi ve tecavüzü normalleştiren, kadını suçu olarak gören zihniyet etkisini arttırıyor.
Böyle bir ortamda 8 Mart Uluslararası Emekçi Kadınlar Günü tüm dünyada kitlesel ve coşkulu eylemlerle kutlandı. Bu yıl 8 Mart eylemlerine katılımın geçen senelere göre daha fazla olmasının sebebi de emekçi kadınların sıkıştırıldıkları bu cendereye karşı artan tepkileridir. Emperyalist savaşın yaygınlaştığı, kapitalizmin tarihsel krizinin derinleştiği, otoriterleşme rüzgârlarının daha sert estiği böyle bir dönemde bu gösteriler oldukça anlamlı. Çifte sömürüye, yaşamın her alanında her türlü baskı ve şiddete karşı emekçi kadınlar taleplerini yüksek sesle haykırıyor, sokaklara çıkma ihtiyacı duyuyorlar.
Tüm dünyada gerçekleştirilen 8 Mart eylemleri arasında bu tarihi güne işçi sınıfının mücadele ekseninde yaklaşan doğru örnekler olduğu gibi, bu günü genel olarak bir kadın günü olarak gösterip içini boşaltan yaklaşımlar da fazlasıyla ortaya konuldu. Bu arada, kadın sorununun erkek doğasından kaynaklandığını iddia eden fakat erkek egemenliğini yeniden ve yeniden üreten kapitalist sisteme karşı doğru bir mücadele anlayışı geliştirmeyen feminist yaklaşımlar da sergilendi. Biz ise sorunu “emekçi kadın sorunu” olarak ortaya koyarız ve doğrusu da budur. Emekçi kadının kurtuluşu sınıf mücadelesinden bağımsız düşünülemez. Emekçi kadınların sorunlarının gerçek nedeni toplumun sınıflara bölünmesidir. 8 Mart kadınıyla-erkeğiyle tüm dünya işçi sınıfının mücadele günüdür. Dolayısıyla kadın-erkek tüm işçilerin, sınıfsal taleplerini haykıracağı bir gün olarak kutlanmalıdır. Emekçi kadınların gerçek kurtuluşu ancak kapitalizmin ortadan kaldırılmasıyla mümkün olacaktır.
Bellum Omnium…
“Uluslararası mı?”, “Evet!”
- UİD-DER’de Bir Kez Daha 8 Mart Coşkusu
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Mücadelenin Adıdır Kadın
- Ekmeğe Zam Yapılırsa
- UİD-DER’de 8 Mart Etkinlikleri: Geçmişten Geleceğe Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü!
- Mücadelemizin Sembolü 8 Mart
- Emekçi Kadınlarız, 8 Mart Ruhuyla Birleşiyoruz!
- Bir Ana ile Tanışmak…
- Emekçi Kadınlar Savaşı Durdurmak İstiyor Ama Nasıl!
- Boyun Eğmek mi Birlikte Karşı Durmak mı?
- Bir Şey Yapmalı! Ama Ne?
- Emekçi Kadınlar Savaşa Karşı Durabilir
- Genç Rosalar Olup Mücadeleyi Büyütmeliyiz
- Değişim Küçük Adımlarımızla Başlar
- Direnen Haliç ve Bizim Direnişimiz
- Annelik Kursağımızda Kalmasın, Bu Düzeni Değiştirelim!
- MESS Sözleşmesi ve Emekçi Kadınlar: Ne Düşünüyoruz? Nasıl Düşünmeliyiz? /2
- MESS Sözleşmesi ve Emekçi Kadınlar: Ne Düşünüyoruz? Nasıl Düşünmeliyiz? /1
- Çocuklarımızın Yurtlarda Can Güvenliği Yok
- 1977 MESS Grevine Güç Katan Emekçi Kadınlar
- Okuyan Bir İşçi Soruyor
- Uyanmak İstiyoruz Güzel Bir Sabaha
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Greve Hazırlanırken Sohbetler
- Fırtınalar Yaratan Kelebekler!
- Sömürü Çarklarında Kaybolan Genç Yaşamlar
- MESEM: “Genç Eller” Üretiyor, Patronlar Sömürüyor!
- Sorunlarımız Ortak, Peki Ya Mücadelemiz?
- “Aman Çocuğum Sağa Sola Bulaşma” mı?
- “Enflasyon Canavarı”nı Üzerimize Salan Kim?
- Bir İlmek de MESEM Çıraklarından
- KYK Yurtlarında Ölmek İstemiyoruz!
- Bu Düzeni Yıkmak Boynumuzun Borcu
- Arel Üniversitesi Öğrencileri Servis Ücretine Neden İtiraz Ediyor?
- Aileler İstemese de Gençler Sorunları Görüyor
- Bizim Onlara İhtiyacımız Yok!
- “Bütün Suç Masadakilerin!”
- “Bizim Hayatımızda Şakaya Yer Var mı?”
- UİD-DER’de Bilinçlenelim, Haksızlığa Karşı Birleşelim
Son Eklenenler
- Siyasi iktidar ve sermaye sınıfı yasa kural tanımadan işçilerin haklarını gasp ediyor. Bu saldırılara işçilerin cevabı ise mücadele etmek, boyun eğmemek oluyor. 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta Manisa Turgutlu’da yürüyüş ve basın...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER’in, “Geçmişten Geleceğe Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” şiarıyla düzenlediği etkinlikler dizisi İstanbul Avrupa Yakası ve Mersin’deki etkinliklerle son buldu.
- Kocaeli İSİG Meclisi ve Eğitim-Sen 1 No’lu Şube, MESEM aracılığıyla öğrencilerin sermaye için çocuk işçi yapılmasına karşı 16 Martta basın açıklaması düzenledi.
- Patronlar iş barışını “patronla işçi arasında uyum, saygı ve güven ortamı” olarak tanımlıyorlar. Peki, patronun işçiyi sömürmesi üzerine kurulu bir sistemde saygıdan, barıştan söz edebilir miyiz? İş barışı söylemini dillerinden düşürmeyen patronlar...
- Malum, Şubat ayını geride bırakıp baharın gelişini müjdeleyen Mart ayına girdik. Fakat içimiz bahar sevinciyle dolmak bir yana daha da kararıyor. Ama bunun tek nedeni hava değil. Atalarımız “Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır” demişler....
- Ücretlerimizin yükseltilmesini talep ettiğimiz her dönemde, biz işçilere “açgözlü”, “nankör” yaftası yapıştırılır. İktidar sahiplerinden tutun da, daha fazla kâr etmek için hayatlarımızı cehenneme çeviren patronlara kadar sermaye sınıfının zihniyeti...
- İşçilerin pek çok sektörde hak gasplarına karşı verdikleri mücadeleler sürüyor. Antep’te bulunan Sayın Tekstil fabrikasında 200’ü aşkın işçinin ek zam talebiyle 9 Martta başlattığı iş bırakma eylemi devam ediyor. 14 Martta sendikaları BİRTEK-SEN’le...
- Toplumun ezenler ve ezilenler olarak ikiye bölündüğü bir sistemde gerçek adalet ve barış olamaz. Ama gerçek adaleti ve barışı isteyenler olur ve onlar ezilen sınıflardır, kadın erkek işçiler ve emekçilerdir. Dünden bugüne Fransa’dan Türkiye’ye...
- Hepimizin bildiği üzere kısa bir süre önce 2023-2025 MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi grev aşamasında son buldu. Birden çok fabrikada MESS’e bağlı olsun veya olmasın hareketli süreçler yaşandı. Çünkü alınacak ücret başka fabrikadaki işçilerin alacağı...
- Pek çok işçi kardeşimiz grev ve direnişlerde “biz ekmeğimizin peşindeyiz” derler. Bununla ekmeklerini korumak dışında bir amaçları olmadığını anlatmaya çalışırlar. Fakat kısa zamanda ekmeklerini koruyabilmek için sendikaya üye olma, grev, gösteri,...
- TÜİK’e göre Türkiye’de göreli yoksullaşma da azalıyormuş! Ülkedeki ortalama gelirin yüzde 50’si yoksulluk sınırı olarak kabul edildiğinde 2013 yılında göreli yoksulluk oranı yüzde 15 iken 2023 yılında yüzde 13,9’a düşmüş. Pek çok uzman Cumhuriyet...
- Erzincan İliç’te bulunan siyanürlü altın madeninde meydana gelen faciada 9 madenci kardeşimiz hâlâ göçük altında. Siyanürlü liç yığınının çökmesinin ardından siyanürün yanı sıra çeşitli ağır metaller de suya ve toprağa karıştı. Madenin sahibi yerli-...
- Çalıştığım işyerinde Tuncay isimli bir arkadaşımız var. Tuncay eşinden ayrılmış, çok şeker bir oğlu var, hayatta belki de tek tutunacağı dal o kalmış. Gözlerinde “şişe dibi” diye tabir edilen bir gözlük, ayağının biri topal, iki kulağında da işitme...