Buradasınız
Ankara’da “İşçi Sınıfına Saldırılar Sürüyor” Semineri
İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER’in Ankara temsilciliğinde 10 Ocak Pazar günü “İşçi Sınıfına Saldırılar Sürüyor” başlıklı bir seminer gerçekleştirdik. Etkinlik pek çok sektörden işçiyi bir araya getirdi. Etkinliğe taşeron işçiler, metal işçileri, eğitim ve hizmet sektöründen işçiler, sağlık işçileri, matbaa-yayın işçileri, üniversiteli gençler katıldı.
Seminerimiz iki bölümden oluştu. İlk bölümde patronların ve AKP hükümetinin işçi sınıfının haklarına dönük saldırılar anlatıldı. Bu kapsamda; kangrenleşen işsizlik, asgari ücret ve asgari ücrete yapılan zam, taşeronlaşma ve kıdem tazminatının gasp edilmek istenmesi hakkında bilgi verildi. Dayanışma TV’nin asgari ücretle ilgili işçilerin görüşlerini anlatan videosu salondaki işçiler tarafından ilgiyle izlendi. Asgari ücrete yapılan zammın bir kandırmaca olduğu, gerçekte patronların cebinden fazla bir şey çıkmadığı, asgari ücret zammının asıl olarak hazineden ve işsizlik fonundan karşılanacağı söylendi. Taşerona kadro verilecek vaadinin de bir kandırmaca olduğu, kadro verilecek işçilerin zaten asıl işi yaptıkları ve kazandıkları davalar sonucu zaten kadro almaya hak kazandıkları vurgulandı. Kıdem tazminatının fona devredilmesinin tekrar gündemde olduğuna ve bunun çok büyük bir saldırı olduğuna değinildi.
Etkinliğin ikinci bölümünde ise işçiler, kendi işyerlerinde yaşanan sorunlardan, geçmişteki deneyimlerden örnekler verdiler ve şu soruları sordular. Ücretli öğretmen olan bir kadın işçi, “Asgari ücret gerçekten artacak mı? Bizi nasıl etkileyecek?” diye sordu. Bir sağlık işçisi; “Ortadoğu Savaşı, işçi sınıfına yapılan saldırı ve bütçe birbirine bağlı mıdır?” diye sorarken, bir metal işçisi ise “sendika nedir? Nasıl olmalıdır? Sendikalarda siyaset yapılmalı mıdır?” diye sordu. Üniversite öğrencisi bir kardeşimiz, “sermaye düzenine hizmet eden siyasi partiler bizim sorunlarımızı çözer mi? Asgari ücret tespit komisyonu kimlerden oluşuyor?” sorusunu sorarken, bir hizmet kolu işçisi, “bu sorunları çözmek için ne yapmamız gerekiyor?” diye sordu.
Etkinlik sonunda işçi sınıfının kendi geleceği ve hakları için örgütlenmesi gerektiği vurgulandı. Sorunların çözümü için UİD-DER’de mücadeleyi büyütme çağrısı yapıldı.
Borçlu
Son Eklenenler
- Siyasi iktidar ve sermaye sınıfı yasa kural tanımadan işçilerin haklarını gasp ediyor. Bu saldırılara işçilerin cevabı ise mücadele etmek, boyun eğmemek oluyor. 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta Manisa Turgutlu’da yürüyüş ve basın...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER’in, “Geçmişten Geleceğe Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” şiarıyla düzenlediği etkinlikler dizisi İstanbul Avrupa Yakası ve Mersin’deki etkinliklerle son buldu.
- Kocaeli İSİG Meclisi ve Eğitim-Sen 1 No’lu Şube, MESEM aracılığıyla öğrencilerin sermaye için çocuk işçi yapılmasına karşı 16 Martta basın açıklaması düzenledi.
- Patronlar iş barışını “patronla işçi arasında uyum, saygı ve güven ortamı” olarak tanımlıyorlar. Peki, patronun işçiyi sömürmesi üzerine kurulu bir sistemde saygıdan, barıştan söz edebilir miyiz? İş barışı söylemini dillerinden düşürmeyen patronlar...
- Malum, Şubat ayını geride bırakıp baharın gelişini müjdeleyen Mart ayına girdik. Fakat içimiz bahar sevinciyle dolmak bir yana daha da kararıyor. Ama bunun tek nedeni hava değil. Atalarımız “Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır” demişler....
- Ücretlerimizin yükseltilmesini talep ettiğimiz her dönemde, biz işçilere “açgözlü”, “nankör” yaftası yapıştırılır. İktidar sahiplerinden tutun da, daha fazla kâr etmek için hayatlarımızı cehenneme çeviren patronlara kadar sermaye sınıfının zihniyeti...
- İşçilerin pek çok sektörde hak gasplarına karşı verdikleri mücadeleler sürüyor. Antep’te bulunan Sayın Tekstil fabrikasında 200’ü aşkın işçinin ek zam talebiyle 9 Martta başlattığı iş bırakma eylemi devam ediyor. 14 Martta sendikaları BİRTEK-SEN’le...
- Toplumun ezenler ve ezilenler olarak ikiye bölündüğü bir sistemde gerçek adalet ve barış olamaz. Ama gerçek adaleti ve barışı isteyenler olur ve onlar ezilen sınıflardır, kadın erkek işçiler ve emekçilerdir. Dünden bugüne Fransa’dan Türkiye’ye...
- Hepimizin bildiği üzere kısa bir süre önce 2023-2025 MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi grev aşamasında son buldu. Birden çok fabrikada MESS’e bağlı olsun veya olmasın hareketli süreçler yaşandı. Çünkü alınacak ücret başka fabrikadaki işçilerin alacağı...
- Pek çok işçi kardeşimiz grev ve direnişlerde “biz ekmeğimizin peşindeyiz” derler. Bununla ekmeklerini korumak dışında bir amaçları olmadığını anlatmaya çalışırlar. Fakat kısa zamanda ekmeklerini koruyabilmek için sendikaya üye olma, grev, gösteri,...
- TÜİK’e göre Türkiye’de göreli yoksullaşma da azalıyormuş! Ülkedeki ortalama gelirin yüzde 50’si yoksulluk sınırı olarak kabul edildiğinde 2013 yılında göreli yoksulluk oranı yüzde 15 iken 2023 yılında yüzde 13,9’a düşmüş. Pek çok uzman Cumhuriyet...
- Erzincan İliç’te bulunan siyanürlü altın madeninde meydana gelen faciada 9 madenci kardeşimiz hâlâ göçük altında. Siyanürlü liç yığınının çökmesinin ardından siyanürün yanı sıra çeşitli ağır metaller de suya ve toprağa karıştı. Madenin sahibi yerli-...
- Çalıştığım işyerinde Tuncay isimli bir arkadaşımız var. Tuncay eşinden ayrılmış, çok şeker bir oğlu var, hayatta belki de tek tutunacağı dal o kalmış. Gözlerinde “şişe dibi” diye tabir edilen bir gözlük, ayağının biri topal, iki kulağında da işitme...