Buradasınız
Güneş Tepeye Varınca Son Bulacak Cihanda Savaş
İzmir’den bir işçi
Masamız balkonda
Masada iki kâse çorbamız
Karşımda karım
Karımın gözleri çimen yeşili
Çimen yeşili gözler kederli
Kederimiz karşı balkondaki iki aç bebeden
Paylaştık yoksul soframızı iki bebe, ana-babayla
Bebelerin biri kız, diğeri oğlan
Oğlan dört, kız iki yaşında
Üçüncü yolda, yedi aylık gebe kadın
Tavanda sarı ışık
Gökyüzü alacakaranlık
Gökte uzakta tek yıldız
Baba işsiz, kederli
Ana üzgün, belli etmez halini
Gözleri yere inik, karnı burnunda
Yüzü çilli gebeliğinden
Besleyemez ne kendini, ne içindeki bebeyi
Bebeler ekmek ister doymak için
Büyüyecek bu bebeler
Ölmezlerse, açlıktan, hastalıktan ve savaştan…
Gökyüzü kararıyor
Dönüyor gökyüzü zifiri kananlığa ağır, ağır
Yıldızlar görünmez oldu
Karım kederli, üzgün
Paylaştık karşı komşuyla yoksul soframızı
Ekmek ve çorbayla doydu bebeler
Bebeler oyun oynar bizim balkonda
Kız ev kurar hayal kurar gibi
Oğlan savaş oynar elleriyle ve ağzıyla
Kimin savaşını oynadığını bilmeden
Büyüyecek bu bebeler büyüyecek, ecelsiz ölmezlerse…
Dedem de oynadı bu savaşı beş yaşında
Babasını alıp, geri vermedi o savaş 1914’de
Dönmedi babası bir daha
Milyonlardan biri gibi dönemedi bir daha babası
Anası büyüttü, yokluk, yoksulluk ve keder
Bu savaş son olsun istedi, diledi anası
Sardı, sarstı tüm cihanı savaş
Zifiri karanlığa ışık oldu 1917
Son verdi, 1917 savaşa
Işık oldu, 1917’de dövüşenler tüm cihana
Işık yayılmadı, kaldı yarıda
Ulaşamadı, yayılamadı tüm cihana
Güneş varamadı ta tepeye
Güneş kayboldu gökyüzünde
Alacakaranlığa döndü gökyüzü
Karardı dünya, gün doğdu savaş isteyenlere
Savaş yayıldı, açlık, hastalık kol gezdi
Babalar savaştan, bebeler açlıktan öldü
Analar kedere, azaba gark oldu
Sokaklar aç ölülerle doldu
Durmadı, sürdü bu zalim savaş
Balkonda masamız
Masamızda çay
Karım karşımda, bebelere bakar, mutlu
Bebeler karşı balkonda
Karınları doydu, çorba ve ekmekle
Bebeler de doydukları için mutlu
Gökyüzü karardı, kararacak daha
Babaları sessiz, diğer köşede
Krizden kaldı işsiz
Utanır işsizliğinden, suçu arar kendinde
Anaları mahcup, yoksulluğundan
Büyüyecek bu bebeler, ölmezlerse, açlık, hastalık ve savaştan.
Gökyüzü karanlığa gömüldü
Yıldızlar görünmez oldu
Hava soğuğa döndü
Gökyüzü zifiri karanlığa doğru
Balkonlar boş kaldı
Bebeler uykuya daldı
Büyüyor bebeler, her gün, her gece
Rafımızda kitap
Karanlık dünyanın nasıl aydınlanacağı her sayfasında
Cihanı ışıtacak kitap ve dövüşenler
Bu ışık, hiç sönmedi, hiç sönmeyecek
Savaşlar sürüyor, sürüyor, sürüyor
Cihana gelecek, üçüncü bebe, kan revan içinde
Büyüyecek bu bebeler, büyüyorlar, büyüyecekler
Ölmezlerse, büyüyüp dövüşe katılacak bu bebeler
Üçüncüsü sürüyor savaşın
Sömürücü, çıkar savaşı
Son bulmaz, kendiliğinden bu savaş
İlk ikisinde olduğu gibi
Büyü de, ışığı gör bebek
Bebelere kalmasın, bu kanlı savaş
Sen de katıl ışığa doğru gidenlere
Bir eksik olmayalım, sen de gir safa
Karanlık aydınlanıncaya dek sürecek savaş
Sömürü son bulmayınca, son bulmaz savaş
Açlık cihandan silinince, özgür olacak insan
Güneş tepeye varınca son bulacak cihanda savaş
ÖĞÜTLER
Bizim İşyerinde “Kreş” Var
- Gazze
- Hayaller, Bıçaklar, Abdullah El Hamuud
- Unutma
- Sevdayı Taşımak
- Haydi, Sen de Gel!
- Küfe
- Yüreğim
- O Gün
- Ayağa Kalkacağım!
- Yıkılmalı Bu Düzen
- Umut Vardiyası
- Bir Gün, o da Bugün
- Ver Elini
- Mücadele Etmek Gerek
- Prometheus’un Ateşi Sönmeyecek
- Helallik
- Tarihin Evlatları
- 1 Mayıs’ta Yapı Bizim Olmuş Gibidir
- Dayanacağım!
- Ama Her Şeye Rağmen
Son Eklenenler
- Siyasi iktidar ve sermaye sınıfı yasa kural tanımadan işçilerin haklarını gasp ediyor. Bu saldırılara işçilerin cevabı ise mücadele etmek, boyun eğmemek oluyor. 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta Manisa Turgutlu’da yürüyüş ve basın...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER’in, “Geçmişten Geleceğe Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” şiarıyla düzenlediği etkinlikler dizisi İstanbul Avrupa Yakası ve Mersin’deki etkinliklerle son buldu.
- Kocaeli İSİG Meclisi ve Eğitim-Sen 1 No’lu Şube, MESEM aracılığıyla öğrencilerin sermaye için çocuk işçi yapılmasına karşı 16 Martta basın açıklaması düzenledi.
- Patronlar iş barışını “patronla işçi arasında uyum, saygı ve güven ortamı” olarak tanımlıyorlar. Peki, patronun işçiyi sömürmesi üzerine kurulu bir sistemde saygıdan, barıştan söz edebilir miyiz? İş barışı söylemini dillerinden düşürmeyen patronlar...
- Malum, Şubat ayını geride bırakıp baharın gelişini müjdeleyen Mart ayına girdik. Fakat içimiz bahar sevinciyle dolmak bir yana daha da kararıyor. Ama bunun tek nedeni hava değil. Atalarımız “Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır” demişler....
- Ücretlerimizin yükseltilmesini talep ettiğimiz her dönemde, biz işçilere “açgözlü”, “nankör” yaftası yapıştırılır. İktidar sahiplerinden tutun da, daha fazla kâr etmek için hayatlarımızı cehenneme çeviren patronlara kadar sermaye sınıfının zihniyeti...
- İşçilerin pek çok sektörde hak gasplarına karşı verdikleri mücadeleler sürüyor. Antep’te bulunan Sayın Tekstil fabrikasında 200’ü aşkın işçinin ek zam talebiyle 9 Martta başlattığı iş bırakma eylemi devam ediyor. 14 Martta sendikaları BİRTEK-SEN’le...
- Toplumun ezenler ve ezilenler olarak ikiye bölündüğü bir sistemde gerçek adalet ve barış olamaz. Ama gerçek adaleti ve barışı isteyenler olur ve onlar ezilen sınıflardır, kadın erkek işçiler ve emekçilerdir. Dünden bugüne Fransa’dan Türkiye’ye...
- Hepimizin bildiği üzere kısa bir süre önce 2023-2025 MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi grev aşamasında son buldu. Birden çok fabrikada MESS’e bağlı olsun veya olmasın hareketli süreçler yaşandı. Çünkü alınacak ücret başka fabrikadaki işçilerin alacağı...
- Pek çok işçi kardeşimiz grev ve direnişlerde “biz ekmeğimizin peşindeyiz” derler. Bununla ekmeklerini korumak dışında bir amaçları olmadığını anlatmaya çalışırlar. Fakat kısa zamanda ekmeklerini koruyabilmek için sendikaya üye olma, grev, gösteri,...
- TÜİK’e göre Türkiye’de göreli yoksullaşma da azalıyormuş! Ülkedeki ortalama gelirin yüzde 50’si yoksulluk sınırı olarak kabul edildiğinde 2013 yılında göreli yoksulluk oranı yüzde 15 iken 2023 yılında yüzde 13,9’a düşmüş. Pek çok uzman Cumhuriyet...
- Erzincan İliç’te bulunan siyanürlü altın madeninde meydana gelen faciada 9 madenci kardeşimiz hâlâ göçük altında. Siyanürlü liç yığınının çökmesinin ardından siyanürün yanı sıra çeşitli ağır metaller de suya ve toprağa karıştı. Madenin sahibi yerli-...
- Çalıştığım işyerinde Tuncay isimli bir arkadaşımız var. Tuncay eşinden ayrılmış, çok şeker bir oğlu var, hayatta belki de tek tutunacağı dal o kalmış. Gözlerinde “şişe dibi” diye tabir edilen bir gözlük, ayağının biri topal, iki kulağında da işitme...