Buradasınız
Kapitalizm ve Radyasyon Öldürür!
Küçükçekmece’den bir işçi
Böylesine yaşamak denir mi? Gelin hep beraber benim çalıştığım işyerinde yaşadıklarımıza bakalım ve kararı siz verin. Büyük bir üniversite hastanesinde taşerona bağlı olarak çalışıyorum. Çalıştığım alanda yoğun radyasyona maruz kaldığımız, işkolu ağır ve tehlikeli işler arasında yer aldığı için çalışma süresi yasal olarak 7 saat. Kısacası ben radyasyonla çalışan bir işçiyim. Kanser hastalığının ileri teknolojik cihazlarla teşhis edilmesinde önemli bir rol oynuyoruz.
Hepimiz biliyoruz ki sağlık hizmeti korkunç bir hâl almış durumda. Artık biz insanlar hasta olarak değil müşteri olarak bu hizmeti alıyoruz. Bundan dolayı sağlık hizmeti kalitesiz, insan hayatı önemsenmiyor. Ve bu mantık sağlık işçilerinin bütün hayatına yansıyor. Bizim işyeri de bunun bariz bir örneği. Benim çalıştığım bölüm üç ayrı taşeron şirketin, devlet memurlarının ve üniversitenin sözleşmeli işçilerinin bulunduğu bir yer.
Bu bölüme genelde ya kanser hastası ya da kanser şüphesi olan hastalar gelir. Kanserin teşhisini Pet-CT denilen bir makine ile koyuyoruz. Tabii hastayı bu makineye sokmadan önce elimizle şırıngaya doldurduğumuz radyasyonu damar yolundan hastaya veriyoruz. Sonra hastayı yaklaşık bir saat kapalı bir odada bekletiyoruz. Bu işleme sabah 7.30’da başlıyoruz. Akşama kadar bu şekilde 28 hasta alıyoruz. Her hastanın bir saati dolduktan sonra hastayı çekime alıyoruz. Tabii bu arada şunu belirtmem gerekiyor. Hastanede bulunduğumuz her an radyasyona maruz kalıyoruz. Radyasyonu elimizde taşıyoruz. Daha ötesi var mı bilemiyorum.
İşyerinde maruz kaldığımız radyasyon yetmiyormuş gibi her gün yeni bir iş yükleniyor sırtımıza. Evrak işleri, hocaların keyfi işleri, şirketin hasta hesapları… Yemek molamız, dinlenme molamız yok. Hasta ne zaman biterse o zaman yemek yiyebiliyoruz. En küçük bir hatada hocaların baskısına maruz kalıyoruz. Hasta sayısı azalınca suçlu olarak bizi hedef tahtasına oturtup, “siz oturuyorsunuz” diyorlar. Aldığımız ücretler düşük. En küçük talebimizde patronların yalakası bazı devlet memurları bizi tehdit yağmuruna tutuyor. Tabii örgütsüz olduğumuz için bunca sıkıntının asıl sebebini göremiyor, bazen birbirimizle anlamsız tartışmalara giriyoruz. Bu da bizi hem bedenen hem de ruhen yıpratıyor. Yapılan araştırmalara göre yoğun radyasyona maruz kalanlar; daha sinirli, agresif, uykusuz oluyor, algılamada sıkıntılar çekiyor. Zaten herkesin bildiği gibi bir de kansere yakalanıp erken ölüyorlar.
Bakın kardeşler, bunca baskıya sessiz kalmamızın tek bir sebebi var. O da ok açık ki örgütsüz olmamız. Ben ölmekten korkmuyorum. Ama böylesi bir ölüm kanıma dokunuyor. Öleceksek iyi bir dünya kurmanın yolunda ölelim. Başka türlüsü bize yakışmaz. Örgütlüysek Güçlüyüz, ÖRGÜTSÜZSEK ÖLÜ!
Somalı Madencilerin Anısına
Düzeniniz, Meclisiniz ve Yalanlarınız
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
- “Geçmiş Olsun” Yerine “Rapor Almayın”
Son Eklenenler
- Ramazan bayramı boyunca, insanlar birbirlerine temenni mesajları attı. Sevdiklerine onların mutluluklarını içeren dilekler ilettiler. Sevdikleri kişilerin kötü günler görmemesini, her türlü beladan ve kazadan uzak olmasını, açlık ve yoksulluk...
- Merhaba arkadaşlar, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Bu sömürü düzeni kapitalizm dünya işçi sınıfının hayatını alt üst edip zindana çeviriyor. Dolayısıyla her 1 Mayıs’ın biz emekçiler için ayrı bir...
- Siyasi iktidarın ve sermaye sınıfının saldırıları arttıkça işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları kötüleşiyor, iş cinayetleri sürüyor. Bu koşullarda düşük ücretlere, sendikal baskılara, ağırlaşan çalışma koşullarına karşı pek çok sektörde...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER temsilciliklerinde “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlikler gerçekleştirildi. 20-21 Nisanda...
- Son yıllarda mülteci, göçmen, sığınmacı ve yabancı sözlerini çok duyduk, duymaya da devam edeceğiz. Nedeni dünya üzerindeki 8 milyar insanın neredeyse 300 milyonunun, doğup büyüdükleri, yaşadıkları topraklardan kaçmak zorunda kalmalarıdır. Ve...
- Yunanistan’da en büyük işçi sendikası olan Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (GSEE) çağrısıyla artan hayat pahalılığını protesto etmek amacıyla bir günlük genel grev gerçekleştirildi. 16 Nisan’da yüzbinlerce işçi ve emekçi başta Atina...
- Ben Mersin’den, sendikasız bir fabrikada çalışan metal işçisiyim. Yaşamımı devam ettirebilmek için ben de sizler gibi çalışmak zorundayım. Çalıştığım fabrikada birçok sorunla karşı karşıyayız. Bu sorunlar Türkiye’de işçilerin genelinin yaşadığı...
- Türkiye’nin her yerinde pıtrak gibi çoğalan özel okullar, bir süredir ülke gündemine pek çok sorunla birlikte yerleşmiş durumda. 22 yıldır sanayi şehri Bursa’da çalışan bir özel okul öğretmeniyle sektördeki sorunlar üzerine gerçekleştirdiğimiz...
- 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirdi. Grevlerini sürdüren Lezita işçileri patronun grev kırıcılığına karşı da mücadele ediyor. 18 Martta Ankara’ya yürüyüş başlatan Agrobay işçileri, 21 Martta...
- İktidarın desteğini arkasına alan patronlar işçilerin haklarına pervasızca saldırıyor, işçiler mücadele ediyor. Adıyaman Besni’de Mega Polietilen fabrikasında ücret gaspına karşı başlayan direniş sonuç verdi, işçilerin 2 aylık ücretleri yatırıldı....
- Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Mersen’de işçiler, sendika ve toplu sözleşme hakları için 19 Nisanda greve çıktı. Sendikadan yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi: “Fransa sermayeli Mersen’in merkez yöneticileri...
- İşçi Dayanışması’yla tanışmış işçi kardeşlerimiz, gazetemizin kendilerinde yarattığı değişimi çok iyi bilir. UİD-DER ile yolları kesişen her işçi kardeşimizin zihni açılır, doğru bir ifadeyle dünyaya ve her şeye sanki üç boyutlu bir gözlükle bakar...
- Bu dünyaya sadece çalışmak için gelmiş gibiyiz. İşyerinde arkadaşlarımın ağzından sürekli şu sözler dökülüyor: “Ya biz bu dünyaya çalışmak için mi geldik? Evde iş, fabrikada iş… Sürekli bir döngünün içinde dönüp duruyoruz. Neden bu kadar çok...