Buradasınız
Güney Kore’de Yüz Binler Devlet Başkanını İstifaya Zorluyor
Güney Kore’de işçilerin haklarına saldıran, sendikaları baskı altına alan ve işçi liderlerini tutuklayan Park Guen-hye hükümeti, yüz binlerin protestosuyla sallanıyor. Devlet başkanı Park, gizli devlet belgelerini eski arkadaşı ve “ruhani yönlendiricisi” Choi Soon-sil’e vermekle suçlanıyor. Choi Soon-sil ile Park Guen-hye hükümeti arasında özel ilişkiler açığa çıkmış durumda. Aslında bir tür “gizli danışmanlık” ilişkisi söz konusu… Bu yolla, devletin imkânları kullanılıyor; devlet başkanından alınan güçle, işadamları tarikat vakıflarına para bağışı yapmaya zorlanıyor. Bu durumun açığa çıkması üzerine gösteriler başladı. Güney Kore haftalardır kitlesel protesto gösterileriyle çalkalanıyor. Park Guen-hye, Soon-sil’in sadece 2012 seçim kampanyasında kendisine yardımcı olduğunu söyleyerek halktan özür diledi. Ancak Guen-hye’nin sorumluluğu üstüne almayı reddeden pişkin tutumu halkın öfkesini daha da arttırdı. Seul’de yapılan protesto gösterilerine 5 Kasımda 200 bin kişi katılırken, bu sayı 12 Kasımdaki gösterilerde 1 milyona yaklaştı. Yüz binler Seul sokaklarını “istifa”, “çek git” çağrılarıyla inlettiler.
Hiçbir resmi görevi ve yetkisi olmadığı hâlde devlet işlerine müdahale eden, vakıflara para aktarılmasını sağlayan ve on milyonlarca dolarlık maddi kazanç elde eden Choi Soon-sil, sıradan bir “yakın arkadaş” değil. Kendisi, Park Guen-hye’nin de bağlı bulunduğu bir şaman tarikatının liderinin kızı. 1994’te ölen bu tarikat lideri, Guen-hye’ın babası diktatör Park Chung-hee’nin de yakın arkadaşıydı. Ancak sermaye medyası ilişkinin esas bu yönüne odaklanıyor. Böylece işçilerin haklarına dönük saldırıların, yolsuzlukların ve çürümenin üstü örtülmek isteniyor.
Türkiye’den de bildiğimiz üzere, halkın çıkarlarını savunmak adı altında iktidara gelenler, devlet eliyle kendi etraflarında bir sermaye sınıfı yaratıyorlar. İşçiler, işsizlik ve yoksullukla boğuşurken, sözde halkın ve milletin temsilcileri, palazlandıkça palazlanıyorlar. Guen-hye hükümeti, işçi sınıfının mücadeleci sendikaları üzerinde tam bir devlet terörü estirirken, bu sendikaların oluşturduğu bir konfederasyon olan KCTU’nun genel başkanı ve yöneticilerini de zindana attırmıştır. Ne var ki bütün bunlar işçi sınıfının tepkisinin yükselmesine yol açmıştır.
Geçtiğimiz yıldan bu yana işçi mücadelesinin yükseldiği Güney Kore’de, Eylül ayı itibariyle mücadele bir kez daha yükselişe geçmiştir. 26 Eylülde, 50 bin Hyundai işçisi, şirket tarihinde ilk kez bir günlük uyarı grevi gerçekleştirdi. Kamu kesiminden ve diğer sektörlerden on binlerce işçi bu mücadeleye destek verdi. 27 Eylülde KCTU’nun işçi sınıfına yönelik saldırıları protesto etmek için ilan ettiği süresiz greve, metalden sağlığa çeşitli işkollarından 60 bin işçi katıldı. Keza, performans tabanlı ücretlendirme sistemi dayatmasına karşı binlerce demiryolu işçisi 22 yıldır ilk kez greve çıktı. 7 binden fazla işçinin katıldığı bu grev, hükümetin yasadışı ilan etmesine ve işten atma saldırısı başlatmasına rağmen, Eylül sonundan bu yana devam ediyor. Grev, şimdiden ülke tarihindeki en uzun demiryolu grevi unvanını kazandı.
Tam da böylesi bir süreçte patlak veren son skandal, Park Guen-hye hükümetine olan toplumsal desteği %5’e düşürdü. Sermaye sınıfı, işçi-emekçi protestolarının sömürü düzenine yönelmesinin önüne geçmek için Guen-hye’yi feda etmeye doğru ilerliyor. Tam da bu yüzden, diğer düzen partileri, hatta kendi partisi içindeki bir kesim Guen-hye’nin istifa etmesi gerektiğini yüksek sesle dile getirmeye başladı.
İşçi sınıfının yaşadığı sorunlar ve karşı karşıya olduğu tehditler, Guen-hye’nin istifasıyla ve yerine yeni birinin gelmesiyle çözülebilecek meseleler değil. Kaynağında kapitalizmin yattığı bu köklü sorunlar, ancak bu sistemin yıkılmasıyla çözüme kavuşabilir. İşçi sınıfı bu gerçekliği kavrayamadıkça, kapitalizm ne yazık ki burjuva hükümetlerin birinin gidip diğerinin geldiği büyük bir kandırmaca oyunuyla ömrünü uzatmaya devam edecektir. Kavradığında ise sömürücü egemenleri kimse kurtaramayacaktır.
Bir Alman Anasının Ağıtı
Şili’de On Binler Sokağa Çıktı
- Yunanistan’da Genel Grev
- İngiltere’de On binler Yeniden Meydanlarda: “İsrail’i Silahlandırmaya Son!”
- Japonya’da Liman İşçileri ABD Savaş Donanmasına Karşı Greve Çıktı
- Filistin Halkıyla Dayanışma ve Savaş Karşıtı Protestolar Devam Ediyor
- Dünya İşçileri Saldırılara, Baskı ve Zorbalığa Karşı Mücadeleyi Büyütüyor
- Almanya’da Grev Dalgası da Grev Hakkına Yönelik Saldırılar da Büyüyor
- İngiltere’de Yükselen Ses: “Barış ve Adalet Yürüyüşümüzü Durduramayacaklar!
- Dünyanın Dört Bir Yanında Grev ve Kitlesel Eylemlerle İşçiler Mücadeleyi Büyütüyor!
- Filistin Halkıyla Dayanışma Sürüyor, Savaşa Karşı Tepki Büyüyor
- Yunanistan’da Tren Katliamının Yıl Dönümünde Genel Grev
- Ukrayna Savaşının 2. Yıldönümü: “Emperyalist Savaşa Karşı Mücadeleye!”
- Venezuela’da da İşçiler Hâlâ Toprak Altında!
- Filistin Halkıyla Dayanışma Eylemleri Devam Ediyor
- İngiltere’de Meydanlar: “Filistin’e Özgürlük! Ateşkes Hemen Şimdi!”
- İngiltere’de İşçiler Grev Hakkına Sahip Çıkıyor
- Dünya Meydanları: Savaşa, Düşmanlığa, Baskı ve Zorbalığa Hayır!
- Arjantin’den İrlanda’ya İşçiler Grev Diyor
- İnsanlığa Büyük Acılar Çektiren Kapitalizme Karşı Birleşelim
- Sağlık İşçileri: 2024’te Her Şeye Rağmen Mücadele!
- Meksika’dan ABD’ye Büyük Göçmen Yürüyüşü: “Suçlu Değil Uluslararası İşçileriz!”
Son Eklenenler
- Ramazan bayramı boyunca, insanlar birbirlerine temenni mesajları attı. Sevdiklerine onların mutluluklarını içeren dilekler ilettiler. Sevdikleri kişilerin kötü günler görmemesini, her türlü beladan ve kazadan uzak olmasını, açlık ve yoksulluk...
- Merhaba arkadaşlar, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Bu sömürü düzeni kapitalizm dünya işçi sınıfının hayatını alt üst edip zindana çeviriyor. Dolayısıyla her 1 Mayıs’ın biz emekçiler için ayrı bir...
- Siyasi iktidarın ve sermaye sınıfının saldırıları arttıkça işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları kötüleşiyor, iş cinayetleri sürüyor. Bu koşullarda düşük ücretlere, sendikal baskılara, ağırlaşan çalışma koşullarına karşı pek çok sektörde...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER temsilciliklerinde “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlikler gerçekleştirildi. 20-21 Nisanda...
- Son yıllarda mülteci, göçmen, sığınmacı ve yabancı sözlerini çok duyduk, duymaya da devam edeceğiz. Nedeni dünya üzerindeki 8 milyar insanın neredeyse 300 milyonunun, doğup büyüdükleri, yaşadıkları topraklardan kaçmak zorunda kalmalarıdır. Ve...
- Yunanistan’da en büyük işçi sendikası olan Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (GSEE) çağrısıyla artan hayat pahalılığını protesto etmek amacıyla bir günlük genel grev gerçekleştirildi. 16 Nisan’da yüzbinlerce işçi ve emekçi başta Atina...
- Ben Mersin’den, sendikasız bir fabrikada çalışan metal işçisiyim. Yaşamımı devam ettirebilmek için ben de sizler gibi çalışmak zorundayım. Çalıştığım fabrikada birçok sorunla karşı karşıyayız. Bu sorunlar Türkiye’de işçilerin genelinin yaşadığı...
- Türkiye’nin her yerinde pıtrak gibi çoğalan özel okullar, bir süredir ülke gündemine pek çok sorunla birlikte yerleşmiş durumda. 22 yıldır sanayi şehri Bursa’da çalışan bir özel okul öğretmeniyle sektördeki sorunlar üzerine gerçekleştirdiğimiz...
- 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirdi. Grevlerini sürdüren Lezita işçileri patronun grev kırıcılığına karşı da mücadele ediyor. 18 Martta Ankara’ya yürüyüş başlatan Agrobay işçileri, 21 Martta...
- İktidarın desteğini arkasına alan patronlar işçilerin haklarına pervasızca saldırıyor, işçiler mücadele ediyor. Adıyaman Besni’de Mega Polietilen fabrikasında ücret gaspına karşı başlayan direniş sonuç verdi, işçilerin 2 aylık ücretleri yatırıldı....
- Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Mersen’de işçiler, sendika ve toplu sözleşme hakları için 19 Nisanda greve çıktı. Sendikadan yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi: “Fransa sermayeli Mersen’in merkez yöneticileri...
- İşçi Dayanışması’yla tanışmış işçi kardeşlerimiz, gazetemizin kendilerinde yarattığı değişimi çok iyi bilir. UİD-DER ile yolları kesişen her işçi kardeşimizin zihni açılır, doğru bir ifadeyle dünyaya ve her şeye sanki üç boyutlu bir gözlükle bakar...
- Bu dünyaya sadece çalışmak için gelmiş gibiyiz. İşyerinde arkadaşlarımın ağzından sürekli şu sözler dökülüyor: “Ya biz bu dünyaya çalışmak için mi geldik? Evde iş, fabrikada iş… Sürekli bir döngünün içinde dönüp duruyoruz. Neden bu kadar çok...