Buradasınız
Flormar Direnişindeki Baskılar Dayanışmayla Aşılır
Gebze’den bir grup işçi
Bizler Gebze’den bir grup işçiyiz. Bizler biliyoruz ki bir fabrikadaki işçilerin mücadelesi ancak diğer işçilerin dayanışma ve desteğiyle başarıya ulaşır. Bu nedenle de sınıf dayanışmasının önemini her gün yeniden kavrıyoruz. Malumunuz Flormar işçileri, Petrol-İş Sendikasına üye oldukları için işten atıldılar. Fabrika önünde direnen işçilerin başlattığı mücadele 110 günü geride bıraktı.
Bizler de çeşitli sektörlerde çalışan işçiler olarak, direnişlerini sürdüren Flormar işçilerini pek çok kez ziyaret ettik. Kimi zaman çalıştığımız fabrikadaki arkadaşlarımızla gittik. Kimi zaman gece vardiyası çıkışında ilk adres olarak direniş alanını belledik. Çalıştığımız fabrikalarda, oturduğumuz mahallelerde Flormar işçilerinin sesini duyurmaya, seslerine ses katmaya çalıştık. Direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Flormar işçilerine hem kolluk kuvvetlerinin hem de patronun uyguladığı baskılar her geçen gün artıyor. Sendikaya üye olduğu için işten atılan ve hakkını arayan işçiler her gün yeni baskılarla karşılaşırken, yasaları hiçe sayan patrona hiçbir yaptırım uygulanmıyor. Aksine, ses aracıyla içerde çalışan arkadaşlarına seslenmeye çalışan direnişçi işçilere yaptırım uygulanıyor. Ses aracından müzik açmak keyfi şekilde yasaklanıyor. İşçilerin moralini bozmak, fabrika önünde beklemelerinin önüne geçilmek isteniyor. Flormar patronu direnişi kırmak için her yolu deniyor. Çay ve yemek molalarında fabrikada çalışmaya devam eden işçilere seslenen direnişçi işçiler fabrika giriş kapısına yaklaşmasın diye demirler yağa bulanıyor.
Oysa 16 yıldır iktidar olan hükümet “iki sendikaya bile üye olabilirsiniz” diyordu. Bırakın iki sendikayı sendikanın s’si bile işçilerin kapının önüne koyulması için yeterli oluyor. 16 yıl boyunca işçi düşmanı yasalar çıkaran, çok sayıda grevi yasaklayan iktidar, her fırsatta patronlar sınıfının yanında olduğunu kanıtlıyor. Hakkını arayan işçilerin onurlu mücadelesi sudan sebeplerle gayrimeşruymuş gibi yok edilmeye çalışılıyor.
Bizler biliyoruz ki Flormar işçilerinin direnişi haklıdır. Yalnızca Petrol-İş Sendikasına üye olan işçilerin değil tüm sektörlerden işçilerin desteği önemlidir. Unutmamalıyız ki hangi sektörden olursak olalım geçmişi çok çetin mücadelelerle dolu bir sınıfın evlatlarıyız. Flormar direnişçilerinin kazanımı tüm işçi sınıfının kazanımı olacaktır. Örgütlü ve kararlı işçilerin mücadelesi başarıya ulaşır.
Dünyaca
Fumiaki Hoshino’ya Özgürlük Kampanyası
- “Yanıyorsun Fuat Abi”
- Kredi Kartları Taksitlerinden Kurtuluyoruz!
- Neden Hiçbir Şey Değişmiyor?
- İşçilerin Kafa Karışıklığı Kimin İşine Geliyor?
- Dünya Dönüyor Ama Eskisi Gibi Değil
- Asgari Ücretle Açgözlü Olunur mu?
- Ekmeğimizin Peşindeysek Haklarımızın da Peşinde Olmalıyız!
- Hayatı Bizim İçin Ömür Törpüsü Haline Getirdiler
- Bu Düzen Sağlığımızı Bozuyor
- Benim Ekonomim Neden Şahlanmıyor?
- Migros’ta İşten Atılan Yeğenim İşe İade Edildi
- Borsada Neleri Kaybediyoruz?
- Umut Hep Vardır
- Dün Hiroşima Bugün Ortadoğu
- MESS Sözleşmesinden Çıkardığımız Bir Ders Var
- Patron Haklı mı?
- Doğru Bilgi ve Çözüm İçin Mücadele Saflarına
- Karnımızı Doyurmak Değil Sağlıklı Beslenmek İstiyoruz
- “Fedakârlık” Neden Hep Bize Düşer?
- Bazen de REFİK Olmalı!
Son Eklenenler
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...
- Otuz yıl boyunca kesintisiz çalışmış, ücreti daha cebine girmeden SGK primleri ve vergileri kesilmiş, EYT’li emekli bir işçiyim. 2024 yılı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından emekliler yılı ilan edildi ama emekliler sefalet içinde yaşamaya mahkûm...
- Ezilenlerin safında mücadele eden, şiirlerini ve oyunlarını işçi sınıfına adayan Bertolt Brecht, “Yarının Büyüklerine Şiirler” kitabında, beşiğinin başucunda oğluna seslenen bir ananın ninnisine yer verir. Geçmişten bugüne ninniler, çocukların...
- Sevgili işçi kardeşlerim, hepinize merhaba. Bu mektubumda sizlerle sözü eğip bükmeden konuşmak ve gerçekler üzerine hasbihal etmek istiyorum. Yani gerçekleri olduğu gibi konuşalım. Biliyorum ki kursağınıza giren her lokmayı alın teriniz, elinizin...
- Adnan Yücel, Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek şiirinde “saraylar, saltanatlar çöker, kan susar bir gün, zulüm biter” der. Yeryüzünde “aşkın” yani özgürlüğün, barışın, mutluluğun hâkim olacağı günler için ve o günlere kadar mücadelenin devam edeceğini...
- Bugün dünyanın pek çok yerinde savaş naraları yankılanıyor. Filistin, Ukrayna, Suriye, Lübnan, Yemen ve daha birçok ülkede emperyalist savaşların getirdiği yıkımlara, acılara, ölümlere tanık oluyoruz. Şimdilik televizyon ekranlarında, gazetelerde...
- Portekizli yazar Jose Saramago “Körlük” romanında toplumsal körlüğü, bu kitabın devamı olan “Görmek” romanında ise ezilenler gerçekleri görmeye başladıklarında neler olduğunu anlatır. “Körlük” romanı 1933-1974 yılları arasında Portekiz’de hüküm...