Buradasınız
Dünyanın En Büyük Gücü: İşçi Sınıfı
Bütün ülkelerde sayıları her geçen gün artan biricik kesim işçi sınıfıdır. Ülkeleri, dinleri, renkleri, dilleri ne olursa olsun emek-gücünü satarak yaşayan toplumsal güç işçi sınıfıdır. İşçi sınıfı ekonominin yani üretimin temelini oluşturuyor. İşçi sınıfı dünyadaki tüm zenginliği üreten bir sınıftır. İşçiler birkaç gün çalışmasa hayat durur. İşçiler ve onların aileleri, yani emekçiler dünya genelinde toplumun ezici çoğunluğunu oluştururlar. Üretimden gelen gücü ellerinde tutmalarına rağmen işçilerin çok önemli bir eksikliği bulunmaktadır: Örgütsüzlük.
Örgütsüzlük işçilerin çalışma koşullarından hayat koşullarına kadar belirleyici olmaktadır. Örneğin düşük ücretlerle uzun saatler boyu çalışmak, her ay iş cinayetlerinde 150’den fazla işçinin hayatını kaybetmesi örgütsüzlüğün bir sonucudur. Örgütsüzlüğün derin acılarını taşeronlaştırmada, esnek çalıştırmada veya işten atmalarda yaşamaktayız. Geçinmek için iki iş yapan, fazla mesailere kalan, kendilerini tüketen, sağlıklarından olan işçiler, birlik olmadıkları için tüm bunlara katlanıyorlar. Örgütsüzlük işçi ailelerini sosyal ve psikolojik olarak da etkilemektedir.
İşçi sınıfının örgütlenmesinin önüne nice engel ve yasaklar koyanlar sermaye sınıfıdır. Hiçbir patron çalıştırdığı işçilerin bilinçli ve örgütlü olmasını istemez. Hiçbir kapitalist “ayakların baş olmasını” istemez. Sermaye sahipleri işçileri bölmek, parçalamak ve kendilerine muhtaç halde yönetmek isterler. Birlikte hareket etmeyen işçiler, kapitalistlerin dediklerini yapmaya mecbur kalır. İşçilerin birlik olmadığı, örgütlenmediği bir ülkede örneğin emeklilik yaşı 65’lere kadar çıkartılır. Sağlık ve eğitim gibi haklar paralı hale getirilir. Grevler yasaklanır. Sendikalaşmak isteyen işçiler kapı önüne konulur. Enflasyon ve hayat pahalılığı işçi ücretlerini değersiz kılar. Teşvikler ve fonlar patronlara aktarılırken, işçilere sürekli kemer sıkma politikaları dayatılır.
Kapitalist dünyada ülkeleri siyasi ve ekonomik olarak yöneten güç sermayedir. Sermaye sınıfı örgütlü ve bilinçlidir. Bu dünyada işçilerin yönetimde herhangi bir söz hakkı gerçekte yoktur. Fabrikaların, bankaların, toprakların sahibi egemenlerdir. Bu mülk sahipleri işçi sınıfını asgari ücrete ve ağır çalışma koşullarına mahkûm etmiştir. Böylece dünya nüfusu iki büyük toplumsal kampa bölünmüş olur. Bir yanda sayıları milyarları bulan ve sefalet koşullarına itilen işçiler, diğer yanda nüfus içindeki oranı yüzde biri dahi bulmayan, lüks ve sefahat koşullarında yaşayan sermaye sınıfı. Üstelik işçilerin çalışma koşulları kapitalistler arasındaki rekabet gerekçe gösterilerek her geçen gün daha da zorlaştırılır. Yani üretim temposu arttırılır, maliyetler kısılır, ücretler aşağıya çekilir.
Türkiye’de işçiler 1960 ile 1980 arasında sendikal ve siyasal anlamda önemli bir örgütlenme seferberliğine girişmişlerdi. Örgütlülüğü çeşitlenip güçlenen işçiler; sosyal haklarda, ücretlerde, sendikalaşma oranlarında önemli bir yükselişe girmişlerdi. Fakat bu önemli birikim darbe ve yasaklarla yok edildi. 1980 yılından günümüze kadar işçilerin sahip olduğu ekonomik, demokratik ve siyasal haklar yok edildi. 35 yıllık dönemin sonucunda işçi sınıfı örgütsüzlüğün çok ama çok ağır bir faturasını ödemektedir.
İşçi sınıfı birlik olmadıkça koca bir hiçtir. İşçi sınıfı birliğini kaybettikçe, yani örgütsüzleştikçe sendikaları sermaye partilerinin arka bahçesi olur. İşçi sınıfı örgütsüzleştikçe kıdem tazminatı elinden alınır. Dayanışma grevi, siyasi amaçlı grev bir lüks gibi algılanır. Kısacası bugünün işçilerinin büyük çoğunluğu örgütsüzlüğe itildikçe ikramiye, sendika, ücret, sigorta, tazminat ve emeklilik hakkı gibi geçmişte mücadeleyle kazanılmış hakların büyük çoğunluğu patronların iyiniyetine, insafına terk edilir. Kâr hırsı ve rekabet iyi niyeti de insafı da ezer, yok eder.
Birliksek, bilinçliysek her şeyiz, yoksa hiçbir şey. İşte işçilerin temel fikri bu düşünce olmalıdır. Fabrikada, ülke ve dünya çapında işçiler olarak birlik olmamızın, örgütlenmemizin zemini, yol ve yöntemleri mevcuttur. Başka bir çare ve yol da yoktur. Hak ve çıkarlarımızı ifade eden ortak talepler etrafında birleşmeliyiz. Birleşmek zorundayız, çünkü kendimizin ve ailelerimizin, dünyamızın geleceğini patronların kâr hırsına kurban edemeyiz.
Amenna
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- Hayat Pahalı Ama Hayatımız Çok Ucuz!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- Büyüyen Yoksulluk ve Sosyal Yardımlar
- Rakamların Ardına Gizlenen Gerçekler
- Sermayenin ve İktidarın Saldırılarını Püskürtmek İçin 1 Mayıs Ruhuyla Birleşelim
- İşçi Dayanışması 192. Sayı Çıktı!
- Bumerang Geri Döner!
- Engelli Koşu ve Örgütlülük
- “İş Barışı” mı Hak Arayışı mı?
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Yoksulluk Azaldı mı?
- Sermayenin Saldırılarına Karşı Birliğimizi Örgütleyelim!
- İşçi Dayanışması 191. Sayı Çıktı!
- Bir Ana ile Tanışmak…
- Sağlığımızı Mucizelerle Değil Birliğimizle Koruyabiliriz
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- MESS Sözleşmesinden Çıkardığımız Bir Ders Var
- Patron Haklı mı?
Son Eklenenler
- 1 Mayıs’a sayılı günler kaldı ve biz emekçi kadınlar böylesine anlamlı bir güne hep birlikte hazırlanmak üzere yan yana geldik. Sınıfımızın birlik, dayanışma ve mücadele günü için UİD-DER’de birleştik. Hep birlikte coşkulandık, umutla dolduk. 1...
- Bir haykırış duyuldu derinden/ Sanırsın dağlar kalktı yerinden/ Mahalleden, fabrika köşelerinden/ Ayağa kalktı yürüyor işçi/ Yürüyor işçi, yürüyor işçi!
- Her işçinin hayalidir bir gün emekli olmak, hayatının kalan kısmında çalışmadan mutlu mesut yaşamak ve kendini güvende hissetmek… Bunun için sigortalı bir işte çalışmaya, SGK primlerimizin gerçek ücretimiz üzerinden ödenmesine dikkat ederiz. İşe ilk...
- Geçenlerde manava yolum düştü, eve bir iki parça şey alayım diye uğradım. Alışveriş bitti, tam para ödeme esnasında 17 yaşlarında bir genç gelerek kasadaki kişinin kulağına bir şeyler fısıldadı. O ise kafasını sallayarak “tamam tamam al” dedi. Genç...
- Ramazan bayramı boyunca, insanlar birbirlerine temenni mesajları attı. Sevdiklerine onların mutluluklarını içeren dilekler ilettiler. Sevdikleri kişilerin kötü günler görmemesini, her türlü beladan ve kazadan uzak olmasını, açlık ve yoksulluk...
- Merhaba arkadaşlar, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Bu sömürü düzeni kapitalizm dünya işçi sınıfının hayatını alt üst edip zindana çeviriyor. Dolayısıyla her 1 Mayıs’ın biz emekçiler için ayrı bir...
- Siyasi iktidarın ve sermaye sınıfının saldırıları arttıkça işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları kötüleşiyor, iş cinayetleri sürüyor. Bu koşullarda düşük ücretlere, sendikal baskılara, ağırlaşan çalışma koşullarına karşı pek çok sektörde...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER temsilciliklerinde “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlikler gerçekleştirildi. 20-21 Nisanda...
- Son yıllarda mülteci, göçmen, sığınmacı ve yabancı sözlerini çok duyduk, duymaya da devam edeceğiz. Nedeni dünya üzerindeki 8 milyar insanın neredeyse 300 milyonunun, doğup büyüdükleri, yaşadıkları topraklardan kaçmak zorunda kalmalarıdır. Ve...
- Yunanistan’da en büyük işçi sendikası olan Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (GSEE) çağrısıyla artan hayat pahalılığını protesto etmek amacıyla bir günlük genel grev gerçekleştirildi. 16 Nisan’da yüzbinlerce işçi ve emekçi başta Atina...
- Ben Mersin’den, sendikasız bir fabrikada çalışan metal işçisiyim. Yaşamımı devam ettirebilmek için ben de sizler gibi çalışmak zorundayım. Çalıştığım fabrikada birçok sorunla karşı karşıyayız. Bu sorunlar Türkiye’de işçilerin genelinin yaşadığı...
- Türkiye’nin her yerinde pıtrak gibi çoğalan özel okullar, bir süredir ülke gündemine pek çok sorunla birlikte yerleşmiş durumda. 22 yıldır sanayi şehri Bursa’da çalışan bir özel okul öğretmeniyle sektördeki sorunlar üzerine gerçekleştirdiğimiz...
- 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirdi. Grevlerini sürdüren Lezita işçileri patronun grev kırıcılığına karşı da mücadele ediyor. 18 Martta Ankara’ya yürüyüş başlatan Agrobay işçileri, 21 Martta...