Buradasınız
Gerçeğin İçinden, Sınıfın Penceresinden Bakabilmek
Metal işçileri omuz omuza mücadele ederek haklarını arıyor. Bu mücadele, her sektörden işçiye moral ve güç veriyor. Sermaye medyası ise işçilerin mücadelesini ya görmezden geliyor ya da karalıyor, kötülüyor. “Falanca fabrikada üretim durdu”, “eylemlerin perde arkasında kimler var?”, “ekonomide büyük kayıp” haberleriyle işçilerin bilincini bulandırmak istiyor. Peki, neden metal işçilerinin mücadelesi haklı ve meşru iken, sermaye medyası yalanlar üretip yayıyor? Bunun nedeni çok açık: Medya, sahibinin, yani patronlar sınıfının çıkarları doğrultusunda yayın yapıyor.
Medya patronlarının, aynı zamanda otomotivden gıdaya, finanstan madenciliğe uzanan sektörlerde de yatırımları var. Türkiye’de birkaç büyük sermaye grubu, onlarca TV ve radyo kanalını, haber ajansını, gazeteyi, dergiyi ve internet sitesini yönetiyor. Patronlar için medya; toplumun bilincini, anlayışını, alışkanlıklarını, dünyaya bakışını etkileyebildiği için çok önemlidir.
Gazeteler, radyo kanalları, televizyon kanalları, sosyal medya ve internet siteleri bilhassa işçileri, emekçileri kuşatır. Uzun saatler boyunca çalışan ve düşük ücret alan yoksul emekçiler için sosyal aktivitelerde bulunmak, gezmek, eğlenmek pek mümkün olmaz. İşten arta kalan zamanda televizyon seyretmek ya da arkadaşlarla sanal yollardan iletişim kurmak zorunda bırakılırız. İşçilerin çalıştıkları sürenin dışında kalan tüm zamanları büyük patronların medyasının bombardımanı altında geçer. Büyük medya, işçileri sefalete iten ve en basit bir hak mücadelesini şiddetle ezmeye çalışan patronların sesidir. İşçilere hep o ses dinletilir. “Gerçek, tarafsız, dürüst, güvenilir” diye kendilerini emekçilere pazarlarlar. Esasında bu patron kuruluşları yalancı, taraflı, sahtekâr ve güvenilmezdir. Tarafsız habercilik şöyle dursun, uyguladıkları teknik ve taktiklerle halkı yönlendirmek konusunda uzmanlaşmış durumdadırlar. Bunlar durmaksızın kendilerinin, sermaye sınıfının çıkarları için yalan üretirler. O ürettikleri yalanları da emekçi halka lokma lokma yuttururlar.
Büyük sermaye grupları ellerindeki medya gücünü siyasi ve ekonomik çıkarları için kullanırlar. Çalışanlarını da kendi politikaları doğrultusunda haber yapmaya zorlarlar, yapmayanları işsizlikle tehdit ederler. Meselâ sermaye medyasında gazetecilik yapılamayacağını, çünkü medyanın işadamlarına ait olduğunu söyleyen NTV’nin eski sanat editörü, medya çalışanlarının durumunu şöyle anlatıyor: “Kendimizi kirlenmiş hissettik, çünkü işe girdiğimizden beri bize yapılmaması gereken şeyler öğretiliyor. Hangi haberleri nasıl yapman gerektiği sana öğretiliyor. Bu bile yeterince korkunç bir şey.”
Yayınlanan basit bir haberin arkasında bile egemen sınıfın duruşu, ideolojisi, çıkarı var. Metal işçileri günlerce eylemler yaptılar, medyaya röportajlar verdiler. Eylemlerinin nasıl çarpıtıldığını gözleriyle gördüler. Renault işçileri, Kanal D’de haber sunan Cüneyt Özdemir’e tepki gösterdiler. Çünkü Özdemir, önce işsizlik rakamlarının arttığı haberini verdi, daha sonra ise yüksek ücret aldığını iddia ettiği metal işçilerinin haberini sundu. Böylece alttan alta halkta şu bilinç oluşturulmak isteniyor: İşsizlik artıyor, metal işçilerinin ücreti yüksek, ama eylem yapıyorlar, bunlar haksızlar. Oysa gerçek bunun tam tersidir ve bu nedenle işçiler sermaye medyasına tepki gösteriyorlar.
Ekonominin gerilediği, işsizliğin arttığı, krizin derinleştiği bugünkü koşullarda sermayenin medyası yine hedef şaşırtacak. İşsizliğin esas sebebi başka yerde dururken, medya Suriyeli göçmenleri suçlu ilan edecek. Metal işçilerini hedef gösterecek. İşçileri ve halkları birbirine düşürmeye çalışacak. Emekçiler örgütsüz olduklarında bu tuzağa düşerler. Bilinçli ve örgütlü işçilerse, daha fazla hak ve daha iyi bir yaşam için ezilen ve sömürülen işçi kardeşleriyle bir araya gelir.
İşçi sınıfını körleştirmek ve parçalamak isteyen egemen sınıfın medya araçlarına çok dikkatli yaklaşmalıyız. Asla gösterileni olduğu gibi almamalı, ardındakileri sorgulamalıyız. “Gerçeğin içinden, sınıfın penceresinden” bakabilmek için işçi sınıfının yayın organlarını takip etmeliyiz.
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- Hayat Pahalı Ama Hayatımız Çok Ucuz!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- Büyüyen Yoksulluk ve Sosyal Yardımlar
- Rakamların Ardına Gizlenen Gerçekler
- Sermayenin ve İktidarın Saldırılarını Püskürtmek İçin 1 Mayıs Ruhuyla Birleşelim
- İşçi Dayanışması 192. Sayı Çıktı!
- Bumerang Geri Döner!
- Engelli Koşu ve Örgütlülük
- “İş Barışı” mı Hak Arayışı mı?
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Yoksulluk Azaldı mı?
- Sermayenin Saldırılarına Karşı Birliğimizi Örgütleyelim!
- İşçi Dayanışması 191. Sayı Çıktı!
- Bir Ana ile Tanışmak…
- Sağlığımızı Mucizelerle Değil Birliğimizle Koruyabiliriz
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- MESS Sözleşmesinden Çıkardığımız Bir Ders Var
- Patron Haklı mı?
Son Eklenenler
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...
- Öz Gıda-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 7 Marttan beri grevde olduğu Abalıoğlu Lezita fabrikasında 16 Nisanda jandarma işçileri ve sendikacıları darp etti ve ters kelepçeyle gözaltına aldı. Yaralanan 8 işçi hastaneye kaldırıldı. İzmir Kemalpaşa’da...
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...
- Otuz yıl boyunca kesintisiz çalışmış, ücreti daha cebine girmeden SGK primleri ve vergileri kesilmiş, EYT’li emekli bir işçiyim. 2024 yılı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından emekliler yılı ilan edildi ama emekliler sefalet içinde yaşamaya mahkûm...
- Ezilenlerin safında mücadele eden, şiirlerini ve oyunlarını işçi sınıfına adayan Bertolt Brecht, “Yarının Büyüklerine Şiirler” kitabında, beşiğinin başucunda oğluna seslenen bir ananın ninnisine yer verir. Geçmişten bugüne ninniler, çocukların...
- Sevgili işçi kardeşlerim, hepinize merhaba. Bu mektubumda sizlerle sözü eğip bükmeden konuşmak ve gerçekler üzerine hasbihal etmek istiyorum. Yani gerçekleri olduğu gibi konuşalım. Biliyorum ki kursağınıza giren her lokmayı alın teriniz, elinizin...