Buradasınız
Başka Bir Tiyatro
Mersin’den UİD-DER’li bir öğrenci
Sanat kimi zaman yaşama bir şeyler katar, kimi zaman da yaşam sanata bir şeyler katar. Aslında ne sanatı yaşamdan ne de yaşamı sanattan ayrı düşünebiliriz. Çünkü ikisi birlikte, birbiriyle yoğrulduğu zaman güzeldir. Bazen öyle bir an yaşarız ki sanatın içinde işte bu biziz deriz, bu bizim hayatımız, bunlar bizim yaşadıklarımız deriz. Acılarımız, mutluluklarımız, yani o an biz sanatın içindeyizdir.
Geçtiğimiz günlerde izlediğim UİD-DER işçi tiyatrosunda da aslında buna benzer duyguları yaşadım. Tıpkı yukarda da anlattığım gibi sanki sahnede olan da, izleyen de, yani her şeyiyle oyunun içinde olan bizdik.
Bütün zorluklara rağmen işçilerin kendi örgütledikleri, kendi sıkıntılarını anlattıkları, kendi acılarını paylaştıkları oyunlar izledik. Yoğun çalışma koşullarına, tüm zorluklara rağmen başka bir tiyatronun, başka bir sanatın mümkün olabileceğini de gördük aslında. İzlediğimiz tüm oyunlarda kimi zaman güldük, kimi zaman hüzünlendik, kimi zaman da derinlemesine düşündük ve sorguladık doğru bellediklerimizi. Tıpkı “Tersanede Ölüm Var” adlı oyunda olduğu gibi hem hüzünlendik hem de sorguladık adaletsizlikleri. Örgütsüzlüğün işçilerin yaşamına mal olduğu bir kez daha karşımıza çıktı tiyatro sahnesinde. İşyerlerinde örgütsüzlüğün ne kadar kötü sonuçlar doğurduğunu, ölümlere yol açtığını bir kez daha gördük.
UİD-DER işçi tiyatrosu tüm bunlara rağmen, yaşadıklarımızı bize tiyatro sahnesinden gösterdi bir kez daha, örgütlü bir tiyatronun mümkün olduğunu ve nasıl güzellikler ortaya çıktığını da gördük. Aslında sanatın da değişebilir ve değiştirilebilir olduğunu gördük. Yaşanılan tüm acılara, tüm sıkıntılara, tüm örgütsüz koşulara rağmen yine de başka bir tiyatronun, başka bir hayatın, başka bir dünyanın mümkün olabileceğini de gördük.
Evet başka bir dünya mümkün dostlar; eğer örgütlü ve güçlü olursak.
Örgütlüysek her şeyiz, örgütsüzsek hiçbir şey!
Ellerinize Ve Yalana Dair
Son Eklenenler
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...
- Otuz yıl boyunca kesintisiz çalışmış, ücreti daha cebine girmeden SGK primleri ve vergileri kesilmiş, EYT’li emekli bir işçiyim. 2024 yılı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından emekliler yılı ilan edildi ama emekliler sefalet içinde yaşamaya mahkûm...
- Ezilenlerin safında mücadele eden, şiirlerini ve oyunlarını işçi sınıfına adayan Bertolt Brecht, “Yarının Büyüklerine Şiirler” kitabında, beşiğinin başucunda oğluna seslenen bir ananın ninnisine yer verir. Geçmişten bugüne ninniler, çocukların...
- Sevgili işçi kardeşlerim, hepinize merhaba. Bu mektubumda sizlerle sözü eğip bükmeden konuşmak ve gerçekler üzerine hasbihal etmek istiyorum. Yani gerçekleri olduğu gibi konuşalım. Biliyorum ki kursağınıza giren her lokmayı alın teriniz, elinizin...
- Adnan Yücel, Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek şiirinde “saraylar, saltanatlar çöker, kan susar bir gün, zulüm biter” der. Yeryüzünde “aşkın” yani özgürlüğün, barışın, mutluluğun hâkim olacağı günler için ve o günlere kadar mücadelenin devam edeceğini...
- Bugün dünyanın pek çok yerinde savaş naraları yankılanıyor. Filistin, Ukrayna, Suriye, Lübnan, Yemen ve daha birçok ülkede emperyalist savaşların getirdiği yıkımlara, acılara, ölümlere tanık oluyoruz. Şimdilik televizyon ekranlarında, gazetelerde...
- Portekizli yazar Jose Saramago “Körlük” romanında toplumsal körlüğü, bu kitabın devamı olan “Görmek” romanında ise ezilenler gerçekleri görmeye başladıklarında neler olduğunu anlatır. “Körlük” romanı 1933-1974 yılları arasında Portekiz’de hüküm...