Buradasınız
“Ben Patronlarda Allah Korkusu Olduğuna İnanmıyorum!”
Kıraç’tan bir kadın işçi
Havaların ısınmasıyla birlikte fabrikalarda çalışmak tam bir işkenceye dönmüş durumda. Dışarıda 30 dereceyi bulan sıcaklık kimi fabrikalarda 40-50 derece olarak hissediliyor. Örneğin çalıştığım fabrikada sıcaklık 50 dereceye çıkıyor. Fabrikada klima sistemi var ve açıldığında ortamı gayet iyi serinletiyor. Patron tatile gittiği için ustalar klimaları açıyorlar. İşçiler serin bir ortamda çalışıyor. Bir taraftan da tedirginler, çünkü patron fabrikada olduğu zaman klimaları açtırmıyormuş. Geçen gün lavaboya gittim, işçiler kendi aralarında havanın çok sıcak olduğunu, nefes alamadıklarını söylüyorlardı. Ben de koca koca klimalar var, niye açılmıyor diye sordum. Bir kadın işçi “patron açtırmıyor. Allahtan burada yok da ustalar açtılar, serin serin çalışıyoruz. Kendi klimalı odadan çıkıp geliyor, buradaki sıcağı anlamıyor. Çok sıcak çalışamıyoruz dediğimizde de bize verdiği cevap ‘ben burayı nasıl kurdum biliyor musunuz? Güneşin altında tarlada çalıştım. Bu sıcakta ne var, bir şey olmaz çalışın’ diyor” diyerek durumu özetledi. Ben de “iyi de bu klimaları süs diye mi takmışlar” dedim. Bir işçi arkadaşım “maalesef öyle, sanki bana sormuş güneşin altında sıcakta çalışırken, bana ne, o zamanla şimdiki zamanı niye bir tutuyor. Yazın arkadaşlarımız sıcaktan bayılıyor. Yardım ettiğimizde kızıyorlar, bayılanı atın çuvalın üstüne geçin işinizin başına diyorlar. Ben nasıl çalışıyım yanımdaki arkadaşımı öyle bırakıp” dedi. Söze başka bir işçi arkadaşım girdi ve “ben patronlarda Allah korkusunun olduğuna inanmıyorum, insanda biraz da olsa vicdan olur, onlarda bu yok işte” dedi.
Ben de işçi arkadaşlarıma hak veriyorum. Gerçekten fabrikanın içi cehennem gibi, içerdeki sıcaklık insanın içini bayıyor. Sabunu koy anında erisin, o derece sıcak. Patronlar bizi robot gibi görüyorlar. İşlerini yaptığın sürece sorun yok, ama küçük bir sorun olduğunda sen patronunun gözünde tamirlik makineye benziyorsun. Tamir olanı çalıştırıyor, tamir olamayanı kapının önüne koyuyor. Biz işçiler aslında bu kötü çalışma koşullarından hoşnutsuzuz, kendi aramızda öfkemizi kusuyoruz. İşçiler olarak keşke bu öfkemizi birlikte tek ses olarak patronların suratına haykırsak. Gücümüzün bir farkına varabilsek, patronlara kök söktürürüz, yeter ki öfkemizi dışa vuralım. Birbirimizden güç alalım.
Nikbinlik
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
- “Geçmiş Olsun” Yerine “Rapor Almayın”
Son Eklenenler
- İktidarın desteğini arkasına alan patronlar işçilerin haklarına pervasızca saldırıyor, işçiler mücadele ediyor. Adıyaman Besni’de Mega Polietilen fabrikasında ücret gaspına karşı başlayan direniş sonuç verdi, işçilerin 2 aylık ücretleri yatırıldı....
- Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Mersen’de işçiler, sendika ve toplu sözleşme hakları için 19 Nisanda greve çıktı. Sendikadan yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi: “Fransa sermayeli Mersen’in merkez yöneticileri...
- İşçi Dayanışması’yla tanışmış işçi kardeşlerimiz, gazetemizin kendilerinde yarattığı değişimi çok iyi bilir. UİD-DER ile yolları kesişen her işçi kardeşimizin zihni açılır, doğru bir ifadeyle dünyaya ve her şeye sanki üç boyutlu bir gözlükle bakar...
- Bu dünyaya sadece çalışmak için gelmiş gibiyiz. İşyerinde arkadaşlarımın ağzından sürekli şu sözler dökülüyor: “Ya biz bu dünyaya çalışmak için mi geldik? Evde iş, fabrikada iş… Sürekli bir döngünün içinde dönüp duruyoruz. Neden bu kadar çok...
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...
- Öz Gıda-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 7 Marttan beri grevde olduğu Abalıoğlu Lezita fabrikasında 16 Nisanda jandarma işçileri ve sendikacıları darp etti ve ters kelepçeyle gözaltına aldı. Yaralanan 8 işçi hastaneye kaldırıldı. İzmir Kemalpaşa’da...
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...