Bu İşçiler de Hiçbir Şeyden Memnun Değil!
Gebze’den Petrol-İş üyesi bir kadın işçi
“Gebze, 13 Organize Sanayi Bölgesi’ne rağmen işsizliğin de kol gezdiği bir yer. Ancak bölgemizdeki işsizliğin sebebi vasıflı eleman yokluğu ve işsizlerin iş beğenmemesi olarak ön plana çıkıyor. Bu işsizlik sebeplerine şimdi bir yenisi dana eklendi. İşsizler artık maaş da beğenmiyor. Gazetemize bu konuda dert yanan bazı sanayici ve işverenler, hiçbir vasfı bulunmadığı ve işsiz olduğu halde görüştükleri birçok kişinin işi sormadan maaşı sormasından ve yüksek ücret talep etmesinden yakındı. Özellikle vasıfsız işsizlerin, uzun yıllar çalışan kıdemli çalışanlardan bile daha yüksek maaş talep ettiğini ifade eden işverenler, bu durumun işsizliği artırdığını kaydettiler. Öte yandan işsizlik beraberinde bazı sıkıntıları da getiriyor. İş bulamayan veya iş beğenmeyen birçok kişi kolay yoldan para sahibi olmanın yollarını arıyor. Özellikle şans oyunlarına yönelen vatandaşların umudu bu tür oyunlar olurken, sadece bu kadar masum olmayan işler de var. Aynı şekilde geçimini sağlamakta çok zorlandığı tespit edilen kimi vatandaşlar da hırsızlık gibi suçlara yönelerek geçimlerini sağlamaya çalışıyorlar. Bu tür durumlara karşı işverenler işsizlerden kendilerine gelen iş tekliflerini değerlendirmelerini istedi.”
Yukarıda okuduğunuz satırlar Gebze’de yerel bir gazetenin geçen haftaki sayısından. Başlık ilgimi çektiği için okumaya başladım: “İşsizler Artık Maaş da Beğenmiyor.” Okudum, düşünmeye başladım. Tam bir yıl boyunca kapı kapı gezip iş aradığım günleri anımsadım. Benden daha uzun süre iş arayan arkadaşlarımı, yüzümüze kapanan kapıları. Bir arkadaşımın aylar boyu iş aradıktan sonra yüzüne kapanan son kapıdan çıkarak saatlerce ağladığını anımsadım. Başka bir arkadaşımın hiçbir neden yokken işten atılmasından sonra “insanın başına bundan daha kötü ne gelebilir ki” dediğini hatırladım… Uzadıkça uzadı bununla ilgili bende biriken liste. Sonra birden burada yazıldığı gibi “nankörlüklerimi” de anımsadım. Mesela bir keresinde gittiğim bir görüşmede karşıma geçmiş adamın biri; “Biz günlük 12 saat çalışıyoruz. Ama maaş ödemesi yapamıyoruz sürekli. Yani bazen birkaç ay sonra yapılabiliyor ödemeler” demişti. Pazar günü de dâhil 12 saat çalışacaktım ama para alamayacaktım. Hemen “nankörlük” ettim ve çalışamam bu koşullarda dedim. Eee ne oldu sonra, bir işsiz daha katıldı kervana. İşveren ne yapsın, ben iş beğenmiyorum! Sonra bir başka yerde daha kapıdan içeri girmeden camdaki yazı gözüme ilişmişti. “25 yaşından büyüklere form verilmez.” Ama ben 26 yaşındaydım. İşveren ne yapsın, ben işine yaramıyorum!
Tam bir yıl boyunca böyle görüşmelere girdim çıktım. Kimisinde form bile dolduramadım. Derken bir tekstil firmasında 500 lira aylıkla çalışmaya başladım. Bazen günde 14 saat çalışıyorduk. Ve ne kadar çalışırsak çalışalım sadece 4 lira mesai ücreti alıyorduk. Sigortamız yapılmıyordu. Sürekli sigortamın yapılması için baskı yaptım, arkadaşlarımı da bu yönde uyardım. Zaten kuş kadar olan maaşlarımızdan nedenini bilmediğimiz kesintiler yapılıyordu, itiraz ediyorduk, fırça yiyorduk. Daha 13-14 yaşında çocuklara eziyetler ediliyordu. Neticesinde benimle birlikte böyle birkaç arkadaşımın memnuniyetsizlikleri işten kovulmamıza neden oldu. İşveren ne yapsın? Biz hiçbir şeyden memnun olmuyorduk!
Döndüm tekrar okudum haberi. Adamlar haklıydı sonuna kadar! Bize sundukları bu şahane koşulları beğenmeyerek nankörlük ediyoruz! Ne var yani düşük ücretlerle, uzun çalışma saatlerine itiraz etmesek! Sigortasız, güvencesiz çalışsak! İş kazaları geçirsek, sakat kalsak, ölsek ne var sanki! Bizim bu memnuniyetsizliğimiz yüzünden işsizlik arttıkça artıyor! Onların hiç suçu yok!
Siz çok haklısınız saygıdeğer patronlar! Biz sizin sunduğunuz kölelik düzenini beğenmiyoruz. Biz aç yatarken, bizden çaldıklarınızla sefa sürmenizi beğenmiyoruz. Ama sizler de çok iyi biliyorsunuz ki işsizliğin nedeni bizler değiliz. Siz 3 kişiye yaptıracağınız işi bile tek kişiye yaptırarak bir yandan kârınıza kâr katıyorsunuz, diğer yandan yedekte tuttuğunuz işsizler ordusuyla, çalışanları bu koşullara mahkûm ediyorsunuz. “Koşullar böyle, işine gelmiyorsa kapı orada, senin gibi yüzlercesi var kapıda” demek sizin işinize geliyor. Elbet bu birikenlerin bir patlama noktası olacak. Ücretli köle haline getirdiğiniz işçiler, beğenmedikleri her şeyi yıkıp yerine insanca yaşanılır bir dünya kuracaklar.
Her yerde hazır ve nazır
“Abi Sen Hiç Âşık Olmadın mı?”
Son Eklenenler
- Mersin’in Gülnar ilçesinde yapımı devam eden Akkuyu Nükleer Santrali şantiyesinde çalışan işçiler Ocak ve Şubat ayı ücretleri ödenmediği için 27 Martta iş bıraktı. Santralin Türkiye tarafının genel yüklenici firması IC İçtaş bünyesinde çalışan...
- Özak Tekstil işçileri sendika değiştirme hakkını kullanarak BİRTEK-SEN’de örgütlendikleri için patronun işten atma saldırısıyla karşılaşmış ve 27 Kasımda direnişe geçmişlerdi. Tüm baskı ve engellemelere rağmen sendikalarıyla birlikte mücadeleyi...
- Bayburt Grup’a bağlı Agrobay Seracılık’ta çalışan işçiler Tarım-Sen’e üye oldukları için tazminatları ve 2 aylık maaşları ödenmeden işten atılmışlardı. 22 Ağustosta direnişe geçen işçiler patronun yalanlarına, jandarma saldırısına, defalarca...
- İşçilerin, patronların saldırılarına karşı mücadelesi sürüyor, bu mücadelelerin bir kısmı anlamlı kazanımlarla sonuçlanıyor. Sendika düşmanlığına karşı direnişe geçen RC Endüstri işçileri patrona geri adım attırdı. Direnişin 20. gününde üretimi...
- Sermayelerini büyütmeyi her şeyin önüne koyan patronlar sınıfı dünyanın dört bir yanında iş güvenliği önlemlerini almayarak, doğayı tahrip edip felaketlerin önünü açarak işçilerin canını almaya devam ediyor. Türkiye’de ve dünyada depremlerde,...
- İtalya İşçi Sendikası UIL ülkede giderek artan iş cinayetlerine karşı 19 Martta Roma’da protesto gösterisi düzenledi. Sendika öncülüğünde yapılan eylemde giderek artan işçi ölümleri protesto edildi. İş güvenliği önlemlerinin alınmamasının işçilerin...
- Sorunlarımız giderek artıyor. Çevremde pek çok insandan “hiçbir şey değişmiyor” cümlesini duyuyorum. Onlara soruyorum: “Peki, değişmesi için sen ne yapıyorsun?” Herkes çözümü birbirinden bekliyor, sonra da “neden böyle” diye şikâyet ediyor. Sonuç...
- Hak gasplarına karşı işçilerin, emekçi kadınların ve emeklilerin hak arayışı sürüyor. Çeşitli işkollarından işçiler İzmir’den Manisa’ya, İstanbul’dan Ankara’ya kadar direnişlerle, yürüyüşlerle, basın açıklamalarıyla seslerini yükseltiyor.
- Başlıktaki sorunun cevabı aslında çok basit: kim karıştırıyorsa onun işine gelir doğal olarak. Çalışmakta olduğum işyeri ağır sanayi… Genç işçilerin yanı sıra çocuk ve yaşlı emeği sömürüsü de katmerli olarak yaşanıyor. Ücretlerin çevredeki...
- Türkiye’de mevcut siyasi iktidar, pek çok alanda politika değiştirdi, iç ve dış politikalarında keskin zikzaklar çizdi, defalarca doğrultu değiştirdi. Fakat doğrultusunu hiç değiştirmediği, istikrarını hep koruduğu bir alan var: Emek politikaları!
- Binlerce yıl önce atalarımızın avlanmak için kullandığı bumerang, atıldığı noktaya geri dönmesiyle bilinir. Bumerangın bu özelliğine atıfla, kişinin gösterdiği tutum ve davranışların sonuçlarının eninde sonunda kendisine geri dönüşü olacağını...
- Bursa’nın Gemlik ilçesinde faaliyet gösteren Borusan Lojistik A.Ş’de Liman-İş Sendikası’na üye olan 4 işçi işten çıkarıldı. Sendikalaştıkları için işten atılan işçilerin geri alınması ve sendikal baskılara son verilmesi talebiyle 21 Martta fabrika...
- Her işçinin belki bir tesadüf neticesinde ve o güne değin ilk kez duyduğu, duyduğunda da “işte aradığım cevap buydu” dediği sözler vardır. Sınıf temelinde örgütlü işçiler buna “kulağına kar suyu kaçırmak” da derler. Benim kulağıma kar suyunu kaçıran...