Buradasınız
İşçilerin Sordukları/63 - SGK Sayıştay Denetiminden Neden Çıkartıldı?
Milyonlarca işçi ve emekçinin hastalık, işsizlik, sakatlık, ölüm ve analık halinde korunmasını sağlamakla, emekli aylıklarını ve sağlık harcamalarını ödemekle yükümlü Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), Cumhurbaşkanının imzaladığı bir kararnameyle Sayıştay Denetiminden çıkarıldı. Başka bir düzenleme yapılmaması durumunda SGK artık her yıl Sayıştay tarafından denetlenmeyecek ve oluşturulan raporlar kamuoyu ile paylaşılmayacak.
Sayıştay, kamu idarelerinin gelir, gider ve mallarına ilişkin hesap ve işlemlerinin kanunlara ve diğer hukuki düzenlemelere uygun olup olmadığını denetlemektedir. Sayıştay tarafından son olarak 2016’da yapılan denetlemede kurumun neden denetim dışına çıkarıldığı açıkça belli olmaktadır. Sayıştay denetçilerinin SGK “mali rapor ve tablolarının doğru ve güvenilir bilgiler içermediği” kanaatini ifade ettikleri rapordaki tespitlerden bazıları şöyle:
- Tablolar, kurumun mali sistemini, kurum alacağına dönüşmüş tutarların gerçek durumunu göstermemekte, alacakların yönetiminde mali saydamlık ve hesap verilebilirlik tam olarak sağlanmamaktadır.
- Kurumun kamu zararı ile fazla ve yersiz ödemelerinin takip ve tahsilât işlemlerine ait muhasebe kayıtları mali tablolara tam ve doğru olarak yansıtılmayıp, tahsilât süreci etkin ve verimli bir şekilde yürütülmemektedir.
- İcra takibinde bulunan alacaklara ilişkin izleme ve takip işlemlerinin muhasebe sistemine intikal ettirilmemesi nedeniyle icra takibindeki toplam 45 milyar 160 milyon TL tutarındaki alacak mali tablolarda raporlanmamaktadır.
- 2016 yılı içerisinde silinen 4 milyon 873 bin TL tutarındaki kurum alacağı Sayıştay’a bildirilmedi.
- 14 bin 659 işverene 54 milyon 44 bin 555 TL tutarında idari para cezasının tebligat işlemlerinin yapılmadığı görüldü.
- Bazı işverenler ilave istihdam şartını sağlamamalarına rağmen prim teşvikinden yararlandılar, 3 bin 206 işyerine toplam 8 milyon 929 bin TL tutarında prim indirimi yapıldı.
- Kamu işyerlerinde çalışan kişilere 700 bin 87 TL hatalı yaşlılık aylığı ödemesi yapıldı.
SGK’nın eninde sonunda hesap verme ihtimali, hükümeti rahatsız etmiş olacak ki kurum denetimden çıkarılmış. Zaman zaman haberlerde SGK’yla ilgili olarak “SGK rekor açık verdi, SGK bütçesi yetersiz tüm ilaçları karşılayamıyor” gibi başlıklar yer alıyordu. Bu haberlerin kaynağının ne olduğu ve milyonlarca işçi ve emekçi için hayati önem taşıyan kurumun doğru düzgün işletilemediği ortadadır. Kurumda biriken paralar sistemli bir şekilde, hiçbir hükümete bağlı olmadan işçilerin denetiminde işletilseydi, biriken paralarla karşılanmayan ilaç kalmazken, tüm işçiler nitelikli ve ücretsiz bir sağlık hizmetinden yaralanırlardı.
SGK’nın bütçesi işçilerden ve onlar adına kesilen primlerden oluşuyor. 2017 sonu itibariyle 288 Milyar TL geliri ve 312 Milyar TL gideri ile neredeyse devlet bütçesinin yüzde 48’i oranında bir bütçeye sahip olan SGK’nın keyfi bir düzenlemeyle Sayıştay denetimi dışına çıkarılması bu fonun da çeşitli bahanelerle başka kanallara aktarılacağının göstergesidir.
Sosyal güvenlik sistemi işçi ve emekçiler açısından hayati bir önem taşıyor. SGK, geniş işçi yığınlarının sağlık sorununda başvurabilecekleri, çalışamaz duruma geldiklerinde, emekli olduklarında onların güvencesi olacak kurumdur. Sosyal güvenlik sistemi bir toplumsal dayanışma fonudur. Bu dayanışma fonu işçilerin mücadelesi ile ortaya çıkmıştır. Bu fondan işçi ve emekçilerin yararlanmasını engellemek için hükümet tarafından türlü uygulamalar düzenlemeye konularak bu güvence ortadan kaldırılmak istenmektedir. Özel hastanelere teşvikler, sağlıkta reform düzenlemeleri, emeklilik yaşının ve prim gün sayısının yükseltilmesi, emeklilik maaşının kademeli olarak düşürülmesi, hastaneye adım atar atmaz ödenen ücretler, Aile Hekimliği uygulaması… Bunlar hep sosyal güvenliğin ortadan kaldırılması için hükümetin yaptığı yasal uygulamalardır. “Paran kadar sağlık” politikasıyla işletilen sağlık sistemi gün geçtikçe işçi ve emekçilerin belini daha da bükmektedir.
Parası olanın geleceğini garanti altına aldığı, parası olmayanların açlık ve ölümle yüz yüze kaldığı kapitalist sistemde, sosyal güvenlik kurumları herkese parasız ve ayrımsız hizmet vermemiştir. Ancak yine de işçi sınıfının ekmek-su kadar muhtaç olduğu hizmetleri kısmi de olsa karşılayan bu kurumun varlığı önemlidir. Bu yüzden tüm işçi ve emekçiler, sosyal güvencelerine ve kendilerinden kesilerek oluşturulan fonlarına mücadele ederek sahip çıkmalı ve denetlemelidirler.
Dünyaca
Ayaklar, Başlar ve “Yanlış Kişiler”
- “İş Barışı” mı Hak Arayışı mı?
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Yoksulluk Azaldı mı?
- Sermayenin Saldırılarına Karşı Birliğimizi Örgütleyelim!
- İşçi Dayanışması 191. Sayı Çıktı!
- Bir Ana ile Tanışmak…
- Sağlığımızı Mucizelerle Değil Birliğimizle Koruyabiliriz
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- MESS Sözleşmesinden Çıkardığımız Bir Ders Var
- Patron Haklı mı?
- Unutma, Örgütlen, Hesap Sor!
- Bölünenler mi Birleşenler mi Kazanır?
- Örgütlülük İşçi Sınıfının Gücü, Toplumun Umududur!
- İşçi Dayanışması 190. Sayı Çıktı!
- Asıl Düşman Olan Kim?
- “Dejavu” Sarmalını Kırmak İçin
- Derby’den Özak’a Sendikalı Olma, Sendika Seçme Hakkı
- Boyun Eğmek mi Birlikte Karşı Durmak mı?
- Barış İstemenin Suç Olduğu Yerde İnsanca Yaşam Olur mu?
- Saldırılara Karşı Durmanın Yolu Birlik ve Dayanışmadır
- İcra ve İflas Yasasındaki değişiklik ne anlama geliyor?
- Covid-19, Kısa Çalışma ve Ücretsiz İzin Gerçeği
- AKP’nin Torba Yasası: Patronlara Kıyak, İşçilere Saldırı
- Pandemi, Ücretsiz İzinler ve Hak Gaspları
- İş Güvenliği Yasasına 4. Kez Erteleme Ne Anlama Geliyor?
- Kronik Hastalığı Olan İşçilerin ve Hamile Kadınların Yasal Hakları
- Koronavirüs ve Yasal Haklarımız
- Avukat Mesut Badem ile Arabuluculuk Üzerine/2
- Avukat Mesut Badem ile Arabuluculuk Üzerine/1
- İşçilerin Sordukları/78
- Emeklilik Hakkımız İçin Topyekûn Mücadele Edelim!
- Yargıtay’ın Hamile İşçiler İçin Emsal Kararı
- İşçilerin Sordukları/75
- İşçilerin Sordukları/74
- İşçilerin Sordukları/73
- İşçilerin Sordukları/72
Son Eklenenler
- Siyasi iktidar ve sermaye sınıfı yasa kural tanımadan işçilerin haklarını gasp ediyor. Bu saldırılara işçilerin cevabı ise mücadele etmek, boyun eğmemek oluyor. 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta Manisa Turgutlu’da yürüyüş ve basın...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER’in, “Geçmişten Geleceğe Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” şiarıyla düzenlediği etkinlikler dizisi İstanbul Avrupa Yakası ve Mersin’deki etkinliklerle son buldu.
- Kocaeli İSİG Meclisi ve Eğitim-Sen 1 No’lu Şube, MESEM aracılığıyla öğrencilerin sermaye için çocuk işçi yapılmasına karşı 16 Martta basın açıklaması düzenledi.
- Patronlar iş barışını “patronla işçi arasında uyum, saygı ve güven ortamı” olarak tanımlıyorlar. Peki, patronun işçiyi sömürmesi üzerine kurulu bir sistemde saygıdan, barıştan söz edebilir miyiz? İş barışı söylemini dillerinden düşürmeyen patronlar...
- Malum, Şubat ayını geride bırakıp baharın gelişini müjdeleyen Mart ayına girdik. Fakat içimiz bahar sevinciyle dolmak bir yana daha da kararıyor. Ama bunun tek nedeni hava değil. Atalarımız “Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır” demişler....
- Ücretlerimizin yükseltilmesini talep ettiğimiz her dönemde, biz işçilere “açgözlü”, “nankör” yaftası yapıştırılır. İktidar sahiplerinden tutun da, daha fazla kâr etmek için hayatlarımızı cehenneme çeviren patronlara kadar sermaye sınıfının zihniyeti...
- İşçilerin pek çok sektörde hak gasplarına karşı verdikleri mücadeleler sürüyor. Antep’te bulunan Sayın Tekstil fabrikasında 200’ü aşkın işçinin ek zam talebiyle 9 Martta başlattığı iş bırakma eylemi devam ediyor. 14 Martta sendikaları BİRTEK-SEN’le...
- Toplumun ezenler ve ezilenler olarak ikiye bölündüğü bir sistemde gerçek adalet ve barış olamaz. Ama gerçek adaleti ve barışı isteyenler olur ve onlar ezilen sınıflardır, kadın erkek işçiler ve emekçilerdir. Dünden bugüne Fransa’dan Türkiye’ye...
- Hepimizin bildiği üzere kısa bir süre önce 2023-2025 MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi grev aşamasında son buldu. Birden çok fabrikada MESS’e bağlı olsun veya olmasın hareketli süreçler yaşandı. Çünkü alınacak ücret başka fabrikadaki işçilerin alacağı...
- Pek çok işçi kardeşimiz grev ve direnişlerde “biz ekmeğimizin peşindeyiz” derler. Bununla ekmeklerini korumak dışında bir amaçları olmadığını anlatmaya çalışırlar. Fakat kısa zamanda ekmeklerini koruyabilmek için sendikaya üye olma, grev, gösteri,...
- TÜİK’e göre Türkiye’de göreli yoksullaşma da azalıyormuş! Ülkedeki ortalama gelirin yüzde 50’si yoksulluk sınırı olarak kabul edildiğinde 2013 yılında göreli yoksulluk oranı yüzde 15 iken 2023 yılında yüzde 13,9’a düşmüş. Pek çok uzman Cumhuriyet...
- Erzincan İliç’te bulunan siyanürlü altın madeninde meydana gelen faciada 9 madenci kardeşimiz hâlâ göçük altında. Siyanürlü liç yığınının çökmesinin ardından siyanürün yanı sıra çeşitli ağır metaller de suya ve toprağa karıştı. Madenin sahibi yerli-...
- Çalıştığım işyerinde Tuncay isimli bir arkadaşımız var. Tuncay eşinden ayrılmış, çok şeker bir oğlu var, hayatta belki de tek tutunacağı dal o kalmış. Gözlerinde “şişe dibi” diye tabir edilen bir gözlük, ayağının biri topal, iki kulağında da işitme...