Buradasınız
Ayşe Etkinlikte!
Gebze’den bir kadın işçi
Bugün günlerden Pazar, çalar saat zili yok. Oh be dünya varmış, biraz daha yatak keyfi yap Ayşe, keyfini çıkar yatağın. Hafta içi çok özlem duyuyorsun yatağına. Sadece beş saat birliktesin tabii, bazen üç saat de olabiliyor. İşyerinde 12 saat çalış, eve gel, gene çalış, çocuğunla ilgilen, ev işiyle ilgilen derken, yatakta sekiz saat geçirebileceğin tek gün Pazar. Şimdi ailenle güzel bir kahvaltı yap. Çünkü hep beraber kahvaltı yapabildiğin tek gün yine Pazar. Allah bu tatil gününü çıkarandan razı olsun.
Aa bugün etkinlik var, şimdi gel de ikna et kocanı! Nasıl konuyu açsam? Biliyorum bir Pazarımız var diyecek. Kahvaltıda açayım konuyu, en keyifli olduğu zamandır. Hazır ol Ayşe şimdi o an.
-Canım bugün bir değişiklik yapalım mı?
-Ne değişikliği Ayşe?
-Bizim işyerinde bir arkadaşım beni bir etkinliğe davet etti. Bir işçi derneği, işçiler kurmuş bu derneği. Uzayan iş saatlerine, düşük ücretlere, taşeronlaştırmaya hayır etkinliği. Sanırım bir kampanya başlatıyorlar.
-Of Ayşe ya nerden çıktı şimdi bu, bir Pazarımız var zaten.
-Biliyorum bir Pazarımız var, sen sürekli çalışmaktan sıkılmadın mı? Bütün yaptığımız çalış eve gel dinlen sonra tekrar çalış ve 14 saat sonucunda eve gel. Bu döngüden sıkılmadın mı? Aldığımız ücretle zar zor geçinmiyor muyuz?
-Evet, zar zor geçiniyoruz Ayşe ama daha ne yapabilirim ki? Yeterince çalışmıyor muyum, çalış çalış hep aynı. Gitsek ne değişecek?
-Ben gitmek istiyorum, şu davetiyedeki başlık seni etkilemiyor mu? Yıllardır ikimiz de çalışıyoruz, senin işyerinde de benim işyerimde de bir sürü sıkıntılar, haksızlıklar var ve biz ne yapabiliriz ki diyoruz, böyle gelmiş böyle gider diyoruz. Uzun iş saatlerinden sıkıldım, düşük ücret almaktan sıkıldım. Bir dönem taşeronda çalıştın ve sürekli işten atılma korkusu yaşadık hep birlikte öyle değil mi?
-Evet öyle Ayşe ama sanki etkinlikle bu sorunlar çözülür gibi konuşuyorsun.
-Tabii ki bir etkinlikle çözülmez ama ne yapabiliriz, haklarımız ne, belki de bunları öğreniriz.
-Of peki, tamam Ayşe hazırlanın hadi gidiyoruz.
Oh çok şükür, biraz zor oldu ama ikna ettim kocamı, umarım sıkıcı değildir etkinlik.
Davetiyedeki adrese göre şu bina olması gerekiyor. Tamam burası. Arkadaş beşinci kat demişti, saat ikide başlıyordu. Etkinliğin başlamasına 15 dakika var.
Bizi kapıda bir kadın ve erkek güler yüzle karşıladılar. Hoş geldiniz deyip içeriye davet ettiler. Bizim gibi birçok insan vardı içeride. Şaşırdım kalabalıktan, gözüm bizi davet eden arkadaşı arıyordu. Bu kadar insanı ancak işyerinde yemekhane kuyruğunda görüyordum. Herkes küme küme olmuş hem çay içip hem de sohbet ediyorlardı. Beni ve eşimi görünce hoş geldiniz diyerek sıcak davranıyorlardı. Ahmet karşımda gözleri gülerek “hoş geldin Ayşe” dedi. Eşimi tanıştırdım. Arkamızdan bir ses eşime seslenerek “ooo sende mi buralara gelirdin” dedi. Döndü eşim ve kucaklaştılar. İçimden oh çektim, benimki de sıkılmayacak. Arkadaşını tanıttı bana ve gülerek uzun zaman oldu görüşmeyeli dedi. Eşim “bak Ayşe, Mehmet usta ben ilk staja başladığımda beni karşısına adam gibi alır uzun uzun anlatırdı. Ben işçiliği ve mesleğimi ondan öğrendim. Hiçbir zaman hakkını ödeyemem. Ne iyi ettin de getirdin kız beni” dedi ve görüşememenin vermiş olduğu hasretle Mehmet usta ile konuşmaya daldı. Ahmet’e döndüğümde a ne göreyim, bizim işyerinden Sinan. Selamlaştık. Sinan ile işyerinde çok konuşmazdık, işinde gücünde birisiydi. Ama bir keresinde patron tüm işçileri yemekhanede toplayıp “arkadaşlar biliyorsunuz ki biz bir aileyiz. Bu yıl işyerinin durumu kritik, zor durumdayım. Ben de size zam yapmak istiyorum ama kriz var” dediğinde, herkes buz kesmiş haldeyken arkalardan Sinan ayağa kalkmış ve şöyle demişti: “Daha geçen ay 3 tane makine aldınız. Biz yoğun mesailerden evimizin yolunu unuttuk. Gittikçe maaşlarımız zamlar karşısında eriyor. Biz geçinemiyoruz.” Bu sözler üzerine buzları çözülen işçilerden alkış tufanı kopmuştu. Patron da bu olaydan sonra Sinan’ın yerini değiştirmiş ve tüm işçilere zam yapmak zorunda kalmıştı. Sinan’a bu olaydan sonra çok saygı duymuştum.
Bir arkadaş bütün herkesi dolaşarak “arkadaşlar etkinliğimiz başlıyor” dedi. Girdik içeri, güzel yermiş ya burası. Oturduk hep birlikte, sahnede iki sunucu, koro. O kadar güzel hazırlanmış ki, bizi bize anlattılar. Sokak röportajlarında herkes o kadar iyi tarif etmişti ki, sorunlarımızı. Birileri saraylarda konaklarda sefa sürerken biz ise asgari ücrete talim etmekteyiz. Mesailer değil ücretler yükseltilsin, insanca yaşamak istiyoruz. Yemek ve çay saatleri mesaiden sayılsın. Taşeronlaştırmaya hayır, herkese iş. İşte bunlar bizim sorunlarımız ve taleplerimiz. Hiç sıkılmadan soluksuz izledim ve dinledim. Coşkumuz koronun seslendirdiği işçi marşlarıyla daha da arttı. Alkışlar çığ gibiydi.
Kampanyaya katılmaya karar verdim o anda. Dışarı çıktığımızda Ahmet’e “ben de kampanyada varım” dedim. Eşim de ben de çok mutlu ayrılmıştık. Ne iyi ettin de beni ikna ettin kız deyip duruyordu. Birden ikimiz mırıldanmaya başladık, “toplandık biz meydanlarda can cana can cana, patronların oyununu bozmaya bozmaya hey. Bu düzende üreten biz, ezilen biz, bizleriz. Geliyoruz ezenlere vurmaya vurmaya hey!” Birden aklıma işyerinde Sinan’ın yaptıkları geldi. Hakikaten de Sinan patronun oyununu bozmuştu. Peki, biz tüm işçiler birlik olsak tüm patronların oyunlarını bozamaz mıyız?
Dur De!
Bir İşçi Çocuğunun Gözünden UİD-DER
Son Eklenenler
- Her işçinin hayalidir bir gün emekli olmak, hayatının kalan kısmında çalışmadan mutlu mesut yaşamak ve kendini güvende hissetmek… Bunun için sigortalı bir işte çalışmaya, SGK primlerimizin gerçek ücretimiz üzerinden ödenmesine dikkat ederiz. İşe ilk...
- Geçenlerde manava yolum düştü, eve bir iki parça şey alayım diye uğradım. Alışveriş bitti, tam para ödeme esnasında 17 yaşlarında bir genç gelerek kasadaki kişinin kulağına bir şeyler fısıldadı. O ise kafasını sallayarak “tamam tamam al” dedi. Genç...
- Ramazan bayramı boyunca, insanlar birbirlerine temenni mesajları attı. Sevdiklerine onların mutluluklarını içeren dilekler ilettiler. Sevdikleri kişilerin kötü günler görmemesini, her türlü beladan ve kazadan uzak olmasını, açlık ve yoksulluk...
- Merhaba arkadaşlar, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Bu sömürü düzeni kapitalizm dünya işçi sınıfının hayatını alt üst edip zindana çeviriyor. Dolayısıyla her 1 Mayıs’ın biz emekçiler için ayrı bir...
- Siyasi iktidarın ve sermaye sınıfının saldırıları arttıkça işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları kötüleşiyor, iş cinayetleri sürüyor. Bu koşullarda düşük ücretlere, sendikal baskılara, ağırlaşan çalışma koşullarına karşı pek çok sektörde...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER temsilciliklerinde “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlikler gerçekleştirildi. 20-21 Nisanda...
- Son yıllarda mülteci, göçmen, sığınmacı ve yabancı sözlerini çok duyduk, duymaya da devam edeceğiz. Nedeni dünya üzerindeki 8 milyar insanın neredeyse 300 milyonunun, doğup büyüdükleri, yaşadıkları topraklardan kaçmak zorunda kalmalarıdır. Ve...
- Yunanistan’da en büyük işçi sendikası olan Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (GSEE) çağrısıyla artan hayat pahalılığını protesto etmek amacıyla bir günlük genel grev gerçekleştirildi. 16 Nisan’da yüzbinlerce işçi ve emekçi başta Atina...
- Ben Mersin’den, sendikasız bir fabrikada çalışan metal işçisiyim. Yaşamımı devam ettirebilmek için ben de sizler gibi çalışmak zorundayım. Çalıştığım fabrikada birçok sorunla karşı karşıyayız. Bu sorunlar Türkiye’de işçilerin genelinin yaşadığı...
- Türkiye’nin her yerinde pıtrak gibi çoğalan özel okullar, bir süredir ülke gündemine pek çok sorunla birlikte yerleşmiş durumda. 22 yıldır sanayi şehri Bursa’da çalışan bir özel okul öğretmeniyle sektördeki sorunlar üzerine gerçekleştirdiğimiz...
- 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirdi. Grevlerini sürdüren Lezita işçileri patronun grev kırıcılığına karşı da mücadele ediyor. 18 Martta Ankara’ya yürüyüş başlatan Agrobay işçileri, 21 Martta...
- İktidarın desteğini arkasına alan patronlar işçilerin haklarına pervasızca saldırıyor, işçiler mücadele ediyor. Adıyaman Besni’de Mega Polietilen fabrikasında ücret gaspına karşı başlayan direniş sonuç verdi, işçilerin 2 aylık ücretleri yatırıldı....
- Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Mersen’de işçiler, sendika ve toplu sözleşme hakları için 19 Nisanda greve çıktı. Sendikadan yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi: “Fransa sermayeli Mersen’in merkez yöneticileri...