“Almış dizginleri eline
Bir avuç vurguncu müteahhit toprak ağası
Onların kemik yalayan dostları
Onların sazı cazı villası doktoru dişçisi
...Arjantin, tahvil borçlarını ödeyemediği için teknik olarak iflas etti. Böylece 2001’den sonra, 13 yıl arayla ikinci iflas yaşanmış oldu.
Arjantin, tahvil (devletin para bulmak amacıyla faiz karşılığında borçlanmak için satışa çıkardığı hazine kâğıtları) sahiplerinin borçlarını ödeyemedi ve alacaklılarla Arjantin arasında kriz patladı. Toplam 1,3 milyar dolar borcu olan Arjantin, bir grup tahvil sahibi kapitalistle anlaşma sağladı. Bu anlaşmaya göre tahvil sahipleri, faizlerin geri ödenmesinde %70’e varan indirim ve geri ödemede vadenin uzatılmasını kabul ettiler. Ancak başka bir grup alacaklı kapitalist, bu anlaşmaya yanaşmadı ve ABD’de mahkemeye başvurdu. Mahkeme, Çarşambaya kadar tarafların uzlaşamaması halinde Arjantin’in yükümlü olduğu borcu ödemesi gerektiğine hükmetti. Lakin yapılan görüşmelerden bir sonuç çıkmayınca, Arjantin 1,3 milyar dolar borcunu ödeyemeyeceğini açıklayarak iflas bayrağını çekti. Ancak resmi olarak açıklanmadığı için bu iflas şimdilik “teknik iflas” olarak kabul edilmektedir.
Ülkenin borçlarını ödeyemeyerek iflas etmesi, içeride işçi-emekçi kitlelerde de huzursuzluğu artırmış durumda. Hatırlanacağı gibi 2001’deki iflastan sonra hükümet, hak sahiplerinin bankalardan mevduat hesaplarından paralarını çekmelerine izin vermemiş, emeklilerin maaşı ödenmemiş ve kamu hizmetlerinde büyük kesintilere gidilmişti. Bu durum işçi-emekçi kitlelerin öfkesini artırmış ve başlayan protesto eylemleri kısa zamanda tüm ülkeyi saran devasa bir ayaklanmaya dönüşmüştü. İşçi sınıfının geniş kitleler halinde mücadeleye girmesiyle birlikte Arjantin’de bir devrimci durum ortaya çıkmıştı. İşçilerin iktidar organları olan sovyetler nüveler halinde de olsa kurulmuştu. Arjantin’deki mücadele rüzgârları kısa zamanda tüm Latin Amerika’yı sarmış, Venezuela, Ekvador ve Bolivya’da da işçi-emekçi kitlelerin ayağa kalkmasıyla devrimci durumlar buralarda da yaşanmaya başlanmıştı. Ancak işçi sınıfının devrimci örgütlü güçleri çok zayıf olduğu ve işçi sınıfına iktidar perspektifiyle öncülük edilemediği için ortaya çıkan devrimci durum, kapitalizmin alaşağı edildiği bir işçi devrimine dönüşememişti. Arjantin’in ikinci kez iflas etmesi ve yeniden işçi eylemlerinin başlaması tüm bu süreci yeniden akıllara getirirken, işçi sınıfı mücadelesindeki temel eksikliğin ne olduğunu da ortaya koymaktadır.
“Almış dizginleri eline
Bir avuç vurguncu müteahhit toprak ağası
Onların kemik yalayan dostları
Onların sazı cazı villası doktoru dişçisi
...Bir seçim sürecinde daha burjuva siyasetçiler, yani patronların siyasi temsilcileri sahnedeler. Milyon dolarlık reklam kampanyaları eşliğinde, işçileri yalanlarına inandırmak için kapı kapı geziyorlar. İşçilere, emeklilere...