Buradasınız
“Bu Sefer Ben Ak Partiye Oy Vermeyeceğim”
Gebze’den bir kadın metal işçisi
24 Haziranda yapılacak baskın seçime günler kaldı. Bu yapılacak seçimin normal bir seçim olmadığı ortada. Ya tek adam rejimi tüm otoriter, baskıcı yöntemleriyle ülkeyi yaşanamaz hale getirecek ya da bu diktatörlüğe karşı işçiler “hayır” diyecek. Çalıştığım fabrikadaki herkesin gündeminde seçim var ve genç işçiler çok tecrübeli olmasalar da tepkilerini gelecek kaygıları üzerinden dile getiriyorlar. Çalıştığım bantta seçim konusu açıldı ve bir abimiz ortaya bir soru attı. Banttaki arkadaşlarım neden AKP’ye oy vermeyeceklerini söylediler.
Kemal: Sen kime oy vereceksin Selim? Tamam mı devam mı? Söyle bakalım.
Selim: Abi seni severim bilirsin. Ben bu sefer Ak Partiye oy vermeyeceğim.
Kemal: Hayırdır Selim, niye böyle döndün yahu? Sen böyle yapmazdın.
Abdülkerim: Niye versin ki abi? Artık adam doğruyu görmüş, yanlışları sorguluyor. Tepeden bize mağdur edebiyatı yapacaklar ama kendileri lüks içinde yaşayacaklar. Oh ne güzel memleket! Bir de bizden oy mu istiyorlar? Millet perişan hayat pahalılığı yüzünden. Aha bizim Çetin diyor ki, “ben masrafların üstesinden gelemezsem ilerde eşimle ilk yapacağımız tartışma, maddi sıkıntılar yüzünden olur.”
Selim: Niye vereyim Ak Partiye oyumu? Yolun sonu görünüyor, ben hâlâ o 301 maden işçisini unutmadım, sen unuttun mu? Madende ölen işçinin yakınını tekmelettiler, adamın cenazesine, yasına bile saygı duymadılar. Yazık günah değil mi bize? Burada kaç tane iş kazası oldu. Niye kimse denetlemeye gelmedi? Gelse bile işvereni önceden arayıp haber veriyorlar.
Ahmet: Ulan grevimizi yasakladılar. İşverenlerin toplantısında söylenenleri ne çabuk unuttuk. Erdoğan ne dedi? “Biz OHAL’i grevleri yasaklamak için kullanıyoruz” dedi. Böyle bir fikre sahip olan bir parti biz işçileri düşünür mü? Feriştahı gelsin ben ona oy vermem abi. Eskiden de sorunlar yok muydu? Vardı vardı ama bu iktidar pervasızca ve vicdansızca misliyle yapıyor. Artık bu kötü gidişata dur demenin zamanıdır.
Özetle biz işçiler tek adam rejimine “hayır” diyoruz!
Kaç Vakte Kadar?
Ben de “Tamam” Diyorum!
- 14 Mayıs Seçimleri: İhtiyacımız Bir Kurtarıcı Değil Örgütlülüktür!
- Emekçi Kadınlar: Yağmacı Enkaz Düzenine, Tek Adam Rejimine Hayır!/1
- Soğanı Bile Lüks Hale Getiren Bu Rejim Gitmeli!
- UİD-DER ve TİP’ten İstanbul/Avcılar’da Ortak 1 Mayıs ve Seçim Çalışması
- Türkiye İşçi Partisi Milletvekili Adaylarını Tanıttı
- Emek ve Özgürlük İttifakı Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinde Kararını Açıkladı
Son Eklenenler
- Siyasi iktidar ve sermaye sınıfı yasa kural tanımadan işçilerin haklarını gasp ediyor. Bu saldırılara işçilerin cevabı ise mücadele etmek, boyun eğmemek oluyor. 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta Manisa Turgutlu’da yürüyüş ve basın...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER’in, “Geçmişten Geleceğe Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” şiarıyla düzenlediği etkinlikler dizisi İstanbul Avrupa Yakası ve Mersin’deki etkinliklerle son buldu.
- Kocaeli İSİG Meclisi ve Eğitim-Sen 1 No’lu Şube, MESEM aracılığıyla öğrencilerin sermaye için çocuk işçi yapılmasına karşı 16 Martta basın açıklaması düzenledi.
- Patronlar iş barışını “patronla işçi arasında uyum, saygı ve güven ortamı” olarak tanımlıyorlar. Peki, patronun işçiyi sömürmesi üzerine kurulu bir sistemde saygıdan, barıştan söz edebilir miyiz? İş barışı söylemini dillerinden düşürmeyen patronlar...
- Malum, Şubat ayını geride bırakıp baharın gelişini müjdeleyen Mart ayına girdik. Fakat içimiz bahar sevinciyle dolmak bir yana daha da kararıyor. Ama bunun tek nedeni hava değil. Atalarımız “Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır” demişler....
- Ücretlerimizin yükseltilmesini talep ettiğimiz her dönemde, biz işçilere “açgözlü”, “nankör” yaftası yapıştırılır. İktidar sahiplerinden tutun da, daha fazla kâr etmek için hayatlarımızı cehenneme çeviren patronlara kadar sermaye sınıfının zihniyeti...
- İşçilerin pek çok sektörde hak gasplarına karşı verdikleri mücadeleler sürüyor. Antep’te bulunan Sayın Tekstil fabrikasında 200’ü aşkın işçinin ek zam talebiyle 9 Martta başlattığı iş bırakma eylemi devam ediyor. 14 Martta sendikaları BİRTEK-SEN’le...
- Toplumun ezenler ve ezilenler olarak ikiye bölündüğü bir sistemde gerçek adalet ve barış olamaz. Ama gerçek adaleti ve barışı isteyenler olur ve onlar ezilen sınıflardır, kadın erkek işçiler ve emekçilerdir. Dünden bugüne Fransa’dan Türkiye’ye...
- Hepimizin bildiği üzere kısa bir süre önce 2023-2025 MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi grev aşamasında son buldu. Birden çok fabrikada MESS’e bağlı olsun veya olmasın hareketli süreçler yaşandı. Çünkü alınacak ücret başka fabrikadaki işçilerin alacağı...
- Pek çok işçi kardeşimiz grev ve direnişlerde “biz ekmeğimizin peşindeyiz” derler. Bununla ekmeklerini korumak dışında bir amaçları olmadığını anlatmaya çalışırlar. Fakat kısa zamanda ekmeklerini koruyabilmek için sendikaya üye olma, grev, gösteri,...
- TÜİK’e göre Türkiye’de göreli yoksullaşma da azalıyormuş! Ülkedeki ortalama gelirin yüzde 50’si yoksulluk sınırı olarak kabul edildiğinde 2013 yılında göreli yoksulluk oranı yüzde 15 iken 2023 yılında yüzde 13,9’a düşmüş. Pek çok uzman Cumhuriyet...
- Erzincan İliç’te bulunan siyanürlü altın madeninde meydana gelen faciada 9 madenci kardeşimiz hâlâ göçük altında. Siyanürlü liç yığınının çökmesinin ardından siyanürün yanı sıra çeşitli ağır metaller de suya ve toprağa karıştı. Madenin sahibi yerli-...
- Çalıştığım işyerinde Tuncay isimli bir arkadaşımız var. Tuncay eşinden ayrılmış, çok şeker bir oğlu var, hayatta belki de tek tutunacağı dal o kalmış. Gözlerinde “şişe dibi” diye tabir edilen bir gözlük, ayağının biri topal, iki kulağında da işitme...