Buradasınız
Doğru Bellediğimiz Yanlışlar
1. İşyerlerimizde haksızlığa uğrarsak, işverene dava açıp hak aramaya gerek yok. Nasıl olsa tüm yasalar patronlardan yana. (Soruna bu tarzda yaklaşmak doğru değil )
Evet, patronların düzeninde aslında yasalar patronlardan yanadır. Ama işçi sınıfı mücadele verdiği için işçilerin çalışma koşullarına ve haklarına ilişkin birtakım yasal düzenlemeler yapılmak zorunda kalınmıştır. Bunları bize patronlar hediye etmediğine göre, yasal haklarımızı bilmeli, kullanmalı ve daha ileri haklar elde etmek için de mücadele etmeliyiz. (Doğru olanı bu)
2. Tüm sektörlerde ve tüm işlerde patron fabrikada istediği kadar taşeron şirket kurabilir. (Yanlış)
4857 sayılı iş kanununun 2. maddesinde, bir işin taşerona (alt işverene) verilmesinin koşulu şöyle belirtiliyor: “İşletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler dışında asıl iş bölünerek alt işverenlere verilemez.” Verilirse ne olur? Elbette kimse itiraz etmezse, işçi hakkını aramazsa patron işini yürütür. (Doğru)
3. Patron, bizi kurduğu taşeron şirkete devretti. İtiraz edene kapıyı gösterdi. Hepimizin ana firmadan çıkışını vererek işten attı. İşsiz kalmamak için eski işyerindeki kıdemimizden vazgeçtik. Artık yapacak bir şey yok! (Yanlış)
İş kanunun 2. maddesine göre, asıl işverenin işçilerinin taşeron tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam ettirilmesi durumunda bu işçilerin hakları hiçbir şekilde kısıtlanamaz. İşçiler kandırılarak taşeron şirkete geçirilse bile bu işçiler asıl işverenin işyerinde çalışan işçilerdir. Demek ki işçi tazminatlarını talep ederken ana firmada işe başladığı tarihten itibaren hak iddia edebilir ve mutlaka etmelidir. (Doğru)
4. Bizim fabrika yeni bir patrona satıldı. Eski patronun bize borcu vardı, yeni patron ödemeyi kabul etmezse ve işe devam edebilirsek ona da şükür. Yeni patron işten çıkarırsa tazminat da vermez zaten, işyerinin adını değiştiriyormuş. Yeni patronun insafına kaldık! (Yanlış)
İş yasasına göre işyeri satılır veya devredilirse devir tarihinde işyerinde mevcut olan iş sözleşmeleri bütün hak ve borçları ile birlikte devralana geçer. Yeni patron, işçinin hizmet süresinin esas alındığı haklarda, işçinin eski patron yanında işe başladığı tarihe göre işlem yapmakla yükümlüdür. Eski veya yeni patron, işyeri veya bir bölümü devredildi diye keyfi yere işten çıkartma yapamaz. Çıkartırsa kıdem-ihbar tazminatlarımızın yanı sıra kötü niyet tazminatını da ödemek zorunda kalır. Eğer böyle yapmazsa birleşerek mücadele etmeliyiz. Aynı zamanda iş mahkemesine başvurarak hakkımızı hukuki yollardan da aramalıyız, davacı olmalıyız. (Doğru)
5. Biz işyerinde sözleşmeli çalıştırılıyoruz. Kadrolu çalışanların sayısı azaltılıyor. Aynı işi yapıyoruz ama kadrolu işçilerin ücreti daha yüksek, bizimki daha düşük. Zaten biz sözleşmeli çalıştırıldığımız için bizim kadrolular gibi haklarımızı aramamız, kadrolu ile aynı ücreti talep etmemiz mümkün değil. (Yanlış!)
İş yasasına göre, işçiler, salt iş sözleşmesinin belirli süreli olmasından dolayı belirsiz süreli iş sözleşmesiyle (kadrolu) çalıştırılan işçiye göre farklı işleme tâbi tutulamazlar. Demek ki, patronun keyfi tutumuna karşı birleşerek mücadele etmeli ve haksızlığın önüne geçmeliyiz. (Doğru)
6. Patron işten çıkarıldığımı söyledi. “Önümüzdeki aybaşı gel paranı al” dedi. Herhangi bir kâğıt vermedi. O yüzden işe gitmedim, paramı almak için aybaşını bekliyorum. (Yanlış)
“İşveren fesih bildirimini yazılı olarak yapmak ve fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirtmek zorundadır” diyor iş yasası. Bize yazılı bildirim yapılmamış ise biz halen o işyerinin çalışanıyız demektir. Yani yazılı bildirim yapılana kadar işe gitmek zorundayız. Eğer patronun sözlü bildirimine güvenip 3 gün üst üste işe gitmezsek işveren “haklı fesih” yapabilir. Böylece kıdem ve ihbar tazminatlarımızı ödemekten kurtulur. Oyuna getirilmiş oluruz ve çalıştığımız sürenin ücreti dışında hiçbir hak talep edemeyiz, işe iade davası bile açamayız. Yasal mevzuat bir yana; işten çıkarılmayı boynumuz bükük kabullenmek bir işçiye yakışır mı? İşçiler haklarını aramalı ve haksızlığa boyun eğmemelidirler. (Doğru)
18 Yaşlarında Gelen Ölümler
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- Hayat Pahalı Ama Hayatımız Çok Ucuz!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- Büyüyen Yoksulluk ve Sosyal Yardımlar
- Rakamların Ardına Gizlenen Gerçekler
- Sermayenin ve İktidarın Saldırılarını Püskürtmek İçin 1 Mayıs Ruhuyla Birleşelim
- İşçi Dayanışması 192. Sayı Çıktı!
- Bumerang Geri Döner!
- Engelli Koşu ve Örgütlülük
- “İş Barışı” mı Hak Arayışı mı?
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Yoksulluk Azaldı mı?
- Sermayenin Saldırılarına Karşı Birliğimizi Örgütleyelim!
- İşçi Dayanışması 191. Sayı Çıktı!
- Bir Ana ile Tanışmak…
- Sağlığımızı Mucizelerle Değil Birliğimizle Koruyabiliriz
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- MESS Sözleşmesinden Çıkardığımız Bir Ders Var
- Patron Haklı mı?
Son Eklenenler
- 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirdi. Grevlerini sürdüren Lezita işçileri patronun grev kırıcılığına karşı da mücadele ediyor. 18 Martta Ankara’ya yürüyüş başlatan Agrobay işçileri, 21 Martta...
- İktidarın desteğini arkasına alan patronlar işçilerin haklarına pervasızca saldırıyor, işçiler mücadele ediyor. Adıyaman Besni’de Mega Polietilen fabrikasında ücret gaspına karşı başlayan direniş sonuç verdi, işçilerin 2 aylık ücretleri yatırıldı....
- Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Mersen’de işçiler, sendika ve toplu sözleşme hakları için 19 Nisanda greve çıktı. Sendikadan yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi: “Fransa sermayeli Mersen’in merkez yöneticileri...
- İşçi Dayanışması’yla tanışmış işçi kardeşlerimiz, gazetemizin kendilerinde yarattığı değişimi çok iyi bilir. UİD-DER ile yolları kesişen her işçi kardeşimizin zihni açılır, doğru bir ifadeyle dünyaya ve her şeye sanki üç boyutlu bir gözlükle bakar...
- Bu dünyaya sadece çalışmak için gelmiş gibiyiz. İşyerinde arkadaşlarımın ağzından sürekli şu sözler dökülüyor: “Ya biz bu dünyaya çalışmak için mi geldik? Evde iş, fabrikada iş… Sürekli bir döngünün içinde dönüp duruyoruz. Neden bu kadar çok...
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...
- Öz Gıda-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 7 Marttan beri grevde olduğu Abalıoğlu Lezita fabrikasında 16 Nisanda jandarma işçileri ve sendikacıları darp etti ve ters kelepçeyle gözaltına aldı. Yaralanan 8 işçi hastaneye kaldırıldı. İzmir Kemalpaşa’da...
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...