Buradasınız
Gece Mesailerine Neden Rıza Gösteriyoruz?
Tuzla’dan bir kadın işçi
Yandaş medyada dönem dönem kadınların gece vardiyasında 7,5 saatten fazla çalıştırılmasının yasaklandığı haberleri çıkıyor. Sanki hükümet tarafından yeni bir yasa yürürlüğe giriyormuş gibi gerçek hayatta hiçbir karşılığı olmayan bu haberler ısıtılıp ısıtılıp servis ediliyor. Üstelik “müjde” diye şatafatlı başlıklarla servis edilen bu haberler okunduğunda aslında turizm, özel güvenlik ve sağlık hizmetlerinde kadınların gece 7,5 saatten fazla çalıştırılması üzerine bir yönetmelik değişikliği olduğu açığa çıkıyor.
Ben bir kadın işçiyim ve kadın işçilerin yoğun olarak çalıştırıldığı bir bölümde çalışıyorum. İşyerinde işler sürekli çok acil ve bir an önce bitirilmesi gerekiyor. Üstelik sürekli mesai var. Gündüz vardiyasında mesai, gece vardiyasında mesai, hafta sonu yine mesai! Mesaiye kaldığımız zaman günde 12 saat çalışıyoruz. Yasaya göre bizim sektörde kadın işçiler gece 7,5 saatten fazla çalıştırılamaz. Ama benim çalıştığım işyerinde kadın işçiler gece vardiyasında 12 saat çalıştırılıyor. Ve öyle haftada birkaç gün de değil. Tüm hafta boyunca zorunlu olarak günde 12 saat çalıştırılıyoruz. Birçok bölümde de işin yoğun olması nedeniyle aylarca sürekli 12 saatlik vardiyalarda çalışılıyor. Kadın işçiler olarak çok yorucu bir tempoda çalıştığımız için hiç dinlenemiyoruz. Sürekli yorgun ve halsiz oluyoruz. Birçok kadın işçi arkadaşımız evli ve çocuklu. Eve gittiklerinde dinlenmeye hiç fırsat bulamadan ev işleri ile boğuşmak zorunda kalıyorlar. İşyerinde çalışıp yorgun bir halde eve gidiyoruz, evde çalışıp yorgun bir şekilde tekrar işyerine geliyoruz. İşte durumumuz bu.
Geçen gün serviste kadın arkadaşlardan biri ile sohbet ediyorduk. Bu kadın arkadaşın çalıştığı bölümde bir ayın en az yarısında günde 12 saat çalışılıyor. Çoğunlukla üç vardiya yerine haftalarca sürekli iki vardiya çalışılıyor. “Nasıl dayanabiliyorsunuz bu şekilde çalışmaya? Bir de ev işi, çocuklar nasıl ayakta durabiliyorsunuz?” diye başladık sohbet etmeye. Kadın arkadaş çok yorulduğunu, sürekli işyerinde, ardından da evde çalışmaktan artık mahvolduğunu anlattı. Bir taraftan da mesaiye kalmaya mecbur olduğunu şöyle anlattı. “Okullar açıldı. İki çocuğum var okuyan. Biri liseye gidiyor. Onların bir sürü masrafı var. Sadece asgari ücret neye yeter? Bu yüzden ne kadar yorulsam da mesailere kalmak zorundayım.”
İş kanununa göre fazla mesai yapılması durumunda işveren işçinin rızasını almak zorunda. Peki, bu kadın arkadaşımın da yaşadığı gibi milyonlarca işçinin sefalet ücreti ile çalıştırıldığı bu koşullarda hangi rızadan bahsediyorlar? Bu koşullarda çalışan bir işçinin işinden olmamak ve üç kuruş daha kazanabilmek için mesaiye kalmak dışında bir seçeneği var mı? Bir taraftan da utanmadan hükümet medyasında kadın işçilerin gece vardiyasında 7,5 saatten fazla çalışmasının yasak olduğundan bahsediyorlar. Sanki ülkedeki çalışma koşulları ve ücretler güllük gülistanlıkmış gibi, sanki tüm yasalar uygulanıyormuş gibi haberler yapıyorlar. Gerçekte biz işçilerin çalışma koşullarını belirleyen yasalar değil biz işçilerin örgütlülüğüdür. Biz işçiler ancak örgütlenebilirsek patronların keyfi ve yasa dahi tanımayan çalışma koşulları dayatmasının önüne geçebiliriz.
Yerlerimiz
Son Eklenenler
- Mersin’in Gülnar ilçesinde yapımı devam eden Akkuyu Nükleer Santrali şantiyesinde çalışan işçiler Ocak ve Şubat ayı ücretleri ödenmediği için 27 Martta iş bıraktı. Santralin Türkiye tarafının genel yüklenici firması IC İçtaş bünyesinde çalışan...
- Özak Tekstil işçileri sendika değiştirme hakkını kullanarak BİRTEK-SEN’de örgütlendikleri için patronun işten atma saldırısıyla karşılaşmış ve 27 Kasımda direnişe geçmişlerdi. Tüm baskı ve engellemelere rağmen sendikalarıyla birlikte mücadeleyi...
- Bayburt Grup’a bağlı Agrobay Seracılık’ta çalışan işçiler Tarım-Sen’e üye oldukları için tazminatları ve 2 aylık maaşları ödenmeden işten atılmışlardı. 22 Ağustosta direnişe geçen işçiler patronun yalanlarına, jandarma saldırısına, defalarca...
- İşçilerin, patronların saldırılarına karşı mücadelesi sürüyor, bu mücadelelerin bir kısmı anlamlı kazanımlarla sonuçlanıyor. Sendika düşmanlığına karşı direnişe geçen RC Endüstri işçileri patrona geri adım attırdı. Direnişin 20. gününde üretimi...
- Sermayelerini büyütmeyi her şeyin önüne koyan patronlar sınıfı dünyanın dört bir yanında iş güvenliği önlemlerini almayarak, doğayı tahrip edip felaketlerin önünü açarak işçilerin canını almaya devam ediyor. Türkiye’de ve dünyada depremlerde,...
- İtalya İşçi Sendikası UIL ülkede giderek artan iş cinayetlerine karşı 19 Martta Roma’da protesto gösterisi düzenledi. Sendika öncülüğünde yapılan eylemde giderek artan işçi ölümleri protesto edildi. İş güvenliği önlemlerinin alınmamasının işçilerin...
- Sorunlarımız giderek artıyor. Çevremde pek çok insandan “hiçbir şey değişmiyor” cümlesini duyuyorum. Onlara soruyorum: “Peki, değişmesi için sen ne yapıyorsun?” Herkes çözümü birbirinden bekliyor, sonra da “neden böyle” diye şikâyet ediyor. Sonuç...
- Hak gasplarına karşı işçilerin, emekçi kadınların ve emeklilerin hak arayışı sürüyor. Çeşitli işkollarından işçiler İzmir’den Manisa’ya, İstanbul’dan Ankara’ya kadar direnişlerle, yürüyüşlerle, basın açıklamalarıyla seslerini yükseltiyor.
- Başlıktaki sorunun cevabı aslında çok basit: kim karıştırıyorsa onun işine gelir doğal olarak. Çalışmakta olduğum işyeri ağır sanayi… Genç işçilerin yanı sıra çocuk ve yaşlı emeği sömürüsü de katmerli olarak yaşanıyor. Ücretlerin çevredeki...
- Türkiye’de mevcut siyasi iktidar, pek çok alanda politika değiştirdi, iç ve dış politikalarında keskin zikzaklar çizdi, defalarca doğrultu değiştirdi. Fakat doğrultusunu hiç değiştirmediği, istikrarını hep koruduğu bir alan var: Emek politikaları!
- Binlerce yıl önce atalarımızın avlanmak için kullandığı bumerang, atıldığı noktaya geri dönmesiyle bilinir. Bumerangın bu özelliğine atıfla, kişinin gösterdiği tutum ve davranışların sonuçlarının eninde sonunda kendisine geri dönüşü olacağını...
- Bursa’nın Gemlik ilçesinde faaliyet gösteren Borusan Lojistik A.Ş’de Liman-İş Sendikası’na üye olan 4 işçi işten çıkarıldı. Sendikalaştıkları için işten atılan işçilerin geri alınması ve sendikal baskılara son verilmesi talebiyle 21 Martta fabrika...
- Her işçinin belki bir tesadüf neticesinde ve o güne değin ilk kez duyduğu, duyduğunda da “işte aradığım cevap buydu” dediği sözler vardır. Sınıf temelinde örgütlü işçiler buna “kulağına kar suyu kaçırmak” da derler. Benim kulağıma kar suyunu kaçıran...