Buradasınız
İstihdam Artıyormuş!
Gebze’den bir metal işçisi
Gazetelerin ve TV programlarının büyük bir bölümü, ülkede olup bitenler hakkında ve gerçekte olanlarla ilgili çok büyük manipülasyon örnekleri sergiliyor. Hiç dışarı çıkmadan bu haberleri izlesek sanki her şeyin yolunda olduğunu, insanların mutlu olduğunu, dertsiz, tasasız, gelecek kaygısı olmadan yaşadığını, herkesin halinin vaktinin yerinde olduğunu sanırız. Bu manipülasyonların başında istihdamın arttığına ilişkin söylenen yalanlar geliyor. İstihdam artıyormuş! Gözümüzün içine bakarak bizlere “işsizlik oranlarına bakmayın, o rakamlar gerçek değil” diyorlar.
Yıllardır işsizlik rakamları “istikrarlı” bir şekilde artıyor. Bugün içinden geçtiğimiz süreçte bu rakamların Türkiye tarihinde görülmüş en yüksek işsizlik oranı olduğu ifade ediliyor. Ne var ki ülkeyi yöneten siyasi iktidar, hiçbir sorun yokmuş gibi davranıyor. İşsizlik gibi bir sorunu mevsimsel bir sorunmuş gibi görüyor. İşsizliğin zaman zaman mevsimsel olarak görüldüğünü, kış aylarında işsizliğin tırmandığını ama yaz ile birlikte durumun değişeceğini söyleyebiliyor.
Pek çok sanayi bölgesinde, yüzlerce fabrikada işçiler işten atılıyor. Örneğin bir işçi kenti olan Kocaeli’de pek çok fabrika kapanmış durumda ya da kapatılacağı tarih belli. Onlarca işyerinde işçiler ya ücretsiz izne çıkartılıyor ya da tazminatları verilmeden işten atılıyorlar. Bu gerçekler orta yerde dururken ülkenin ekonomisini yönetenler pembe tablolar çizmeye devam ediyor hâlâ. “Merak etmeyin sorun yok, hepsi düzelecek” diyebiliyorlar. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, 29 Şubatta İstihdam Seferberliği Toplantısında şöyle konuşmuştu: “Ben hep şunu ifade ettim. Bugün herkes görüyor ki Şubat Ocaktan çok daha iyi. Çok net söylüyorum, Mart da Şubattan daha iyi, Nisan Marttan zaten çok iyi olacak. Adım adım tek tek Nisanda Mayısta ne olacağı belli. Hepimiz şahit olacağız.” Evet, hepimiz şahit olduk! Sonuç hiç de Albayrak’ın söylediği gibi olmadı. Tam tersine Mart Şubattan, Mayıs Nisandan daha kötü oldu. İşsizlikte Şubat ayı verilerine baktığımızda tüm gerçek ortaya çıkıyor. Geçen yılın Şubat ayı ile bu yılın Şubat ayı arasında işsizlikteki artış 1 milyon 376 bin.
Ekonomik krizin derinleştiği, sanayi üretiminin gerilediği böyle bir zamanda istihdamın arttığını söylemek gerçeklerle hiç de bağdaşmıyor. Resmi olarak açıklanan işsizlik oranının %14,7 seviyesine geldiği ifade ediliyor. Üstelik bu rakam devletin resmi kurumu TÜİK’in söylediğidir. Bir de gerçek işsizlik rakamlarını hesaba kattığımızda asıl oranın çok daha fazla olduğu görülecektir. Binlerce insan uzun bir süre iş bulamadığı için iş aramayı bırakıyor ve bu nedenle İŞKUR kayıtlarında yer almıyor. Bu süreçte istihdam arttı diye yaygara koparılsa da aslında istihdamın geçici işlerde olduğunu unutmamamız gerekiyor. Yeni işe giren işçilerin büyük bir kısmı 3-6 aylık geçici işler ile tarım sektöründe belirli bir zamanda bitecek işlerde çalışıyor. Bu duruma bakıp istihdamın arttığını söylemek sap ile samanı ayırmamak olur.
Ekonomik krizin sorumluluğunu üzerine almayıp suçu Türkiye’nin büyümesini istemeyen “dış güçlerin” üzerine atan iktidar, krizin faturasını ise biz işçilere çıkartıyor. Son derece kötü olan çalışma ve yaşam koşullarımız egemenlerin politikaları yüzünden daha da kötüleşiyor. İşten atmalara, ücretsiz izinlere her geçen gün yenisi ekleniyor. Yani sözün kısası artan istihdam değil, yoksulluğumuzdur.
- Ekonomik Sorunların Kaynağı Bulundu: İşçi ve Emekçiler!
- Vergiler Patronlardan Kesilsin!
- Soğanı Bile Lüks Hale Getiren Bu Rejim Gitmeli!
- Bakandan Dâhiyane Buluş: Kış Tatili!
- Bizim Yoksulluğumuz, Onların Yalanları Büyüyor
- Nasıl Küçüldük, Kimi Büyüttük?
- Bir İşçi Çocuğunun Gözünden Hayat Pahalılığı
- “2023’ü Beklerken” Neler Oldu?
- Zamlardan Haberi Olmayanlar da Var!
- Enflasyonu Asgari Ücret Zammı mı Arttırıyor?
- Büyüdüğümüzü Hissedebiliyor musunuz?
- Evsiz Kalmak mı Mücadele Etmek mi?
- Ekmeğimizi Büyütmek İçin!
- Haklı Olan Biziz!
- İktidarın Enflasyon Masalı
- Yağa Neden Zincir Vuruluyor?
- Yüksek Elektrik Faturalarına Tepkiler Sokaklara Taştı
- İşten Çıkarma Yasağı Sona Erdi, Saldırılar Başladı!
- Doların Yükselmesi Bizi İlgilendirmez mi Dediniz?
- Maaşlar Eriyor: Bu düzen Değişmeli!
Son Eklenenler
- Siyasi iktidar ve sermaye sınıfı yasa kural tanımadan işçilerin haklarını gasp ediyor. Bu saldırılara işçilerin cevabı ise mücadele etmek, boyun eğmemek oluyor. 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta Manisa Turgutlu’da yürüyüş ve basın...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER’in, “Geçmişten Geleceğe Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” şiarıyla düzenlediği etkinlikler dizisi İstanbul Avrupa Yakası ve Mersin’deki etkinliklerle son buldu.
- Kocaeli İSİG Meclisi ve Eğitim-Sen 1 No’lu Şube, MESEM aracılığıyla öğrencilerin sermaye için çocuk işçi yapılmasına karşı 16 Martta basın açıklaması düzenledi.
- Patronlar iş barışını “patronla işçi arasında uyum, saygı ve güven ortamı” olarak tanımlıyorlar. Peki, patronun işçiyi sömürmesi üzerine kurulu bir sistemde saygıdan, barıştan söz edebilir miyiz? İş barışı söylemini dillerinden düşürmeyen patronlar...
- Malum, Şubat ayını geride bırakıp baharın gelişini müjdeleyen Mart ayına girdik. Fakat içimiz bahar sevinciyle dolmak bir yana daha da kararıyor. Ama bunun tek nedeni hava değil. Atalarımız “Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır” demişler....
- Ücretlerimizin yükseltilmesini talep ettiğimiz her dönemde, biz işçilere “açgözlü”, “nankör” yaftası yapıştırılır. İktidar sahiplerinden tutun da, daha fazla kâr etmek için hayatlarımızı cehenneme çeviren patronlara kadar sermaye sınıfının zihniyeti...
- İşçilerin pek çok sektörde hak gasplarına karşı verdikleri mücadeleler sürüyor. Antep’te bulunan Sayın Tekstil fabrikasında 200’ü aşkın işçinin ek zam talebiyle 9 Martta başlattığı iş bırakma eylemi devam ediyor. 14 Martta sendikaları BİRTEK-SEN’le...
- Toplumun ezenler ve ezilenler olarak ikiye bölündüğü bir sistemde gerçek adalet ve barış olamaz. Ama gerçek adaleti ve barışı isteyenler olur ve onlar ezilen sınıflardır, kadın erkek işçiler ve emekçilerdir. Dünden bugüne Fransa’dan Türkiye’ye...
- Hepimizin bildiği üzere kısa bir süre önce 2023-2025 MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi grev aşamasında son buldu. Birden çok fabrikada MESS’e bağlı olsun veya olmasın hareketli süreçler yaşandı. Çünkü alınacak ücret başka fabrikadaki işçilerin alacağı...
- Pek çok işçi kardeşimiz grev ve direnişlerde “biz ekmeğimizin peşindeyiz” derler. Bununla ekmeklerini korumak dışında bir amaçları olmadığını anlatmaya çalışırlar. Fakat kısa zamanda ekmeklerini koruyabilmek için sendikaya üye olma, grev, gösteri,...
- TÜİK’e göre Türkiye’de göreli yoksullaşma da azalıyormuş! Ülkedeki ortalama gelirin yüzde 50’si yoksulluk sınırı olarak kabul edildiğinde 2013 yılında göreli yoksulluk oranı yüzde 15 iken 2023 yılında yüzde 13,9’a düşmüş. Pek çok uzman Cumhuriyet...
- Erzincan İliç’te bulunan siyanürlü altın madeninde meydana gelen faciada 9 madenci kardeşimiz hâlâ göçük altında. Siyanürlü liç yığınının çökmesinin ardından siyanürün yanı sıra çeşitli ağır metaller de suya ve toprağa karıştı. Madenin sahibi yerli-...
- Çalıştığım işyerinde Tuncay isimli bir arkadaşımız var. Tuncay eşinden ayrılmış, çok şeker bir oğlu var, hayatta belki de tek tutunacağı dal o kalmış. Gözlerinde “şişe dibi” diye tabir edilen bir gözlük, ayağının biri topal, iki kulağında da işitme...