Buradasınız
Kâğıt Üzerinde Kalan İşçi Sağlığı ve Güvenliği
Bir otomotiv işçisi
Merhaba işçi kardeşlerim. Ben otomotiv sektöründe çalışan bir işçiyim. İşyerimizde şimdiye kadar ölümlü iş kazası yaşanmadı hiç. Umarım hiçbir zaman da yaşamayız. Fakat hemen her hafta kesik, ezilme, göze çapak kaçması gibi kazalar yaşanıyor bizim fabrikamızda da. Fabrika her iş kazasında iş kazası tutanağını kendisi tutuyor ve bildirimini gerçekleştiriyor. Fakat şimdiye kadar hiçbir yetkili “Neden sizin fabrikanızda her hafta iş kazası gerçekleşiyor?” diye sormadı.
Fabrikamızda her şey “yasalara” uygun yapılıyor. Patron işçiye verdiği her ekipmanı zimmetliyor ve kayıt altına alıyor ama gerekli olduğu halde vermediği iş güvenliği malzemelerini kimse sormuyor. Her operatöre de toplamda yıllık 1,5 saatlik eğitim veriliyor. Haftada 3-5 saat gelen bir iş güvenliği uzmanımız var. Fakat iş güvenliği uzmanının da bir şey yapmaya yetkisi yok. Dediğim gibi her şey kâğıt üzerinde yasalara uygun. Fakat işin aslına baktığımızda durum öyle içler acısı ki. İş güvenliği uzmanı fabrika içinde tek dolaşamaz, personel işlerinden biri yanında bulunması gerekir. Yani uzman hiçbir işçiyle kendi başına iletişim kuramıyor. Yazdığı bütün eksiklikler fabrika müdürü tarafından inceleniyor ve bazı eksiklikler yırtılarak kayıt altına alınmıyor. Ya da bazen fabrika müdürü kendisi eksiklik belirliyor; “Eskiden kötüydü böyle yaptık düzelttik. Sen şimdi yapmışız gibi yazarsın” diyor.
Bütün bunlara baktığımızda insan iş kazalarının sorumlularını çok net görüyor. Patronlar ve onların her istediğini yapan devlet. Devlet iş güvenliği yasası çıkarıyor fakat uygulanmadığı müddetçe kâğıt üzerinde kalmaktan başka bir işe yaramıyor. Patron iş güvenliği uzmanı çalıştırıyor fakat kendi istediği eksikleri yazdırdığı için yine bir işe yaramıyor.
Doğru yasaların çıkması ve iş güvenliği önlemlerinin gerektiği gibi alınması, denetimlerin gerçekleştirilmesi, önlemleri almayanların cezalandırılması işçi ölümlerinin durması için olmazsa olmaz. Fakat her yıl yaklaşık 1500 işçi kardeşimizin iş cinayetlerine kurban gitmesi patronlardan da hükümetten de devletten de bu gereklilikleri yerine getirmesini beklemenin boş olduğunu gösteriyor. Gerekli baskıyı hissetmedikleri müddetçe işçiler için kıllarını kıpırdatmayacak olan bu asalaklardan istediğimizi ancak bir araya gelerek alabiliriz. Hatta bir araya geldiğimizde onlardan tamamen kurtulmayı da başarabiliriz.
Somalı Madencilerin Anısına
Türk-İş’ten “Taşerona Hayır” Yürüyüşü
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
- “El Cerrahisi 7/24 Yanınızda”
- Yangından Haberimiz Bile Olmadı!
- TMO Silosundan Fabrikalara Patlamalar ve Yangınlar Ne Anlatıyor?
- Aşırı Sıcaklar İşçi Sağlığı ve Güvenliğini Tehdit Ediyor
- Teknoloji Çağındayız Ama İşçiler Çalışırken Ölüyor!
- Örgütsüzlüğümüzün Bedeli: Artan İş Cinayetleri
- Baret Bile Olmadığı İçin!
- 28 Nisan Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Gününden 1 Mayıs’a
- Çıraklık Okulları ve Örgütlenme İhtiyacı
Son Eklenenler
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...
- Öz Gıda-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 7 Marttan beri grevde olduğu Abalıoğlu Lezita fabrikasında 16 Nisanda jandarma işçileri ve sendikacıları darp etti ve ters kelepçeyle gözaltına aldı. Yaralanan 8 işçi hastaneye kaldırıldı. İzmir Kemalpaşa’da...
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...
- Otuz yıl boyunca kesintisiz çalışmış, ücreti daha cebine girmeden SGK primleri ve vergileri kesilmiş, EYT’li emekli bir işçiyim. 2024 yılı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından emekliler yılı ilan edildi ama emekliler sefalet içinde yaşamaya mahkûm...
- Ezilenlerin safında mücadele eden, şiirlerini ve oyunlarını işçi sınıfına adayan Bertolt Brecht, “Yarının Büyüklerine Şiirler” kitabında, beşiğinin başucunda oğluna seslenen bir ananın ninnisine yer verir. Geçmişten bugüne ninniler, çocukların...
- Sevgili işçi kardeşlerim, hepinize merhaba. Bu mektubumda sizlerle sözü eğip bükmeden konuşmak ve gerçekler üzerine hasbihal etmek istiyorum. Yani gerçekleri olduğu gibi konuşalım. Biliyorum ki kursağınıza giren her lokmayı alın teriniz, elinizin...