Buradasınız
İşçi Çocukları Tatil Yapmıyor, Çalışıyor!
Sefaköy’den bir öğrenci
Yaz tatili bitmek üzere, okullar açılıyor. Zengin ailelerin çocukları tatillerinden dönüyor. Biz işçi çocuklarına baktığımızda ise, ailesi zorlukla bir tatil ayarlayabilmiş olanlar var. Yani aslında genel anlamıyla bizler bu yazı çalışarak geçirdik. Çünkü harçlık biriktirmek, ailemize yardımcı olmak zorundayız. Bırakalım o pahalı tatil yerlerine gitmeyi, rahatlıkla geçinemiyoruz bile.
Ben de bu yaz tatilinde iş aradım. Gittiğim iş görüşmeleri aynı benim gibi öğrencilerle doluydu. Lise okuyan, bitiren, üniversite öğrencisi… Ortak noktamız ise hepimiz işçi ailelerin çocuklarıyız. Dünyanın güzelliklerinin sefasını süren bizler değiliz, patronlar ve onların çocukları. Bazı yerlerde onları bile parsellenmiş olsalar da denizlerin, sahillerin sahibi yok. Fakat bizler yaz tatilinde çalışmak, para kazanmak zorundayken onlar istedikleri ülkelerde, şehirlerde tatiller yapıyorlar. Oysa bir yılın yorgunluğunu üzerinde taşıyan bizim anne, babamız. Staj yapan, üniversite sınavına hazırlanan, geceyi gündüze katıp bu haksız rekabetle baş etmeye çalışanlar da bizleriz. Aslında biz hak ediyoruz tatil yapmayı; gezmeyi, görmeyi, istediğimiz yerlere gidebilmeyi. Ama bizler yaşadığımız yerlere adeta tıkılıp kalıyor, iki adım atamıyoruz yerimizden. Sıcaktan bunalarak, tatil yapma isteğini çok fazla hissederek çalışıyoruz. Fabrikalarda, atölyelerde, kafelerde, inşaatlarda çalışıyoruz. Evdeki yükü biraz olsun hafifletmek, genelde mahrum kaldığımız sosyal hayata biraz daha yer açabilmek için bazen.
Ben de neredeyse tüm yaz boyu iş arasam da, bulamadım. Bayram haftası bir mağazada çalıştım sadece. Tatile gidilen, gezmeye gidilen bayram haftasında… Benimle birlikte destek olarak işe başlayan tüm arkadaşlar öğrenciydi. Hatta mağazada 12 saat full çalışanların da birçoğu. Okulla birlikte çalışmak zorunda olanlar da varken, bazıları da yaz tatillerinde 6 gün boyunca, 12 saat orada çalışıyorlar. Tatil, yalnızca haftanın bir gününü evde geçirmek ya da arkadaşlarıyla, aileleriyle birkaç saat dışarı çıkmak onlar için.
Yazın çalıştığı yerlerde hayatını kaybeden onlarca genç işçi var. Daha geçtiğimiz gün, aynı hafta içerisinde ölen ve yaşları on dokuzun altında genç işçilerin haberlerini gördüm. Biri inşaatta, biri domates bahçesine gittikleri kamyonun kasasının açılması sonucu yola yuvarlanarak canından olmuş. 8 yaşında çobanlık yapan Aziz, otomobil çarptığı için ölmüş. Bir diğeri serinlemek için girdiği suda boğularak öldü. Bizi bu çaresizliğe iten ne peki? Yazın çalışmak zorunda bırakan, serinlemek için girdiğimiz suda boğan ne? Bizler işçi-emekçi çocuklarıyız, ezilen sınıfın çocuklarıyız kardeşlerim. Yani tüm güzellikleri üretip, hak ettiği hayatı yaşayamayanların sınıfındanız. Bizler hayatımızı kazanmak için küçük yaşlarda çalışmak zorundayız, yaz tatillerinde çalışmak zorundayız. Tatil yapmak bize bu kadar uzak çünkü imkânlarımız yok, çoğu zaman yalnızca hayal edebiliyoruz güzel bir yaz tatilini. Aynı güzel okullarda okumayı, güzel evlerde yaşamayı hayal ettiğimiz gibi. Bu gerçekliği yaşarken yüzümüzü başka tarafa dönemeyiz. Sorunlarımızın farkına varıp, görmezden gelmeyi değil hayal ettiklerimizi yaşayabilmek için mücadele etmeyi seçmeliyiz.
HAYIR De!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- “Yarın Ölmek Dün Ölmekten Daha Saçma”
- Okuyan Bir İşçi Soruyor
- Uyanmak İstiyoruz Güzel Bir Sabaha
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Greve Hazırlanırken Sohbetler
- Fırtınalar Yaratan Kelebekler!
- Sömürü Çarklarında Kaybolan Genç Yaşamlar
- MESEM: “Genç Eller” Üretiyor, Patronlar Sömürüyor!
- Sorunlarımız Ortak, Peki Ya Mücadelemiz?
- “Aman Çocuğum Sağa Sola Bulaşma” mı?
- “Enflasyon Canavarı”nı Üzerimize Salan Kim?
- Bir İlmek de MESEM Çıraklarından
- KYK Yurtlarında Ölmek İstemiyoruz!
- Bu Düzeni Yıkmak Boynumuzun Borcu
- Arel Üniversitesi Öğrencileri Servis Ücretine Neden İtiraz Ediyor?
- Aileler İstemese de Gençler Sorunları Görüyor
- Bizim Onlara İhtiyacımız Yok!
Son Eklenenler
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...
- Otuz yıl boyunca kesintisiz çalışmış, ücreti daha cebine girmeden SGK primleri ve vergileri kesilmiş, EYT’li emekli bir işçiyim. 2024 yılı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından emekliler yılı ilan edildi ama emekliler sefalet içinde yaşamaya mahkûm...
- Ezilenlerin safında mücadele eden, şiirlerini ve oyunlarını işçi sınıfına adayan Bertolt Brecht, “Yarının Büyüklerine Şiirler” kitabında, beşiğinin başucunda oğluna seslenen bir ananın ninnisine yer verir. Geçmişten bugüne ninniler, çocukların...
- Sevgili işçi kardeşlerim, hepinize merhaba. Bu mektubumda sizlerle sözü eğip bükmeden konuşmak ve gerçekler üzerine hasbihal etmek istiyorum. Yani gerçekleri olduğu gibi konuşalım. Biliyorum ki kursağınıza giren her lokmayı alın teriniz, elinizin...
- Adnan Yücel, Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek şiirinde “saraylar, saltanatlar çöker, kan susar bir gün, zulüm biter” der. Yeryüzünde “aşkın” yani özgürlüğün, barışın, mutluluğun hâkim olacağı günler için ve o günlere kadar mücadelenin devam edeceğini...
- Bugün dünyanın pek çok yerinde savaş naraları yankılanıyor. Filistin, Ukrayna, Suriye, Lübnan, Yemen ve daha birçok ülkede emperyalist savaşların getirdiği yıkımlara, acılara, ölümlere tanık oluyoruz. Şimdilik televizyon ekranlarında, gazetelerde...
- Portekizli yazar Jose Saramago “Körlük” romanında toplumsal körlüğü, bu kitabın devamı olan “Görmek” romanında ise ezilenler gerçekleri görmeye başladıklarında neler olduğunu anlatır. “Körlük” romanı 1933-1974 yılları arasında Portekiz’de hüküm...