Buradasınız
Kapitalizm Suyu da Yok Ediyor!
Gebze’den bir öğrenci
Su, tüm canlılar için en temel ihtiyaçlardan biridir. Ancak dünyada tatlı su miktarı sınırlıdır ve sağlıklı içme suyuna ulaşmak her geçen gün daha da zorlaşmaktadır. Bilim insanları, gelecekte insanlığın temiz suya ulaşmakta ciddi sorunlar yaşayacağından endişeli.
Kapitalist üretimden ve küresel ısınmadan dolayı tüm dünyada nehirler ve yeraltı su kaynakları kurumaya başladı. Kapitalist talan enerji kaynaklarının kullanılması, kimyasal atıkların denizlere dökülmesi, fabrika bacalarına takılmayan filtreler ve daha sayamayacağımız nice etkenle doğayı, iklimi katlediyor. Çarpıcı bir örnek vermek gerekirse, Türkiye’de son 60 yılda Marmara Denizi büyüklüğünde sulak alan yok oldu. Diğer yandan, sularımız kirleniyor ve kalitesi düşüyor. Temiz suya ulaşmak güçleşirken su fiyatları da artmaya devam ediyor. Çözüm diye bize dayatılan ise temiz su ihtiyacımızı ambalajlı sulardan karşılamak. Musluk suyundan 200-500 kat daha pahalı olmasının yanında, ambalajlı suların doğaya maliyeti daha yakıcı. Bir litre ambalajlı su üretebilmek için 2,7 litre su tüketiliyor. Üretilen ambalajların önemli bir kısmı geri dönüştürülemiyor ve doğada birikiyor. Sorun bununla da kalmıyor; bu ürünleri dünya pazarında bir uçtan öbür uca dağıtırken atmosfere salınan karbon emisyonları da küresel ısınmayı tetikliyor.
Dünya Sağlık Örgütü’nün “İçme suyu, sanitasyon ve hijyen konusunda ilerlemeler: 2017” raporuna göre dünyada her on kişiden üçü temiz suya ulaşma sorunu yaşıyor. Raporda buna bağlı olarak temiz su ve hijyen imkanı bulunamadığı için her yıl beş yaş altı 361 bin çocuğun ishal nedeniyle yaşamını yitirdiği de açıklandı. Aşağıda ambalajlı su üretiminde dünya devi dört şirketi ve bu şirketlerin dünya pazarına dağılımlarını görüyorsunuz.
Burjuva bilimciler “insan faktörü” diyerek suların kirlenmesinin ve azalmasının suçunu tüm insanlığa mal etmek isteseler de, biz biliyoruz ki tüm bunların sorumlusu kapitalist sömürü düzenidir. Çözüm olarak sundukları şeyler uzun vadede daha büyük sorunlara yol açmaktadır. Bu sorunların birikerek dünyayı yaşanılmaz bir hale getireceği kaçınılmaz bir gerçekliktir. Sermaye sahipleri de bu gerçekliğin pekâlâ farkındadır; ancak onlar için öncelik daima kârdır. Dünyayı yaşanmaz bir hale getiren, en temel ihtiyaçlarımızı dahi metalaştıran bu düzene dur demek işçi sınıfının ellerinde.
Su sakinken zararsız görünebilir; ancak harekete geçtiğinde önüne çıkan her şeyi ezebilecek muazzam bir güçtür. İşçi sınıfı da su gibidir. Bütün zenginliklerin kaynağıdır. Bugün örgütsüz olduğu için güçsüz görünebilir; ancak harekete geçtiğinde onu hiçbir güç durduramaz.
Ahmet Yıldız Bu Ortalamaya Girer mi?
Okullarda Verilmeyen Hak Bilinci
- Sağlık Çalışanlarından Sağlıkta Şiddete Karşı Eylem
- Ücret Gasplarına, Düşük Ücretlere ve Baskılara Karşı Mücadeleler Sürüyor
- 2024: Emeklilere Zulüm Yılı
- İşçiler Hak Gasplarına Karşı Mücadele Ediyor, Kazanıyor
- Tahsin İncirci Yaşamını Yitirdi, Besteleri Yaşayacak
- Faruk Türkoğlu Sonsuzluğa Uğurlandı
- “Emekli Boş Durmasın, Çalışsın Diyenlerdir” Bu Toplumun Sırtına Yük!
- 84 Yaşında Bir İnsan Neden İş Arar?
- Sendikal Baskılar Mücadeleyle Aşılıyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Çıkışsızlık Sarmalındaki Gençler
- İş Kazaları Kader Ya da Fıtrat Olamaz
- Türkiye Okul Yemeği Koalisyonu Kuruldu
- Sel Gider Kum Kalır
- İlet’ten İliç’e Mükellefiyetten Bugüne
- Bizim Çocuklarımız Onlar
- “Eşimle Birlikte Kahvaltı Ancak Yıllık İzinde”
- İliç Maden Faciası Kadıköy’de Protesto Edildi
- DERİTEKS’e Yapılan Saldırı Eylemlerle Protesto Edildi
- İliç’te Maden Faciası: Tonlarca Siyanürlü Toprak Çöktü, İşçiler Altında Kaldı
Son Eklenenler
- Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Mersen’de işçiler, sendika ve toplu sözleşme hakları için 19 Nisanda greve çıktı. Sendikadan yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi: “Fransa sermayeli Mersen’in merkez yöneticileri...
- İşçi Dayanışması’yla tanışmış işçi kardeşlerimiz, gazetemizin kendilerinde yarattığı değişimi çok iyi bilir. UİD-DER ile yolları kesişen her işçi kardeşimizin zihni açılır, doğru bir ifadeyle dünyaya ve her şeye sanki üç boyutlu bir gözlükle bakar...
- Bu dünyaya sadece çalışmak için gelmiş gibiyiz. İşyerinde arkadaşlarımın ağzından sürekli şu sözler dökülüyor: “Ya biz bu dünyaya çalışmak için mi geldik? Evde iş, fabrikada iş… Sürekli bir döngünün içinde dönüp duruyoruz. Neden bu kadar çok...
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...
- Öz Gıda-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 7 Marttan beri grevde olduğu Abalıoğlu Lezita fabrikasında 16 Nisanda jandarma işçileri ve sendikacıları darp etti ve ters kelepçeyle gözaltına aldı. Yaralanan 8 işçi hastaneye kaldırıldı. İzmir Kemalpaşa’da...
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...