Buradasınız
Avcılar’da UİD-DER Standı
İşçiler uzun saatler boyunca, zor koşullarda ter akıtarak, karın tokluğuna çalışıyorlar. Taşeronlaşmayla birlikte artan iş cinayetleri artıyor. Her ay 150’den fazla işçinin ekmek parası kazanmak için gittiği işyerlerinde can vermesi, patronların kirli çıkarları için başlattıkları savaşlarda cephelere işçi emekçi çocuklarının sürülmesi, biz işçilerin acı durumunu ortaya koyuyor.
UİD-DER’li işçiler olarak 12 Temmuzda, Avcılar’da stant açarak, tüm işçi ve emekçileri kendi sorunları temelinde birleşmeye davet ettik. İşçilerin yazdıkları işyeri mektuplarından, işçileri ilgilendiren haberlerden oluşan İşçi Dayanışması bültenini, işçilerin pek çok sorusuna cevap bulabildiği bildiri ve broşürleri işçilere ulaştırdık. Onların yaşadığı sorunlar ve sorular üzerinden tartışmalar yürütüp, karşılıklı deneyimlerimizi paylaştık. Mücadeleci işçiler olarak yaşanan olumsuz koşullara karşı umutsuz olmadığımızı yaşanan grev ve direnişleri örnek göstererek anlattık. İşçi ve emekçiler olarak dillerimiz, dinlerimiz, renklerimiz farklı olsa da sorunlarımız ortak olduğu için kardeşleşmemiz gerektiğini vurguladık.
Pek çok işçi UİD-DER’in yaptığı bu çalışmayı desteklediklerini söyleyerek teşekkür etti. Genç işçiler bu çalışmalara katkı sunmak istediklerini ifade ettiler. Hak gaspına uğramış işçiler standımıza gelerek, yasal haklarıyla ilgili bilgi edindiler ve işçilerin birlik olarak haklarına sahip çıkmaları gerektiğini belittiler. Sigortası zamanında ödenmediği için emekli olamamış bir işçi, bu koşulların sadece işçiler tarafından düzeltilebileceğini, seçim vaatlerinin seçim bittikten sonra toz olup uçtuğunu, işçilerin her seçimden sonra unutulduğunu söyledi.
İşçiler yaşadıkları koşullardan hoşnutsuz. Bu hoşnutsuzluğun artmasından ve patlamasından korkan patronlar ve hükümetler işçileri birbirine düşman etmeye çalışıyorlar. Fabrikalarda yan yana çalışan işçileri bölmeye, karşı karşıya getirmeye çabalıyorlar. Çünkü çok iyi biliyorlar ki işçiler birlik olurlarsa barış ve kardeşlik içinde yaşayabilmek için onların düzenini bozacak. UİD-DER’li işçiler olarak biz de biliyoruz ki açlığın, yoksulluğun, savaşların ortadan kalkması için işçi ve emekçilerin birbirine kenetlenmesi ve mücadele etmesi gerekiyor. Bu nedenle bulunduğumuz her yerde çalışmalar yürütüyor, bu sistemde yaşamı cehenneme döndürülen işçileri çalışmalarımıza katkı sunmaya çağırıyoruz.
Uzat Elini Kardeş
Son Eklenenler
- Siyasi iktidar ve sermaye sınıfı yasa kural tanımadan işçilerin haklarını gasp ediyor. Bu saldırılara işçilerin cevabı ise mücadele etmek, boyun eğmemek oluyor. 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta Manisa Turgutlu’da yürüyüş ve basın...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER’in, “Geçmişten Geleceğe Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” şiarıyla düzenlediği etkinlikler dizisi İstanbul Avrupa Yakası ve Mersin’deki etkinliklerle son buldu.
- Kocaeli İSİG Meclisi ve Eğitim-Sen 1 No’lu Şube, MESEM aracılığıyla öğrencilerin sermaye için çocuk işçi yapılmasına karşı 16 Martta basın açıklaması düzenledi.
- Patronlar iş barışını “patronla işçi arasında uyum, saygı ve güven ortamı” olarak tanımlıyorlar. Peki, patronun işçiyi sömürmesi üzerine kurulu bir sistemde saygıdan, barıştan söz edebilir miyiz? İş barışı söylemini dillerinden düşürmeyen patronlar...
- Malum, Şubat ayını geride bırakıp baharın gelişini müjdeleyen Mart ayına girdik. Fakat içimiz bahar sevinciyle dolmak bir yana daha da kararıyor. Ama bunun tek nedeni hava değil. Atalarımız “Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır” demişler....
- Ücretlerimizin yükseltilmesini talep ettiğimiz her dönemde, biz işçilere “açgözlü”, “nankör” yaftası yapıştırılır. İktidar sahiplerinden tutun da, daha fazla kâr etmek için hayatlarımızı cehenneme çeviren patronlara kadar sermaye sınıfının zihniyeti...
- İşçilerin pek çok sektörde hak gasplarına karşı verdikleri mücadeleler sürüyor. Antep’te bulunan Sayın Tekstil fabrikasında 200’ü aşkın işçinin ek zam talebiyle 9 Martta başlattığı iş bırakma eylemi devam ediyor. 14 Martta sendikaları BİRTEK-SEN’le...
- Toplumun ezenler ve ezilenler olarak ikiye bölündüğü bir sistemde gerçek adalet ve barış olamaz. Ama gerçek adaleti ve barışı isteyenler olur ve onlar ezilen sınıflardır, kadın erkek işçiler ve emekçilerdir. Dünden bugüne Fransa’dan Türkiye’ye...
- Hepimizin bildiği üzere kısa bir süre önce 2023-2025 MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi grev aşamasında son buldu. Birden çok fabrikada MESS’e bağlı olsun veya olmasın hareketli süreçler yaşandı. Çünkü alınacak ücret başka fabrikadaki işçilerin alacağı...
- Pek çok işçi kardeşimiz grev ve direnişlerde “biz ekmeğimizin peşindeyiz” derler. Bununla ekmeklerini korumak dışında bir amaçları olmadığını anlatmaya çalışırlar. Fakat kısa zamanda ekmeklerini koruyabilmek için sendikaya üye olma, grev, gösteri,...
- TÜİK’e göre Türkiye’de göreli yoksullaşma da azalıyormuş! Ülkedeki ortalama gelirin yüzde 50’si yoksulluk sınırı olarak kabul edildiğinde 2013 yılında göreli yoksulluk oranı yüzde 15 iken 2023 yılında yüzde 13,9’a düşmüş. Pek çok uzman Cumhuriyet...
- Erzincan İliç’te bulunan siyanürlü altın madeninde meydana gelen faciada 9 madenci kardeşimiz hâlâ göçük altında. Siyanürlü liç yığınının çökmesinin ardından siyanürün yanı sıra çeşitli ağır metaller de suya ve toprağa karıştı. Madenin sahibi yerli-...
- Çalıştığım işyerinde Tuncay isimli bir arkadaşımız var. Tuncay eşinden ayrılmış, çok şeker bir oğlu var, hayatta belki de tek tutunacağı dal o kalmış. Gözlerinde “şişe dibi” diye tabir edilen bir gözlük, ayağının biri topal, iki kulağında da işitme...