Buradasınız
İşsizlik Kırbacı
Gebze’den genç bir işçi
Ekonomik krizin derinleştiği, çelişkilerin daha da keskinleştiği bir dönemden geçiyoruz. Kriz derinleştikçe sermaye sınıfı daha da saldırganlaşıyor ve krizin tüm yükünü emekçilerin sırtına yüklemek için var gücüyle çalışıyor. Enflasyon günden güne artarken ücretlerimiz yerinde saymaya, hatta erimeye devam ediyor. İşsizliğin, özellikle de genç işsizliğin bu denli yüksek olması ise işçi sınıfının gençlerini büyük bir çıkışsızlığa itiyor.
Son zamanlarda burjuva çevrelerden “Gençlik elde telefonla ömrünü heba ediyor. Şikâyet etmeyin, farklılık yaratın, sadece yapın!” gibi söylemler duyuyoruz. Sorunun kaynağına inmeyen, sorumluluğu hep bireyde arayan bu yaklaşıma gençler haklı olarak büyük öfke duyuyor. Artan hayat pahalılığı yüzünden en temel ihtiyaçlarımızı dahi karşılamakta güçlük çekerken, bizlere “hayallerinin peşinden git” denmesi toz pembe ve aldatıcı bir tablo çizmekten başka bir şey değildir. Bugün bizi karşılayan tabloda ise işsizlik, güvencesizlik ve bilumum eşitsizlikler yer alıyor.
Yayınlanan son istatistiklere göre genç işsizlik oranı %20’yi aşmış bulunuyor. Bunun yalnızca rakamlarda kalmadığını, gençlerin hayatını nasıl etkilediğini her gün yaşayarak öğreniyoruz. Bir meslek sahibi olmak için yıllarca emek veren öğrenciler, mezun olduklarında hiç düşünmedikleri bir gerçeklikle, işsizlik gerçeği ile karşılaşıyorlar. Başvurularına dönüş alamayan, atamaları yapılmayan gençler sorunu kendilerinde aradıkları zaman büyük bunalımlara giriyorlar. Zira Sağlık Bakanlığının verilerine göre son beş yılda anti-depresan kullanımı %70’e yakın artmış bulunuyor. Bunun yanında çeşitli uyuşturucu maddelere yönelim de artıyor.
İş bulabilenlerden ise “deneyim kazanmak” için patronunun yoğun sömürüsüne, düşük ücretlere, uzayan iş saatlerine boyun eğmeleri isteniyor. Yakın zamanda görüştüğüm bir kadın arkadaşım çalıştığı yerle ilgili şunları söylemişti: “Biz gerçekten bu zamana kadar başka bir dünyada yaşıyormuşuz. Hem fiziksel hem ruhen bitmiş durumdayım. Dün patronumun sözlü tacizine maruz kaldım ve işten atılma korkusuyla tek bir şey söyleyemedim. Canımı en çok acıtan şey de yarın ona ‘bey’ diye hitap edecek olmam.”
Patronlar böyle dönemlerde işsizlik kırbacını göstererek işçilere sahip oldukları işe şükretmelerini ve daha çok çalışmalarını söylüyor. Bu ağır sömürü koşullarında iş kazaları ve iş cinayetleri de katlanarak artmaya devam ediyor. İSİG Meclisi verilerine göre bu yılın ilk 5 ayında 746 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. Bu işçilerden 5’i yani %3’ü hariç hepsinin sendikasız olduğu gerçeğini göz önüne aldığımızda örgütlü olmanın ne kadar yakıcı bir önemde olduğunu daha iyi anlarız.
Karşımızda işte böyle bir tablo duruyor. Bu karanlık tablonun mimarı da elbette kapitalist düzen ve onun yarattığı krizlerdir. İşçi sınıfının gençleri olarak bu kara tabloyu değiştirmek istiyorsak örgütlü olmanın bilincine varmalı ve sınıfımızın saflarında yer almalıyız.
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
- “Geçmiş Olsun” Yerine “Rapor Almayın”
Son Eklenenler
- Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Mersen’de işçiler, sendika ve toplu sözleşme hakları için 19 Nisanda greve çıktı. Sendikadan yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi: “Fransa sermayeli Mersen’in merkez yöneticileri...
- İşçi Dayanışması’yla tanışmış işçi kardeşlerimiz, gazetemizin kendilerinde yarattığı değişimi çok iyi bilir. UİD-DER ile yolları kesişen her işçi kardeşimizin zihni açılır, doğru bir ifadeyle dünyaya ve her şeye sanki üç boyutlu bir gözlükle bakar...
- Bu dünyaya sadece çalışmak için gelmiş gibiyiz. İşyerinde arkadaşlarımın ağzından sürekli şu sözler dökülüyor: “Ya biz bu dünyaya çalışmak için mi geldik? Evde iş, fabrikada iş… Sürekli bir döngünün içinde dönüp duruyoruz. Neden bu kadar çok...
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...
- Öz Gıda-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 7 Marttan beri grevde olduğu Abalıoğlu Lezita fabrikasında 16 Nisanda jandarma işçileri ve sendikacıları darp etti ve ters kelepçeyle gözaltına aldı. Yaralanan 8 işçi hastaneye kaldırıldı. İzmir Kemalpaşa’da...
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...