Buradasınız
Bizim Hastaneden İşçi Manzaraları
Sefaköy’den bir kadın sağlık işçisi
Çevremdeki insanların hep bir şeylerden yakınır olduğunu görüyorum. Özellikle işyerime gittiğim zaman. Çalıştığım hastanede, yaptığı işten hem maddi hem de manevi açıdan rahatsız pek çok işçi var. Sıkıntı içinde çalıştığını söyleyen işçiler ya temizlik personelleri, ya hemşire, ya ebe, ya sekreter ya da teknisyen gibi hastalarla birebir ilgilenen kişiler. İnsanlara gereğinden fazla iş yükü ve sorumluluk yükleniyor ve düşük ücretler veriliyor. Az personel çalıştırarak daha uzun saatler boyunca ve daha çok iş yaptırılıyor. Peki, sizce bu durum normal mi? Bence bu durumda yanlış olan çok şey var. Bu şekilde çalışmak o işçilerin hem bedensel hem de ruhsal yönden sağlıklarının bozulmasına sebep oluyor. Hak ettikleri izin sürelerini de kendi istedikleri gibi değil, üst düzey yöneticilerin kararları doğrultusunda kullanabiliyorlar.
Patronlar bu şekilde olmasını istediği için bu işçiler bu şekilde çalışıyorlar. Sizce patronlar ne istiyor olabilir? Hem çalışanları kendi istedikleri kadar çalıştırıyorlar, hem de onların geçimine yetecek bir ücret ödemiyorlar. Bence bu, patronların kendi çıkarları için işçileri köle gibi çalıştırdığını gösteriyor.
Peki, bu kadar sıkıntıya katlanan işçilerin söz hakkı var mı? Maalesef söz hakkı tanınmıyor ve işçiler de seslerini yükseltemiyor. Çünkü içlerinde hep bir korku var. “Acaba işten kovulur muyum” düşüncesiyle hep haklarını savunmaktan vazgeçiyorlar. Her zaman yukarıdan dayatılan zorlamalara boyun eğiyorlar, kovulma korkusu yüzünden. Yöneticiler de bunun farkında olduğu için işçilerin iş yükünü gün geçtikçe artırıyor. Bir temizlik işçisini, neredeyse doğum servisinde çalışan bir ebe kadar tecrübelendirip o işi yaptırıyor olmaları artan yüke sadece bir örnektir. Temizlik işçisi bir yandan kendi işini yaparken, bir yandan da hemşirenin işini yapıyor ve yine aynı maaşı alıyor. Temizlik işçilerine bu kadar iş yaptırılıyor olmasına rağmen onlara yapılan muamele ise gerçekten içler acısı. Çünkü yöneticiler ve sorumlu hemşireler tarafından hep şunlar söyleniyor: “Personeller yemeğe en son çıkacak, personeller her zaman kendine yapacak bir iş bulacak, personeller asla oturmayacak.” Yani onları hor gördüklerini belli eden davranışlar…
Hastanede temizlik işçisi az sayıda ve yönetim bu durumun farkında olduğu halde, yeni işçi almamak için “hastanemizin maddi açıdan gidişatı kötü” diyor. Ama yöneticiler lüks evlerde yaşayıp, son model arabalarla geziyor. Bu varlıklarını ve rahatlıklarını aslında hiç durmadan çalışan işçilere borçlular. Ama onlar bu durumu umursamıyorlar bile.
Sonuçta insanlar köle gibi çalışıyor ve söz hakları yok. İşte bu yüzden insanlar sürekli bir şeylerden yakınıyorlar. Peki, bu durumda suç kimde? Sömürücü patronları ve onların kâr düzenini biliyoruz ve asıl suçlu olan onlar; iyi ama bir araya gelmeyen, haklarını savunmayan işçilerin hiç mi suçu yok?
Tanıklıklar’dan
- Neden Hiçbir Şey Değişmiyor?
- İşçilerin Kafa Karışıklığı Kimin İşine Geliyor?
- Dünya Dönüyor Ama Eskisi Gibi Değil
- Asgari Ücretle Açgözlü Olunur mu?
- Ekmeğimizin Peşindeysek Haklarımızın da Peşinde Olmalıyız!
- Hayatı Bizim İçin Ömür Törpüsü Haline Getirdiler
- Bu Düzen Sağlığımızı Bozuyor
- Benim Ekonomim Neden Şahlanmıyor?
- Migros’ta İşten Atılan Yeğenim İşe İade Edildi
- Borsada Neleri Kaybediyoruz?
- Umut Hep Vardır
- Dün Hiroşima Bugün Ortadoğu
- MESS Sözleşmesinden Çıkardığımız Bir Ders Var
- Patron Haklı mı?
- Doğru Bilgi ve Çözüm İçin Mücadele Saflarına
- Karnımızı Doyurmak Değil Sağlıklı Beslenmek İstiyoruz
- “Fedakârlık” Neden Hep Bize Düşer?
- Bazen de REFİK Olmalı!
- Hak ve Adalet Mücadelesine Vurulan Kelepçeler Nasıl Sökülür?
- Ayrışarak Değil Birleşerek Kurtuluruz
Son Eklenenler
- Mersin’in Gülnar ilçesinde yapımı devam eden Akkuyu Nükleer Santrali şantiyesinde çalışan işçiler Ocak ve Şubat ayı ücretleri ödenmediği için 27 Martta iş bıraktı. Santralin Türkiye tarafının genel yüklenici firması IC İçtaş bünyesinde çalışan...
- Özak Tekstil işçileri sendika değiştirme hakkını kullanarak BİRTEK-SEN’de örgütlendikleri için patronun işten atma saldırısıyla karşılaşmış ve 27 Kasımda direnişe geçmişlerdi. Tüm baskı ve engellemelere rağmen sendikalarıyla birlikte mücadeleyi...
- Bayburt Grup’a bağlı Agrobay Seracılık’ta çalışan işçiler Tarım-Sen’e üye oldukları için tazminatları ve 2 aylık maaşları ödenmeden işten atılmışlardı. 22 Ağustosta direnişe geçen işçiler patronun yalanlarına, jandarma saldırısına, defalarca...
- İşçilerin, patronların saldırılarına karşı mücadelesi sürüyor, bu mücadelelerin bir kısmı anlamlı kazanımlarla sonuçlanıyor. Sendika düşmanlığına karşı direnişe geçen RC Endüstri işçileri patrona geri adım attırdı. Direnişin 20. gününde üretimi...
- Sermayelerini büyütmeyi her şeyin önüne koyan patronlar sınıfı dünyanın dört bir yanında iş güvenliği önlemlerini almayarak, doğayı tahrip edip felaketlerin önünü açarak işçilerin canını almaya devam ediyor. Türkiye’de ve dünyada depremlerde,...
- İtalya İşçi Sendikası UIL ülkede giderek artan iş cinayetlerine karşı 19 Martta Roma’da protesto gösterisi düzenledi. Sendika öncülüğünde yapılan eylemde giderek artan işçi ölümleri protesto edildi. İş güvenliği önlemlerinin alınmamasının işçilerin...
- Sorunlarımız giderek artıyor. Çevremde pek çok insandan “hiçbir şey değişmiyor” cümlesini duyuyorum. Onlara soruyorum: “Peki, değişmesi için sen ne yapıyorsun?” Herkes çözümü birbirinden bekliyor, sonra da “neden böyle” diye şikâyet ediyor. Sonuç...
- Hak gasplarına karşı işçilerin, emekçi kadınların ve emeklilerin hak arayışı sürüyor. Çeşitli işkollarından işçiler İzmir’den Manisa’ya, İstanbul’dan Ankara’ya kadar direnişlerle, yürüyüşlerle, basın açıklamalarıyla seslerini yükseltiyor.
- Başlıktaki sorunun cevabı aslında çok basit: kim karıştırıyorsa onun işine gelir doğal olarak. Çalışmakta olduğum işyeri ağır sanayi… Genç işçilerin yanı sıra çocuk ve yaşlı emeği sömürüsü de katmerli olarak yaşanıyor. Ücretlerin çevredeki...
- Türkiye’de mevcut siyasi iktidar, pek çok alanda politika değiştirdi, iç ve dış politikalarında keskin zikzaklar çizdi, defalarca doğrultu değiştirdi. Fakat doğrultusunu hiç değiştirmediği, istikrarını hep koruduğu bir alan var: Emek politikaları!
- Binlerce yıl önce atalarımızın avlanmak için kullandığı bumerang, atıldığı noktaya geri dönmesiyle bilinir. Bumerangın bu özelliğine atıfla, kişinin gösterdiği tutum ve davranışların sonuçlarının eninde sonunda kendisine geri dönüşü olacağını...
- Bursa’nın Gemlik ilçesinde faaliyet gösteren Borusan Lojistik A.Ş’de Liman-İş Sendikası’na üye olan 4 işçi işten çıkarıldı. Sendikalaştıkları için işten atılan işçilerin geri alınması ve sendikal baskılara son verilmesi talebiyle 21 Martta fabrika...
- Her işçinin belki bir tesadüf neticesinde ve o güne değin ilk kez duyduğu, duyduğunda da “işte aradığım cevap buydu” dediği sözler vardır. Sınıf temelinde örgütlü işçiler buna “kulağına kar suyu kaçırmak” da derler. Benim kulağıma kar suyunu kaçıran...