Buradasınız
Flormar’ın Erkek İşçilerinden Mektup Var
Bir grup direnişçi erkek işçi
Merhabalar Adana’dan, Mersin’den, Ankara’dan ve birçok yerden direnişimizi selamlayan işçi emekçi kardeşlerimiz. 125 işçi olarak sendikalaştığımız için içten atıldık. Biz burada çoğunluğu kadınlar olmak üzere kadın ve erkek işçiler olarak omuz omuza mücadele ediyoruz. Kadın işçi kardeşlerimizin mücadelede önde olmasından ayrıca mutluluk duyuyoruz. Biraz da erkeklerin bir dayanışma derneği olmadığından hayıflanıyoruz. Kadın işçi kardeşlerimiz yanı başımızda direnen kadınlara selamlar, mektuplar gönderiyorlar, doğrusu biraz kıskanıyoruz. Direnişte biz de varız diyerek bizler de beklenti içine giriyoruz.
İçerdeyken kadınlar çok daha zor koşullarda çalışıyorlardı, kadınların emeği hafife alınıyordu. Erkeklerin üzerinde de baskı vardı ama kadınlara uyguladıkları kadar erkeklere baskı uygulayamıyorlardı. Kadınlar içerdeyken susmak, kabullenmek zorunda kalıyorlardı ama dışarı çıktıktan sonra her şeyi değiştirebileceklerini, boyun eğmek zorunda olmadıklarını gördüler. Bu yönüyle bizlere de örnek oldular. Bir mücadelede kadın varsa o mücadele kazanılır diyoruz artık. Biz erkeklerde kadınlara karşı bir önyargı var. “Bir işyerinde kadın varsa orada mücadele edemezsin, orada sendikalı olamazsın” diye düşünürdük. Ama kadın arkadaşlarımız bizleri de Flormar patronlarını da şaşırttılar. Yönetimdekiler “bunların çoğu kadın, iki üç gün durur sonra dağılırlar” gözüyle bakıyorlardı ama hiç umdukları gibi olmadı. Biz her sabah direnişimizin ilk günüymüş gibi kararlılıkla devam ediyoruz, omuz omuza.
İçerde çalışırken kadınlar da erkekler de dağınıktı, kimse kimseyle doğru düzgün konuşmazdı, zayıftık. Şimdiyse kadınların gücü ortada, biz erkekler de onlardan güç alıyoruz ve daha güçlüyüz. İçerdeyken sindirilmiş, tek tek kabuğuna çekilmiş bir haldeydik. Sürekli sürgünler yiyorduk o bölümden şu bölüme. Ama bir araya gelince, örgütlenmeye başlayınca bizi birbirimize karşı düşmanlaştırmaya çalıştılar. Ama biz düşmanlaşmak yerine daha çok birbirimize kenetlendik. Yönetimdekiler hep bir aile olduğumuzu söylüyorlardı, kapı dışarı edilince bütün aile bağlarımız koptu. Onların yalancı aile bağları pamuk ipliğine bağlı, bu yalanlarla yıllarca avuttular bizi. Gerçek aileye ise direnişimizle sahip olduk. Burada direnen arkadaşlarına el sallamak, alkışlamak bile işten atılma sebebi oldu. Yine de işten atılacağını bile bile bazı arkadaşlarımız bizleri alkışlamaya, selam vermeye devam ettiler. Biz anayasada geçen sendikalı olma hakkımızı kullandığımız için kapıda bulduk kendimizi. Gördük ki, arkamızda ne baba dediğimiz devlet ne de güya bizi aile gibi gören işveren var. Gördüğümüz yalnızca şu oldu; bizim yanımızda olan, haksızlığa boyun eğmeyen, dimdik duran yine bizim gibi işçi kardeşlerimizdi. Bizim gerçek ailemizin de yalnızca onlar olduğunu anladık.
Her gün civar fabrikalardan, partilerden, sendikalardan, derneklerden en çok da kadın örgütlerinden dayanışama ziyaretine geliyorlar. Ziyaretler gücümüze güç katıyor. Görüyoruz ki mücadelemiz yalnızca Flormar fabrikasıyla sınırlı kalmadı, çok daha uzaklara ulaştı. Mücadelemize bütün onurlu kardeşlerimiz destek oluyor. Ne tazminat aldık ne de işsizlik maaşı ama hem sendikamız hem de bizi yalnız bırakmayan dostlarımız maddi ve manevi desteklerini hiç eksik etmiyorlar. Kaybedecek hiçbir şeyimiz yok ama mücadelemizle kazanacağımız çok şey var. Onurlu bir yaşam için, ekmeğimiz için, çocuklarımızın geleceği için birleşmek ve kazanmak zorundayız. Biz artık yalnızca kendimiz için değil bütün işçi sınıfı için ve bizden sonra gelecekler için mücadele ediyoruz. Çünkü biz kazanırsak işçi sınıfı kazanacak. Bizleri yalnız bırakmayan, direnişimizi selamlayan işçi kardeşler, hepinizin bayramını kutluyoruz.
YAŞASIN ÖRGÜTLÜ MÜCADELEMİZ…
Bu Şiir Kömür Kokar
15-16 Haziran Ruhu Nedir?
- Ücret Gasplarına, İşten Atmalara ve Baskılara Karşı Mücadeleler Sürüyor
- Gates Endüstriyel Metal Kauçuk’ta Grev Başladı
- Ekol Ofset ve Aunde Teknik’te Sendika Düşmanlığı
- Patiswiss’de Sendika Düşmanlığı Protesto Edildi
- Durak Tekstil İşçilerine UİD-DER’den Dayanışma Ziyareti
- Erciyas Grevini Ziyaret Ettik
- Esitaş İşçileri Sendikalı Olma Hakkını Mücadeleyle Kazandı
- Antep’te Düşük Ücret Dayatmasına Karşı İş Bırakma Eylemleri
- İşçiler Patronların Düşük Ücret Dayatmasına Boyun Eğmiyor
- Patronların Sendika Düşmanlığına Karşı İşçiler Direnişte
- Daha Yüksek Ücret İçin İşçi Eylemleri
- Erciyas Çelik Boru İşçileri Grevde
- Özak İşçileri İstanbul ve Urfa’dan Seslendi: Geri Adım Atmayacağız
- Özak Tekstil İşçileri Direnişlerini İstanbul’a Taşıdı
- Şahinkul Makina İşçilerine Dayanışma Ziyareti
- Kromevye’de Hukuksuzca İşten Çıkarılan İşçi Direniyor!
- 2023’ten 2024’e Hak Gasplarına Karşı Mücadeleler Sürüyor!
- Hak Gasplarına Karşı Mücadele Grevlerle Direnişlerle Sürüyor!
- Corning Optik Grevinde Anlaşma Sağlandı!
- İstanbul’da Özak Tekstil İşçileriyle Dayanışma Eylemleri
Son Eklenenler
- Siyasi iktidar ve sermaye sınıfı yasa kural tanımadan işçilerin haklarını gasp ediyor. Bu saldırılara işçilerin cevabı ise mücadele etmek, boyun eğmemek oluyor. 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta Manisa Turgutlu’da yürüyüş ve basın...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER’in, “Geçmişten Geleceğe Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” şiarıyla düzenlediği etkinlikler dizisi İstanbul Avrupa Yakası ve Mersin’deki etkinliklerle son buldu.
- Kocaeli İSİG Meclisi ve Eğitim-Sen 1 No’lu Şube, MESEM aracılığıyla öğrencilerin sermaye için çocuk işçi yapılmasına karşı 16 Martta basın açıklaması düzenledi.
- Patronlar iş barışını “patronla işçi arasında uyum, saygı ve güven ortamı” olarak tanımlıyorlar. Peki, patronun işçiyi sömürmesi üzerine kurulu bir sistemde saygıdan, barıştan söz edebilir miyiz? İş barışı söylemini dillerinden düşürmeyen patronlar...
- Malum, Şubat ayını geride bırakıp baharın gelişini müjdeleyen Mart ayına girdik. Fakat içimiz bahar sevinciyle dolmak bir yana daha da kararıyor. Ama bunun tek nedeni hava değil. Atalarımız “Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır” demişler....
- Ücretlerimizin yükseltilmesini talep ettiğimiz her dönemde, biz işçilere “açgözlü”, “nankör” yaftası yapıştırılır. İktidar sahiplerinden tutun da, daha fazla kâr etmek için hayatlarımızı cehenneme çeviren patronlara kadar sermaye sınıfının zihniyeti...
- İşçilerin pek çok sektörde hak gasplarına karşı verdikleri mücadeleler sürüyor. Antep’te bulunan Sayın Tekstil fabrikasında 200’ü aşkın işçinin ek zam talebiyle 9 Martta başlattığı iş bırakma eylemi devam ediyor. 14 Martta sendikaları BİRTEK-SEN’le...
- Toplumun ezenler ve ezilenler olarak ikiye bölündüğü bir sistemde gerçek adalet ve barış olamaz. Ama gerçek adaleti ve barışı isteyenler olur ve onlar ezilen sınıflardır, kadın erkek işçiler ve emekçilerdir. Dünden bugüne Fransa’dan Türkiye’ye...
- Hepimizin bildiği üzere kısa bir süre önce 2023-2025 MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi grev aşamasında son buldu. Birden çok fabrikada MESS’e bağlı olsun veya olmasın hareketli süreçler yaşandı. Çünkü alınacak ücret başka fabrikadaki işçilerin alacağı...
- Pek çok işçi kardeşimiz grev ve direnişlerde “biz ekmeğimizin peşindeyiz” derler. Bununla ekmeklerini korumak dışında bir amaçları olmadığını anlatmaya çalışırlar. Fakat kısa zamanda ekmeklerini koruyabilmek için sendikaya üye olma, grev, gösteri,...
- TÜİK’e göre Türkiye’de göreli yoksullaşma da azalıyormuş! Ülkedeki ortalama gelirin yüzde 50’si yoksulluk sınırı olarak kabul edildiğinde 2013 yılında göreli yoksulluk oranı yüzde 15 iken 2023 yılında yüzde 13,9’a düşmüş. Pek çok uzman Cumhuriyet...
- Erzincan İliç’te bulunan siyanürlü altın madeninde meydana gelen faciada 9 madenci kardeşimiz hâlâ göçük altında. Siyanürlü liç yığınının çökmesinin ardından siyanürün yanı sıra çeşitli ağır metaller de suya ve toprağa karıştı. Madenin sahibi yerli-...
- Çalıştığım işyerinde Tuncay isimli bir arkadaşımız var. Tuncay eşinden ayrılmış, çok şeker bir oğlu var, hayatta belki de tek tutunacağı dal o kalmış. Gözlerinde “şişe dibi” diye tabir edilen bir gözlük, ayağının biri topal, iki kulağında da işitme...