Buradasınız
Gelecek Neydi?
Zeytinburnu’ndan bir sağlık işçisi
Gelecek, nasıl olacak? Nedendir bilinmez ama (!) bir fikrin sürekli gözümüze sokulmaya çalışıldığı açık. O da şudur, “hiçbir sorun sistemden kaynaklı değil, ya doğa ya teknoloji ya da insanlar suçlu”. “Yaşamak için ne gerekiyorsa yap” temalı filmler ve “her zaman haline şükret” konulu diziler dönüp duruyor. Katlanmayı ve çalışıp zengin olma hayalini alttan altta empoze eden bu entrika yüklü diziler reyting rekorları kırıyor. Taciz, tecavüz, karısının üzerine kuma getirmek gibi sorunlar da bu diziler aracılığıyla çaktırmadan meşrulaştırılıp, şirinleştirilip sunuluyor. Toplumsal yozlaşmanın her alanda vuku bulduğu ve insanın insan kalmasına izin verilmeyip ahlâki değerlerin azgınca çürütüldüğü bir çağın içinde yaşıyoruz artık.
Dünyanın sayılı zenginlerinden olan Bill Gates ise “gelecek çok güzel olacak” diyerek, “karamsarlara aldırmayın” şeklinde telkinde bulunuyor. Afrika bölgesinde yaptığı “hayırseverlik” işlerini de bir video ile gösteriyor. Teknolojinin ilerlemesiyle geleceğin daha güzelleşeceğini vurguluyor. Teknolojinin hayatımızdaki yeri ve önemini yadsımak doğru değildir. Geleceğin teknolojilerinin hayatımızı kolaylaştırıp bugünün imkânsızlıklarının çoğunu ortadan kaldıracağı da açıktır. Ama teknolojinin insanlığın ya da emekçilerin çıkarına ilerleyeceğini düşünmek saflıktır. Bill Gates’in senaryosunun sınıfsal bir pencereden yansıdığını bilmeliyiz. Burjuvazi ve işçiler farklı hayatları aynı dünya üzerinde yaşıyor. Ekmek derdi ile hayatını heba eden biz işçilerin gelecek umutlarını “tazeleyen” bu burjuvaların aksine, kapitalizm var olduğu sürece onların gelecek senaryolarında azgınca sömürülen ve hiç görülmeyen bir sınıf olarak kalacağız. Yani işçi olarak…
Onlara göre insanlığı güzel bir gelecek bekliyor olabilir. Oysa gerçeklik farklıdır. Zaten burjuvaların bir kısmı da bunu dillendirmektedir. Gerçekten insanlığın yararına şekillenecek bir gelecek filmi, burjuvaların çektiklerinden bir hayli farklı olacaktır. Bu film, tek bir kişinin değil kitlelerin kahramanlığıyla ezilenin ezeni dünyadan silip süpürdüğü bir senaryoya sahip olacaktır. Kurtuluş filminin senaryosu da oyuncuları da bellidir, artık “motor” demek zamanıdır!
Gölge
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
- “Geçmiş Olsun” Yerine “Rapor Almayın”
Son Eklenenler
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...
- Otuz yıl boyunca kesintisiz çalışmış, ücreti daha cebine girmeden SGK primleri ve vergileri kesilmiş, EYT’li emekli bir işçiyim. 2024 yılı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından emekliler yılı ilan edildi ama emekliler sefalet içinde yaşamaya mahkûm...
- Ezilenlerin safında mücadele eden, şiirlerini ve oyunlarını işçi sınıfına adayan Bertolt Brecht, “Yarının Büyüklerine Şiirler” kitabında, beşiğinin başucunda oğluna seslenen bir ananın ninnisine yer verir. Geçmişten bugüne ninniler, çocukların...
- Sevgili işçi kardeşlerim, hepinize merhaba. Bu mektubumda sizlerle sözü eğip bükmeden konuşmak ve gerçekler üzerine hasbihal etmek istiyorum. Yani gerçekleri olduğu gibi konuşalım. Biliyorum ki kursağınıza giren her lokmayı alın teriniz, elinizin...
- Adnan Yücel, Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek şiirinde “saraylar, saltanatlar çöker, kan susar bir gün, zulüm biter” der. Yeryüzünde “aşkın” yani özgürlüğün, barışın, mutluluğun hâkim olacağı günler için ve o günlere kadar mücadelenin devam edeceğini...
- Bugün dünyanın pek çok yerinde savaş naraları yankılanıyor. Filistin, Ukrayna, Suriye, Lübnan, Yemen ve daha birçok ülkede emperyalist savaşların getirdiği yıkımlara, acılara, ölümlere tanık oluyoruz. Şimdilik televizyon ekranlarında, gazetelerde...
- Portekizli yazar Jose Saramago “Körlük” romanında toplumsal körlüğü, bu kitabın devamı olan “Görmek” romanında ise ezilenler gerçekleri görmeye başladıklarında neler olduğunu anlatır. “Körlük” romanı 1933-1974 yılları arasında Portekiz’de hüküm...