Buradasınız
İşten Atıldığımızda Ne Yapmalıyız?
Sefaköy’den bir işçi
Gözünü kâr hırsı bürümüş patronlar her gün binlerce işçiyi tazminatsız işten atıyorlar. İşten atarken geçerli bir sebep göstermeye bile gerek duymuyorlar. Sebep gösterdikleri şeyler de düzmece veya iftiradan öteye gitmiyor. Bizlere tazminat vermemek için kendimizin işten çıkmasını sağlıyorlar. Üzerimizde baskı oluşturuyorlar, yapamayacağımız işler verip hata yapmaya zorluyor veya yaptığımız işten farklı olan başka bölüme veriyorlar, fazla mesai ve buna benzer şeylerle bizleri bıktırtıp istifa etmemizi sağlıyorlar.
İş yasasına göre patron işçiyi işten çıkardığında bunu geçerli bir nedene dayandırmak zorundadır. Eğer geçerli bir sebep yoksa tazminat ve diğer sosyal haklarını ödemek zorundadır. Patronun işçiyi işten çıkardığını sözlü olarak söylemesi hiçbir anlam ifade etmez. Örneğin patron bir arkadaşımıza “seni işten çıkardık, şimdi git, aybaşında veya beş gün sonra gel paranı al” diyorsa işçi arkadaşımız buna kesinlikle kanmamalıdır. Çünkü sözlü ifadenin hiçbir geçerliliği yoktur. İşçi patrona inanıp işyerinden ayrıldığında patron üçüncü günün içinde işçinin bir sebep bildirmeden üç gün üst üste gelmediğine dair noterden ihtarname çektiğinde tazminatsız işten atma hakkı kazanır. Genel olarak da yaptıkları budur. İşten atılan işçi patronun karşısına çıkıp “ama sen filanca gün gel paranı al demiştin” dese bile patron bunu büyük bir pişkinlikle inkâr edecektir. Üzülerek bu örneklerle her gün karşılaşıyoruz. Böyle bir duruma düşmemek için patronun verdiği tarihe kalmadan üç gün içinde noterden patronun bizi işten attığına dair ihtarname çekmeliyiz. Böylece patronun oyununu bozmuş olacağız.
Diğer bir husus, patronun işçiyi işten attığında işçiye yasal haklarını aldığına dair imzalattığı evraktır. İbraname denilen bu evrakta işçinin maaşını, tazminatını ve diğer haklarını alıp almadığı ve işçinin işten kendi rızasıyla mı çıktığı yoksa patron tarafından mı çıkarıldığı yazılmaktadır. İşçi tazminatını ve diğer alacağını almadan bu kâğıda kesinlikle imza atmamalıdır. Çünkü paramızı almadan imza attığımızda patron inkâr yoluna gidecek, hiçbir alacağımızın kalmadığını iddia edecektir. Zaten böyle durumlarda patron hemen işçinin imza atmasını sağlamaya çalışır. Yine birçok işyerinde işçi kardeşlerimizin başına bu tür olaylar sık sık geliyor. Paramızı almadan ibraname imzaladığımızda paramızı alamadığımız gibi, bir de mahkemeye başvurma olanağını kaybediyoruz. Çünkü ibranamede “tüm yasal hakkımı aldım” deyip altına imza attığımızda patron, “bakın bütün parasını aldı, imzayı attı” diyerek mahkeme yolunu kapatmış oluyor. Patron bir işçiyi tazminatsız atmaya kalktığında, işçinin yapacağı ilk iş, üç gün içinde noterden sebepsiz işten atıldığına dair bir ihtarname çekmektir. Bunun dışında bir ay içinde işe iade davası açmalıdır. Eğer patron işçinin tazminatını veriyorsa işçi tüm yasal haklarını aldıktan sonra evrakı imzalamalıdır. Bunun dışında hiçbir şekilde çıkış evrakını imzalamayalım.
İşçi kardeşler bütün bunlar başımıza bilinçsizlikten, örgütsüzlükten geliyor. Bizler bilinçlenmedikçe, yanımızdaki işçi arkadaşımıza sahip çıkmadıkça patronlar bizleri iliklerimize kadar sömürecektir. Elbette işçiler olarak bizlerin işten atmalara karşı yapacağımız şeyler hukuki işlerle sınırlı değil. En önemlisi işten atılan arkadaşımıza sahip çıkıp onu işten attırmamaktır. Bugün ona yarın bize. Bu da bizler örgütlüysek yapabileceğimiz bir iştir. Kimsenin kimseden haberi olmadığı bir yerde patronlar işçileri bir paçavra gibi işten atar. Ancak işçilerin örgütlü olduğu işyerlerinde işçiler arkadaşlarına sahip çıkıp, onun işten atılmaması için üretimi durdurabilir. Eğer sendikalı bir işyeriyse, patron işçiyi işten attığında bunu sendikaya sebebi ile bildirmek zorundadır. Böyle bir durumda mücadeleci bir sendika sebebi yersiz bulup patrona itiraz eder. Patron işçiyi işe geri almadığında direnişle karşı karşıya kalır. Biz işçilerin gücü birliğimizden, bilincimizden gelir. Bunun için sendikalarımızda, derneklerimizde örgütlenmeliyiz. Hepinizi işçilerin derneği olan Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği UİD-DER’e davet ediyorum. Haklarımızı patronlara yedirmeyelim, yanı başımızdaki işçi kardeşimize sahip çıkalım, birbirimize güvenelim. Hep birlikte onurlu ve mutlu bir yaşam için el ele mücadele edelim.
Ellerinize Ve Yalana Dair
- Patronların Hak Arayan İşçiye Tahammülü Yok
- Xiaomi Salcomp’ta İşten Atmalar Protesto Edildi
- Hacettepe Üniversitesi’nde İşten Atma Saldırısı
- Ezberler ve Gerçekler: “İş Çok, İş Beğenen Yok!”
- Cumhuriyet Gazetesinde Sendikalı İşçi Kıyımı
- Esenyurt’ta A101 İşçisi Kod 46 ile İşten Atıldı
- 65 İşçiyi Daha İşten Çıkardılar
- Ekmekçioğulları Metal’de İşten Atma Saldırısı
- Özer Elektrik’te İşten Atmalar Protesto Edildi
- İşten Çıkarma Yasağı İşten Çıkarmayı Engelliyor mu?
- Akwel’de İşten Atmalara Karşı İş Durdurma Eylemi
- TPI Kompozıt’te İşten Atma Saldırısı
- VIP Tekstil’de İşten Atmalar Protesto Edildi
- DERİTEKS, Üyelerinin İşten Atılmasını Protesto Etti
Son Eklenenler
- 1 Mayıs’a sayılı günler kaldı ve biz emekçi kadınlar böylesine anlamlı bir güne hep birlikte hazırlanmak üzere yan yana geldik. Sınıfımızın birlik, dayanışma ve mücadele günü için UİD-DER’de birleştik. Hep birlikte coşkulandık, umutla dolduk. 1...
- Bir haykırış duyuldu derinden/ Sanırsın dağlar kalktı yerinden/ Mahalleden, fabrika köşelerinden/ Ayağa kalktı yürüyor işçi/ Yürüyor işçi, yürüyor işçi!
- Her işçinin hayalidir bir gün emekli olmak, hayatının kalan kısmında çalışmadan mutlu mesut yaşamak ve kendini güvende hissetmek… Bunun için sigortalı bir işte çalışmaya, SGK primlerimizin gerçek ücretimiz üzerinden ödenmesine dikkat ederiz. İşe ilk...
- Geçenlerde manava yolum düştü, eve bir iki parça şey alayım diye uğradım. Alışveriş bitti, tam para ödeme esnasında 17 yaşlarında bir genç gelerek kasadaki kişinin kulağına bir şeyler fısıldadı. O ise kafasını sallayarak “tamam tamam al” dedi. Genç...
- Ramazan bayramı boyunca, insanlar birbirlerine temenni mesajları attı. Sevdiklerine onların mutluluklarını içeren dilekler ilettiler. Sevdikleri kişilerin kötü günler görmemesini, her türlü beladan ve kazadan uzak olmasını, açlık ve yoksulluk...
- Merhaba arkadaşlar, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Bu sömürü düzeni kapitalizm dünya işçi sınıfının hayatını alt üst edip zindana çeviriyor. Dolayısıyla her 1 Mayıs’ın biz emekçiler için ayrı bir...
- Siyasi iktidarın ve sermaye sınıfının saldırıları arttıkça işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları kötüleşiyor, iş cinayetleri sürüyor. Bu koşullarda düşük ücretlere, sendikal baskılara, ağırlaşan çalışma koşullarına karşı pek çok sektörde...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER temsilciliklerinde “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlikler gerçekleştirildi. 20-21 Nisanda...
- Son yıllarda mülteci, göçmen, sığınmacı ve yabancı sözlerini çok duyduk, duymaya da devam edeceğiz. Nedeni dünya üzerindeki 8 milyar insanın neredeyse 300 milyonunun, doğup büyüdükleri, yaşadıkları topraklardan kaçmak zorunda kalmalarıdır. Ve...
- Yunanistan’da en büyük işçi sendikası olan Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (GSEE) çağrısıyla artan hayat pahalılığını protesto etmek amacıyla bir günlük genel grev gerçekleştirildi. 16 Nisan’da yüzbinlerce işçi ve emekçi başta Atina...
- Ben Mersin’den, sendikasız bir fabrikada çalışan metal işçisiyim. Yaşamımı devam ettirebilmek için ben de sizler gibi çalışmak zorundayım. Çalıştığım fabrikada birçok sorunla karşı karşıyayız. Bu sorunlar Türkiye’de işçilerin genelinin yaşadığı...
- Türkiye’nin her yerinde pıtrak gibi çoğalan özel okullar, bir süredir ülke gündemine pek çok sorunla birlikte yerleşmiş durumda. 22 yıldır sanayi şehri Bursa’da çalışan bir özel okul öğretmeniyle sektördeki sorunlar üzerine gerçekleştirdiğimiz...
- 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirdi. Grevlerini sürdüren Lezita işçileri patronun grev kırıcılığına karşı da mücadele ediyor. 18 Martta Ankara’ya yürüyüş başlatan Agrobay işçileri, 21 Martta...