Buradasınız
Bir Rüyamız Var
Bu güzelim dünyada milyarlarca işçi-emekçi kahredici bir yaşama mahkûm ediliyor. Şöyle bir kafamızı kaldırıp etrafımıza baktığımızda tükenircesine çalışan, alın teri akıtan ama hak ettiğinin karşılığını alamayan yüz milyonlar görürüz. Geçim derdi, bitmek bilmeyen borçlar beynimizi kemirir durur. Bazen bir iş arkadaşımızı ya da komşumuzu yaşamdan koparıyor iş cinayeti. Patronlar ya da sömürücü sınıf dünyanın tüm nimetlerinden doyasıya faydalanırken, milyarlarca insan gıda, giyim, konut gibi en temel ihtiyaçlardan dahi mahrum bırakılıyor. Sabahın kör karanlığından gece yarılarına kadar günün her saatinde, her yerde çöpten topladıkları artıklarla beslenen aç insanlar… Sokakta, parkta bir bankın ya da buz gibi betonun üzerinde uyuyan evsizler… Çıplak ayaklı çocuklarıyla çöp konteynırlarının yanı başında oturup karnını doyurmaya çalışan anneler… İşte sömürü düzeni kapitalizmin insanlığa sunduğu budur!
Bu kahrolası sömürü düzeni, emekçileri sadece açlığa, sefalete mahkûm etmekle kalmıyor. Evlerini barklarını başlarına yıkan savaşlarla da yüz yüze bırakıyor. Bugün Ortadoğu’da kadın çocuk, genç yaşlı yüz binlerce insanın katledildiği, sakatlandığı kirli bir çıkar savaşı yürütülüyor. Analar evlatsız, çocuklar yetim ve kimsesiz bırakılıyor. Milyonlarca yoksul hayatta kalabilmek için göç yollarını tutuyor, mülteci konumuna düşürülüyor. Binlercesi umut yolculuklarında, karanlık sularda yitip gidiyor.
Biz emekçi kadınların payına ise bu kahırlı dünyada bir kat daha fazla ezilmekten, sömürülmekten, acı ve gözyaşından başka bir şey düşmüyor. İşsizlik, açlık, sefalet, savaş ve yıkımdan nasibimizi fazlasıyla alıyor, üstüne bir de cinsiyet ayrımcılığına, çifte sömürüye maruz kalıyoruz. Kadın cinayetleri, taciz, tecavüz, şiddet durmak bir yana iktidar sahiplerinin yarattığı savaş ve baskı koşullarıyla birlikte giderek artıyor. Çıkışsızlık ve umutsuzluk içerisinde olan toplumda en çok da kadınlar çaresizlik hissine kapılıyor ve gelecekten kaygı duyuyor. Böylesi bir geleceksizlik ortamında psikolojik sorunlar artıyor, depresyon hali derinleşiyor. Uyuşturucu kullanımı, fuhuş hızla yükseliyor. Toplum tam bir çürüme ve yozlaşma içerisinde debelenip duruyor.
Biz emekçi kadınlar, böylesi rezil bir dünyada yaşamaktan mutlu değiliz. Mücadeleci kadınlar olarak acıyla yüklü sömürü düzeninin yerle bir olacağı günün hayalini kuruyoruz. Tacizin, tecavüzün, şiddetin, erkek egemen zihniyetin son bulduğu, kadın bedeninin eşya gibi alınıp satılır olmaktan çıktığı bir dünyada özgürlüğün hayalini kuruyoruz. Artık iktidar sahiplerinin çıkar savaşında emekçilerin kanının akıtılmasını istemiyoruz. Çocukların göç yollarında kıyıya vurmuş cansız bedenlerini, bombalar altında parçalanmış bedenleri görmek istemiyoruz. Barışın hayalini kuruyoruz. Karabulutların, sisin dağıldığı mavi gökyüzünün altında, anaların gözyaşı dökmediği, güneşli günlerde çocukların doğayla iç içe büyüdüğü, doyasıya koşup oynadığı bir dünya hayalimiz var.
İnsanın insanı sömürmediği bir dünya kurma rüyası, egemenler tarafından deli saçması, boş hayaller olarak gösterilebilir. Emekçi kadınlara reva görülen evde ve işte çift vardiya çalışma, ev-iş çemberine sıkışmış yaşamlar, boyun eğilmesi gereken, değişmez bir kader olarak gösterilebilir. Ama öncü, mücadeleci kadınlar, her zaman kendilerine dayatılan koşulları, yaşadıkları adaletsiz toplumu sorgulamış, bambaşka bir toplum hayaliyle işçi sınıfının mücadelesi içerisinde tutkuyla yer almışlar. Karanlık mutfaklardan, fabrika kuytularından seslerini yükseltmiş, kendileri ve çocukları için daha fazla zaman kalması için iş saatlerinin düşürülmesini istemişler. Aynı işi yapmalarına rağmen düşük ücret almaya karşı çıkmış, eşit işe eşit ücret demişler. Sadece karınlarını doyuracak ekmek değil, sömürü ve savaşların son bulmasını istemiş, barış ve özgürlük taleplerini yükseltmişler.
Bu hayalleri uğruna inanç ve kararlılıkla mücadele eden kadınlar, pek çok hak elde ettiler ve bu taleplerin hayal olmadığını gösterdiler. Bize bıraktıkları en büyük miras bu köhnemiş dünyanın “böyle gelip, böyle gitmeyeceği” inancıdır. Kadınıyla erkeğiyle koca insanlık yüz yıllardır sınıfsız, sömürüsüz, savaşsız bir dünya hayaliyle, bir yeryüzü cenneti kurmak için mücadele veriyor. Bu çürümüş düzende yaşamaya mahkûm değiliz. Gürül gürül akan bambaşka bir yaşamın hayaliyle mücadeleye diyoruz!
Bir Eşit midir Bire?
İşçilerin Sordukları/51
- Yaşıyoruz Sanıyoruz
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- UİD-DER’de Bir Kez Daha 8 Mart Coşkusu
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Mücadelenin Adıdır Kadın
- Ekmeğe Zam Yapılırsa
- UİD-DER’de 8 Mart Etkinlikleri: Geçmişten Geleceğe Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü!
- Mücadelemizin Sembolü 8 Mart
- Emekçi Kadınlarız, 8 Mart Ruhuyla Birleşiyoruz!
- Bir Ana ile Tanışmak…
- Emekçi Kadınlar Savaşı Durdurmak İstiyor Ama Nasıl!
- Boyun Eğmek mi Birlikte Karşı Durmak mı?
- Bir Şey Yapmalı! Ama Ne?
- Emekçi Kadınlar Savaşa Karşı Durabilir
- Genç Rosalar Olup Mücadeleyi Büyütmeliyiz
- Değişim Küçük Adımlarımızla Başlar
- Direnen Haliç ve Bizim Direnişimiz
- Annelik Kursağımızda Kalmasın, Bu Düzeni Değiştirelim!
- MESS Sözleşmesi ve Emekçi Kadınlar: Ne Düşünüyoruz? Nasıl Düşünmeliyiz? /2
- MESS Sözleşmesi ve Emekçi Kadınlar: Ne Düşünüyoruz? Nasıl Düşünmeliyiz? /1
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- Hayat Pahalı Ama Hayatımız Çok Ucuz!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- Büyüyen Yoksulluk ve Sosyal Yardımlar
- Rakamların Ardına Gizlenen Gerçekler
- Sermayenin ve İktidarın Saldırılarını Püskürtmek İçin 1 Mayıs Ruhuyla Birleşelim
- İşçi Dayanışması 192. Sayı Çıktı!
- Bumerang Geri Döner!
- Engelli Koşu ve Örgütlülük
- “İş Barışı” mı Hak Arayışı mı?
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Yoksulluk Azaldı mı?
- Sermayenin Saldırılarına Karşı Birliğimizi Örgütleyelim!
- İşçi Dayanışması 191. Sayı Çıktı!
- Bir Ana ile Tanışmak…
- Sağlığımızı Mucizelerle Değil Birliğimizle Koruyabiliriz
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- MESS Sözleşmesinden Çıkardığımız Bir Ders Var
- Patron Haklı mı?
Son Eklenenler
- Ramazan bayramı boyunca, insanlar birbirlerine temenni mesajları attı. Sevdiklerine onların mutluluklarını içeren dilekler ilettiler. Sevdikleri kişilerin kötü günler görmemesini, her türlü beladan ve kazadan uzak olmasını, açlık ve yoksulluk...
- Merhaba arkadaşlar, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Bu sömürü düzeni kapitalizm dünya işçi sınıfının hayatını alt üst edip zindana çeviriyor. Dolayısıyla her 1 Mayıs’ın biz emekçiler için ayrı bir...
- Siyasi iktidarın ve sermaye sınıfının saldırıları arttıkça işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları kötüleşiyor, iş cinayetleri sürüyor. Bu koşullarda düşük ücretlere, sendikal baskılara, ağırlaşan çalışma koşullarına karşı pek çok sektörde...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER temsilciliklerinde “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlikler gerçekleştirildi. 20-21 Nisanda...
- Son yıllarda mülteci, göçmen, sığınmacı ve yabancı sözlerini çok duyduk, duymaya da devam edeceğiz. Nedeni dünya üzerindeki 8 milyar insanın neredeyse 300 milyonunun, doğup büyüdükleri, yaşadıkları topraklardan kaçmak zorunda kalmalarıdır. Ve...
- Yunanistan’da en büyük işçi sendikası olan Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (GSEE) çağrısıyla artan hayat pahalılığını protesto etmek amacıyla bir günlük genel grev gerçekleştirildi. 16 Nisan’da yüzbinlerce işçi ve emekçi başta Atina...
- Ben Mersin’den, sendikasız bir fabrikada çalışan metal işçisiyim. Yaşamımı devam ettirebilmek için ben de sizler gibi çalışmak zorundayım. Çalıştığım fabrikada birçok sorunla karşı karşıyayız. Bu sorunlar Türkiye’de işçilerin genelinin yaşadığı...
- Türkiye’nin her yerinde pıtrak gibi çoğalan özel okullar, bir süredir ülke gündemine pek çok sorunla birlikte yerleşmiş durumda. 22 yıldır sanayi şehri Bursa’da çalışan bir özel okul öğretmeniyle sektördeki sorunlar üzerine gerçekleştirdiğimiz...
- 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirdi. Grevlerini sürdüren Lezita işçileri patronun grev kırıcılığına karşı da mücadele ediyor. 18 Martta Ankara’ya yürüyüş başlatan Agrobay işçileri, 21 Martta...
- İktidarın desteğini arkasına alan patronlar işçilerin haklarına pervasızca saldırıyor, işçiler mücadele ediyor. Adıyaman Besni’de Mega Polietilen fabrikasında ücret gaspına karşı başlayan direniş sonuç verdi, işçilerin 2 aylık ücretleri yatırıldı....
- Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Mersen’de işçiler, sendika ve toplu sözleşme hakları için 19 Nisanda greve çıktı. Sendikadan yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi: “Fransa sermayeli Mersen’in merkez yöneticileri...
- İşçi Dayanışması’yla tanışmış işçi kardeşlerimiz, gazetemizin kendilerinde yarattığı değişimi çok iyi bilir. UİD-DER ile yolları kesişen her işçi kardeşimizin zihni açılır, doğru bir ifadeyle dünyaya ve her şeye sanki üç boyutlu bir gözlükle bakar...
- Bu dünyaya sadece çalışmak için gelmiş gibiyiz. İşyerinde arkadaşlarımın ağzından sürekli şu sözler dökülüyor: “Ya biz bu dünyaya çalışmak için mi geldik? Evde iş, fabrikada iş… Sürekli bir döngünün içinde dönüp duruyoruz. Neden bu kadar çok...