“Almış dizginleri eline
Bir avuç vurguncu müteahhit toprak ağası
Onların kemik yalayan dostları
Onların sazı cazı villası doktoru dişçisi
...Halka hizmet için oturduğunuzu iddia ettiğiniz Meclis sıralarında keyif çatıyorsunuz. Yediğiniz midenizde, yemediğinizi kim bilir nerelere saklıyorsunuz. Sonra da kalkıp, “sizin için gece gündüz çalışıyoruz” diyorsunuz. Sizlerin aldığı maaşı biz işçiler bir yılda alamıyoruz. Meclisteki Bakanlar Kurulu koltuklarında bile uyuduğunuzu herkes görüyor. Uyanık kaldığınızda da, işçileri daha fazla nasıl sömürürüz, patronları daha fazla nasıl zengin ederiz diye düşünüp bunun için çalışıyorsunuz. İşsizlik fonunda biriken paraları, asgari ücretten alınan vergileri ve pek çok devlet kaynağını patronlara peşkeş çekiyorsunuz. Arada bizzat sizin kutu kutu götürdükleriniz de cabası.
Soygun ve sömürüyü katmerlendiren icraatlarınızı işçilere müjde diye açıklıyorsunuz. Meselâ şu anda görüştüğünüz torba yasadaki iş kanunu düzenlemelerini olumlu değişikler olarak göstermek için, “herkes bir gün bile çalışsa kıdem tazminatı alacak” diyorsunuz. Ama nasıl ve ne zaman alacağına dair hiçbir açıklama yapmıyorsunuz. Kıdem tazminatını iş kazası geçirip öldükten sonra mı vereceksiniz? Yoksa parayı fonlarda tutup bunu patronları daha da zenginleştirmek için mi kullanacaksınız?İş sağlığı ve iş güvenliği diye güdük bir yasa çıkardınız ve bununla iş kazalarının önüne geçileceğini iddia ettiniz. Ama sonra bu güdük yasayı bile erteleyerek patronlara daha fazla “yük” bindirmemeye çalıştınız. Bunun en acı sonucunu ise Soma’da yaşadık. Soma maden ocağında, alınmasını sağlamadığınız önlemler yüzünden 300’ün üzerinde işçinin ölümüne sebep oldunuz. Her iş cinayetinde, her işçi yaranmasında ve sakat kalmasında hükümetin ve patronların büyük payı var. Müjde diye yasa çıkaran bakanlar siz de bu cinayetlere ortaksınız. Bu cinayetler sizin fıtratınızda var. Sermayeye ve patronlara hizmet etmek için varsınız siz.
Bizler sizlerin müjde diye çıkardığınız yasaların altında yatan gerçekleri emekçilere anlatmayı kendimize görev edinmiş işçileriz. “İş kazaları kader değildir, işçi ölümlerini durduralım” şiarıyla on binlerce imza toplayıp yüz binlerce işçiye gerçekleri bir bir anlattık. Fabrika önlerinde, sokaklarda ve işyerimizde her işçiye, iş kazalarına karşı önlem alınırsa iş cinayetleri yaşanmaz diye anlattık. Topladığımız imzaları Meclise getirdik ve imzaları teslim ederken siz bakanlar orada bile değildiniz.
Bu mektuptan siz bakanların ve sermaye temsilcilerinin haberi bile olmayacak. Yine biz işçiler okuyacağız. Ve bilinçlenip güçlerimizi birleştirerek ayağa kalktığımızda, işçilerin iş cinayetlerine kurban gitmelerine, yoksulluk içinde yaşamalarına yol açan bu sömürü düzenini yıkıp kendi iktidarımızı kuracağız.
Dünyanın Bütün İşçileri Birleşin!
Birleşen İşçiler Yenilmezler!
“Almış dizginleri eline
Bir avuç vurguncu müteahhit toprak ağası
Onların kemik yalayan dostları
Onların sazı cazı villası doktoru dişçisi
...Bir seçim sürecinde daha burjuva siyasetçiler, yani patronların siyasi temsilcileri sahnedeler. Milyon dolarlık reklam kampanyaları eşliğinde, işçileri yalanlarına inandırmak için kapı kapı geziyorlar. İşçilere, emeklilere...