Buradasınız
İlk 8 Ayda En Az 1338 Ölüm!
OHAL koşulları altında KHK’larla işçilerin hakları gasp ediliyor. OHAL’in sermayenin önündeki engellerin kaldırılması için kullanıldığını gizleme gereği bile duyulmuyor. Patronlar bu durumdan cesaret alıyor, işçilerin sendikal örgütlenme hakkını kullanmalarına engel oluyor. İş Sağlığı ve Güvenliği yasasının birçok maddesi de patronların yararına olacak şekilde ertelendi. Bunun bedelini sıklaşan iş kazalarında ve iş cinayetlerinde hayatını veya sağlığını kaybeden işçiler ödüyor.
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisinin her ay yayınladığı iş cinayeti raporları, işçi ölümlerinin ulaştığı boyutu gözler önüne seriyor. İSİG Meclisinin son yayınladığı Ağustos ayı raporuna göre geçen ay en az 217 işçi hayatını kaybetti. Bu işçilerin 16’sı çocuk işçi. 2017’nin ilk 8 ayında yaşamını yitiren işçilerin sayısı ise en az 1338’e ulaştı.
56 işçi inşaat-yol işkolunda, 54 işçi orman işkolunda, 40 işçi taşımacılık, 11 işçi büro, 9 işçi enerji, 8 işçi metal işkolunda meydana gelen iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. Bu iş cinayetlerinin 64’ü trafik-servis kazası, 35’i yüksekten düşme, 22’si ezilme-göçük, 20’si elektrik çarpması, 20’si şiddet, 16’sı kalp krizi-beyin kanaması, 10’u zehirlenme-boğulma nedeniyle gerçekleşti.
İSİG Meclisi, raporda, işyerinde işçi sağlığı ve iş güvenliği mücadelesi yürütenlerin maruz kaldığı baskılara da yer verdi. İşyeri hekimi Ahmet Tellioğlu’nun, işini yaptığı için işten çıkarıldığı ifade edildi. Türk Tabipler Birliği İşçi Sağlığı ve İşyeri Hekimliği Kolu Yürütme Kurulu Üyesi olan Tellioğlu, Çetinkaya Ortak Sağlık Güvenlik Şirketi tarafından (Çet-Ka OSGB) 2014’te OYAK Beton’a ait Kocaeli/Çerkeşli’deki beton santrali ve taş ocağında görevlendirildi. Burada çalışan 17 işçide pnömokonyoz hastalığını tespit etmesinin ardından işten çıkarıldı. Tellioğlu daha önce çalıştığı Organik Kimya firmasında, işçilerde toksik kimyasallara maruziyet tespit ettiği ve bu durumu Çalışma Bakanlığı’na bildirdiği için işten çıkarıldı. Raporda Doktor Ahmet Tellioğlu’nun işten çıkarılmasıyla ilgili açıklamalarına da yer verildi. Tellioğlu, “Benim işten çıkarılmama sebep olan olayda ILO okuyucusu meslektaşım OYAK Beton’a ait taş ocağında taşeron bünyesinde çalışan 17 işçinin filmlerinde pnömokonyoz bulgusuna rastladı. Ben bunun gereğini yapacağımı bildirdiğim e-postamın üzerinden 24 saat geçmeden Çetinkaya OSGB tarafından telefonla işten çıkarıldım. OYAK Beton bu 17 işçinin akıbetini açıklamalıdır. Tıbbi ve hukuki olarak gereken yapıldıysa, ben işten çıkarılmış olmama rağmen OYAK yetkililerine teşekkür etmeye hazırım” dedi.
Tekirdağ Çerkezköy’de bulunan Bony Çorap fabrikasında işçiler tarafından İSİG temsilcisi olarak seçilen Hakan Gürses, işçilerin hakkını savunduğu için tazminatsız olarak işten çıkarıldı.
İşçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin alınmasını, önlem almayan patronlara caydırıcı cezaların verilmesini sağlamak, işçilerin birlik olmasına ve mücadele etmesine bağlıdır. AKP hükümeti işçilerin tepkisini yatıştırmak için iş güvenliği yasasını gündeme getirmiş, yetersiz de olsa yasayı uygulamaya geçirmişti. Ancak işçilerin örgütsüzlüğünü fırsat bilerek, yasanın birçok maddesini patronlar sınıfı lehine esnetti, erteledi. İş cinayetleri bu nedenle artarak devam ediyor.
Elleri Var Özgürlüğün
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
- “El Cerrahisi 7/24 Yanınızda”
- Yangından Haberimiz Bile Olmadı!
- TMO Silosundan Fabrikalara Patlamalar ve Yangınlar Ne Anlatıyor?
- Aşırı Sıcaklar İşçi Sağlığı ve Güvenliğini Tehdit Ediyor
- Teknoloji Çağındayız Ama İşçiler Çalışırken Ölüyor!
- Örgütsüzlüğümüzün Bedeli: Artan İş Cinayetleri
- Baret Bile Olmadığı İçin!
- 28 Nisan Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Gününden 1 Mayıs’a
- Çıraklık Okulları ve Örgütlenme İhtiyacı
- Dev Maden-Sen: “İliç’te Toprak Altındaki 8 Maden İşçisi Sahipsiz, Maden İşçileri de Çaresiz Değildir”
- Gayrettepe’de 29 İşçinin Ölümü Protesto Edildi
- Beşiktaş’ta İşçi Katliamı: 29 İşçi Hayatını Kaybetti
- İktidarın Zihniyeti İliç’te de Aynı!
- İş Kazaları Kader Ya da Fıtrat Olamaz
- İliç’te Aileler Arama Çalışmalarının Durdurulmasını Protesto Etti
- İliç’te Maden Faciası: Tonlarca Siyanürlü Toprak Çöktü, İşçiler Altında Kaldı
- Öğrenci Olmak: KYK Kredisi ve Motokuryelik
- İSİG Meclisi: Son 11 Yılda 671 Çocuk İşçi İş Cinayetlerinde Hayatını Kaybetti
- 2023’ün İş Cinayetleri Bilançosu: 1932 Can!
- Çocuklarımızın Canı Hiçe Sayılıyor
- Yangın Değil İhmal Can Aldı
- Onun Oğlu Suda Yüzme de Bilmezdi…
- Artık Acılarda Birleşmek İstemiyoruz!
- İşçiler Ölüyor Sorumlular Hesap Vermiyor!
- Davutpaşa Davası Yeniden Görüldü Ama Yine Adalet Yok
- Madenlerden Denizlere Sermayenin Kâr Hırsı Can Alıyor
- Maden Ruhsatsız, Göçmen Sahipsiz!
- Göçmen İşçilerin Katili Sermaye Düzenidir!
- Tosyalı Demir Çelik’te İş Cinayeti
Son Eklenenler
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...
- Otuz yıl boyunca kesintisiz çalışmış, ücreti daha cebine girmeden SGK primleri ve vergileri kesilmiş, EYT’li emekli bir işçiyim. 2024 yılı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından emekliler yılı ilan edildi ama emekliler sefalet içinde yaşamaya mahkûm...
- Ezilenlerin safında mücadele eden, şiirlerini ve oyunlarını işçi sınıfına adayan Bertolt Brecht, “Yarının Büyüklerine Şiirler” kitabında, beşiğinin başucunda oğluna seslenen bir ananın ninnisine yer verir. Geçmişten bugüne ninniler, çocukların...
- Sevgili işçi kardeşlerim, hepinize merhaba. Bu mektubumda sizlerle sözü eğip bükmeden konuşmak ve gerçekler üzerine hasbihal etmek istiyorum. Yani gerçekleri olduğu gibi konuşalım. Biliyorum ki kursağınıza giren her lokmayı alın teriniz, elinizin...
- Adnan Yücel, Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek şiirinde “saraylar, saltanatlar çöker, kan susar bir gün, zulüm biter” der. Yeryüzünde “aşkın” yani özgürlüğün, barışın, mutluluğun hâkim olacağı günler için ve o günlere kadar mücadelenin devam edeceğini...
- Bugün dünyanın pek çok yerinde savaş naraları yankılanıyor. Filistin, Ukrayna, Suriye, Lübnan, Yemen ve daha birçok ülkede emperyalist savaşların getirdiği yıkımlara, acılara, ölümlere tanık oluyoruz. Şimdilik televizyon ekranlarında, gazetelerde...
- Portekizli yazar Jose Saramago “Körlük” romanında toplumsal körlüğü, bu kitabın devamı olan “Görmek” romanında ise ezilenler gerçekleri görmeye başladıklarında neler olduğunu anlatır. “Körlük” romanı 1933-1974 yılları arasında Portekiz’de hüküm...