Buradasınız
Fazla Mesailer İşçileri Tüketiyor
Ankara’dan bir grup işçi
İşyerlerinde yapılan fazla mesailer kuralsızlık, denetimsizlik ve patronların kâr hırsı yüzünden işçiler için çileye dönüşmüş durumda. Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü’nün (OECD) hazırladığı rapora göre Türkiye çalışma saatlerinde dünya lideri. Rapor haftalık yasal çalışma süresinin 45 saat olduğu Türkiye’de her çalışanın yasal çalışma süresinden ortalama dört saat daha fazla çalıştığını ortaya koydu. Yemek ve çay molaları, işe gitmek için yolda geçirilen zaman ise çalışma süresine dâhil edilmiyor.
Gözünü kâr hırsı bürümüş patronlar, işçilerin ücretlerini düşük tutarak fazla mesaiye kalmayı mecburi hale getiriyorlar. İş saatlerini uzatmanın en kolay yolu işçileri fazla mesaiye bırakmak. 2017 yılı için asgari ücret 1271 lira ve buna Asgari Geçim İndirimi de eklendiğinde 1404 lira oluyor. Yapılan zamlarla bu ücret daha işçinin cebine girmeden buhar oldu. Ücretlerin düşük olması, gelir-gider arasında büyük bir uçurum oluşturuyor. İşte bu yüzden işçiler, gece gündüz demeden fazla mesai yaparak gelirlerini artırmaya çalışıyorlar. Ücretlerin düşüklüğü, geçim derdi ve işten atılma tehdidi işçiyi fazla mesai dayatmasına boyun eğdiriyor. Ayrıca pek çok işveren fazla mesai yaptırdığı çalışanlarına bu sürelerin karşılığı olan ödemeyi tam yapmıyor. Hatta hiç yapmadığı da oluyor.
Yasal olarak haftalık çalışma süresi 45 saat. Bu süre fazla mesailerle birlikte 70-75 saate kadar çıkabiliyor. Haftalık 45 saatin üzerindeki çalışmaların fazla mesai olarak değerlendirilmesi ve yüzde 50 zamlı ödenmesi gerekir. İşverenler zaman zaman ücretin asgarisinin üstünde olan kısmının fazla mesaileri karşıladığını öne sürüyor ve işyerindeki çalışmaların tümü için ücret ödemesi yapıldığını savunuyor. Örneğin aylık 1800 lira alan bir işçi günde 10 saat ve haftada 6 gün çalışıyorsa haftalık çalışma saati yemek ve çay molalarını çıkardığımızda 54 saat olur. Yani haftalık 9 saat fazla çalışması vardır. Bu da aylık 36 saate denk düşer. 36 saat fazla mesainin 1800 lira ücrete göre ortalama karşılığı da 432 liradır. Yani bu şartlarda çalışan ve mesai yapan işçi aslında asgari ücretin altında bir ücrete çalışıyor demektir.
Çalışma saatleri uzarken ve işçiler gece gündüz çalışıp tükenirken, patronlar ceplerini şişirmeye devam ediyorlar. Öyle ki, patronlar utanıp sıkılmadan, fazla mesailerle 12 saate çıkan iş saatlerini normal olarak kabul etmemizi istiyorlar. İşçiler insan değilmiş gibi, işçilerin fazla mesaiye kalıp kalmayacağını sormaya bile tenezzül etmiyorlar. İş başvurularında fazla mesaiyi kabul etmeyen işçi işe alınmıyor. Tüm üretim ve vardiyalar 12 saat üzerinden planlanırken, işçiler dikkate alınmıyor. Üstelik çoğu işyeri Cumartesi ya yarım gün ya da tam gün çalışmasına rağmen işçilere fazla mesai ücreti genellikle verilmiyor.
Üstelik yalnızca iş saatleri uzatılmıyor; aynı zamanda iş temposu da hızlandırılıyor. İki ve hatta üç işçinin yapacağı iş bir işçiye yaptırılıyor. İşçi, işten bıkıyor, dikkati dağılıyor ve bu durum iş kazalarına sebebiyet veriyor. İşçi, tüm enerjisini tüketmiş ve yorgun olarak işten ayrılıyor.
Patronların dayattığı çalışma düzeni işçilerin sosyal hayatını yok ediyor, sağlıklarını bozuyor ve mutsuz ediyor. Bu koşullarda işçilerin payına düşen; çocuğunu sadece uyurken görebilmek, fazla mesaiye kalmadığı için baskı görmek, aile hayatının bozulması, boşanmalar, yok olan hayatlar oluyor. Haftanın 6 gününü, 24 saatin 12 saatini işyerinde geçiren bir işçinin kendine ait bir hayatı kalmıyor. 12 saat patron için çalışan işçi, en iyi ihtimalle 1 saatini de yolda kaybediyor. İşçi ortalama 8 saat uyuyamadan, dinlenemeden ertesi gün çalışmak zorunda kalıyor. Oysa işçi ertesi gün çalışabilmek için düzenli uyumak, dinlenmek ve enerjisini toplamak zorunda.
Tüm zenginlikleri yaratan işçiler, yaşamak için daha çok boş zamanı ve daha yüksek ücretleri hak ediyor. Ücretlerin yükselmesini ve iş saatlerinin düşmesini istemeyen tek bir işçi yoktur. Ancak işçilerin birlik olmadan ve mücadele etmeden bunları elde edebilmesi mümkün değildir.
Grev Oylaması
Al Benden de Bir HAYIR!
Son Eklenenler
- Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Mersen’de işçiler, sendika ve toplu sözleşme hakları için 19 Nisanda greve çıktı. Sendikadan yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi: “Fransa sermayeli Mersen’in merkez yöneticileri...
- İşçi Dayanışması’yla tanışmış işçi kardeşlerimiz, gazetemizin kendilerinde yarattığı değişimi çok iyi bilir. UİD-DER ile yolları kesişen her işçi kardeşimizin zihni açılır, doğru bir ifadeyle dünyaya ve her şeye sanki üç boyutlu bir gözlükle bakar...
- Bu dünyaya sadece çalışmak için gelmiş gibiyiz. İşyerinde arkadaşlarımın ağzından sürekli şu sözler dökülüyor: “Ya biz bu dünyaya çalışmak için mi geldik? Evde iş, fabrikada iş… Sürekli bir döngünün içinde dönüp duruyoruz. Neden bu kadar çok...
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...
- Öz Gıda-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 7 Marttan beri grevde olduğu Abalıoğlu Lezita fabrikasında 16 Nisanda jandarma işçileri ve sendikacıları darp etti ve ters kelepçeyle gözaltına aldı. Yaralanan 8 işçi hastaneye kaldırıldı. İzmir Kemalpaşa’da...
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...