Buradasınız
“Karamsar Olmayın; 3G’li Ustamız Var”
Sefaköy’den bir işçi
Bir gün Cumartesi mesaisindeyken ustabaşı elinde kâğıtlar ve dosyalarla çıkıp geldi. Ne söyleyeceğini kafasında tasarlamış bir şekilde bantta çalışan bizlere heyecanla “kolay gelsin” diyerek söze başladı: “Arkadaşlar şöyle bir toplanın, sizlere söyleyeceklerim var. Şimdi bu yaptığımız malın siparişi çok acil, bu malın yetişmesi gerekiyor. Bu nedenle Pazar günü de mesaiye geleceğiz. Bakın bu sene ilk defa sizi Pazar mesaisine çağırıyorum. Birbirimizi idare edelim, hep birlikte bu işin de içinden çıkalım.” Tabii aba altından sopa göstermeyi de ihmal etmedi. Şöyle devam etti: “Yani gelmek zorunda değilsiniz ama Çağrı Bey’le karşı karşıya gelmek zorunda kalmayalım. Ben istiyorum ki Çağrı Bey’i araya koymadan kendi aramızda halledelim. Ama yine de siz bilirsiniz.”
Hülya adlı arkadaşımız isteksizliğini belli etmek için önce sağa sola kıvrandı, çekimser bir şekilde ustabaşına şöyle dedi: “Sürekli bizi mesaiye bırakıyosunuz ama kullandığımız yıllık izin hakkımızı ücretlerimizden kesiyorsunuz. Daha önceden de mesaiye kaldık ama mesai parası yüzde yüz üzerinden verilmedi.” Ustabaşı aldı bağlamayı eline ve çalmaya başladı: “Yahu sen ne kadar da karamsarsın böyle. Yani hep böyle karamsar olursan önünü nasıl aydınlık göreceksin. Ben askerdeyken bizim bir komutan vardı. Derdi ki, ‘karamsar olanın önü hep karanlıktır’. Arkadaşlar bizler 2015 yılından çok umutluyuz. Her şey daha güzel olacak. Şimdi ben hemen isimlerinizi yazıyorum; evet, Hülya, Zeynep, Mahmut...”
Zeynep araya girdi. “Ama benim bugün Bursa’dan misafirlerim gelecek, gece bizde kalacaklar. Valla Usta misafirlerim olmasaydı kesin gelirdim. Seni zor durumda bırakmak istemem ama durum böyle.” Ustabaşı, “Misafirlerin kim, sabah gitmeyecekler mi? Senin telefonunda 3G var mı? Ben sabah sana 3G ile bağlanacağım, bakalım gerçekten misafirlerin var mı?” dedi. Yani sabahın köründe Zeynep’e 3G ile bağlanacak, Zeynep de telefonun kamerasıyla kendisi de dahil evdeki ahaliyi ustabaşına gösterecek! Kim bilir belki o zaman misafirler ve Zeynep uyuyor olacaklar. Meselâ Zeynep uykulu gözlerle 3G’ye bağlanacak ve şöyle diyecek: “Gördüğün gibi bu gecelikli olan benim. Yanımdaki kocam. Şimdi misafir odasına geçiyorum ve onları da sana göstereyim usta. Evet, odamın kapısını açıyorum, diğer odaya geldim ve işte misafirler. Aman usta biraz sessiz olabilir misin, yoldan geldiler de geç uyudular.” Ustabaşı kameradan gördüğünü soracak: “Şu ağzını açıp horlayan neyin oluyor?” Zeynep fısıldayarak, “O benim kocamın abisi, yanındaki eşi, şu kanepede yatanlar da çocukları oluyor usta” diyecek. Ustabaşı, “bak Zeynep, bunlar zaten senin yakın akrabaların değilmiş, kocanın akrabalarıymış, kocan ilgilensin onlarla. Sen gel mesaiye en iyisi. Yahu senin paraya ihtiyacın yok mu?” diyecek o zaman.
Kâr hırsıyla gözü dönen patronlar, mesaiye gelmek istemediğimizi, işimizin olduğunu söylediğimizde, “nasıl gelmek istemiyorsun, kiminle işin var?” diye soracak kadar pervasızlaşmış durumdalar. Sanki özel hayatımızı söylemek zorundaymışız, sanki mesaiye gelmeme hakkımız yokmuş gibi bizi tehdit ediyorlar.
Ustabaşı yazacağı isimlere devam etti: “ Faruk, Meliha, Cemile...” derken Meliha araya girdi: “Usta benim kocam çalıştığı işyerinde dört Pazardır mesaiye kalıyor. Eğer Pazar günü mesaiye kalmayıp evde olursa mesaiye gelemem, ama kocam mesaiye giderse ben de mesaiye gelebilirim.” Ustabaşı, “Ohoo sen de... kocana göre niye ayarlıyorsun ki kendini. İş kocanın durumunu beklemez ki!” dedi. O sırada ustabaşı yardımcısı araya girdi ve şöyle dedi: “Kocan eğer mesaiye kalmazsa ona diyeceksin ki, ‘kaç hafta oldu sen mesaiye kalıyorsun bu hafta da ben kalacağım, bu seferlik de sen beni idare et’. Böylece denkleşmiş olursunuz.”
Evet, gördüğünüz gibi aklını, fikrini patrona teslim etmiş olan ustalar ne güzel de çözümler buluyorlar değil mi? Kardeşler hafta içi posamız çıkana kadar zaten çalıştırılıyoruz, yetmiyor bir de Cumartesi mesaisine, hatta Pazar mesaisine çağrılıyoruz. Üstelik mesai ücretlerimiz eksik ve elden veriliyor. Bu haksızlığa dur demek için UİD-DER’in başlattığı “Düşük Ücretlere, Uzayan İş Saatlerine, Taşeronlaştırmaya Hayır!” kampanyasına destek verelim. Biz işçiler ancak mücadele edersek sevdiklerimizle, yakınlarımızla vakit geçirebiliriz.
Dur De!
Son Eklenenler
- Mersin’in Gülnar ilçesinde yapımı devam eden Akkuyu Nükleer Santrali şantiyesinde çalışan işçiler Ocak ve Şubat ayı ücretleri ödenmediği için 27 Martta iş bıraktı. Santralin Türkiye tarafının genel yüklenici firması IC İçtaş bünyesinde çalışan...
- Özak Tekstil işçileri sendika değiştirme hakkını kullanarak BİRTEK-SEN’de örgütlendikleri için patronun işten atma saldırısıyla karşılaşmış ve 27 Kasımda direnişe geçmişlerdi. Tüm baskı ve engellemelere rağmen sendikalarıyla birlikte mücadeleyi...
- Bayburt Grup’a bağlı Agrobay Seracılık’ta çalışan işçiler Tarım-Sen’e üye oldukları için tazminatları ve 2 aylık maaşları ödenmeden işten atılmışlardı. 22 Ağustosta direnişe geçen işçiler patronun yalanlarına, jandarma saldırısına, defalarca...
- İşçilerin, patronların saldırılarına karşı mücadelesi sürüyor, bu mücadelelerin bir kısmı anlamlı kazanımlarla sonuçlanıyor. Sendika düşmanlığına karşı direnişe geçen RC Endüstri işçileri patrona geri adım attırdı. Direnişin 20. gününde üretimi...
- Sermayelerini büyütmeyi her şeyin önüne koyan patronlar sınıfı dünyanın dört bir yanında iş güvenliği önlemlerini almayarak, doğayı tahrip edip felaketlerin önünü açarak işçilerin canını almaya devam ediyor. Türkiye’de ve dünyada depremlerde,...
- İtalya İşçi Sendikası UIL ülkede giderek artan iş cinayetlerine karşı 19 Martta Roma’da protesto gösterisi düzenledi. Sendika öncülüğünde yapılan eylemde giderek artan işçi ölümleri protesto edildi. İş güvenliği önlemlerinin alınmamasının işçilerin...
- Sorunlarımız giderek artıyor. Çevremde pek çok insandan “hiçbir şey değişmiyor” cümlesini duyuyorum. Onlara soruyorum: “Peki, değişmesi için sen ne yapıyorsun?” Herkes çözümü birbirinden bekliyor, sonra da “neden böyle” diye şikâyet ediyor. Sonuç...
- Hak gasplarına karşı işçilerin, emekçi kadınların ve emeklilerin hak arayışı sürüyor. Çeşitli işkollarından işçiler İzmir’den Manisa’ya, İstanbul’dan Ankara’ya kadar direnişlerle, yürüyüşlerle, basın açıklamalarıyla seslerini yükseltiyor.
- Başlıktaki sorunun cevabı aslında çok basit: kim karıştırıyorsa onun işine gelir doğal olarak. Çalışmakta olduğum işyeri ağır sanayi… Genç işçilerin yanı sıra çocuk ve yaşlı emeği sömürüsü de katmerli olarak yaşanıyor. Ücretlerin çevredeki...
- Türkiye’de mevcut siyasi iktidar, pek çok alanda politika değiştirdi, iç ve dış politikalarında keskin zikzaklar çizdi, defalarca doğrultu değiştirdi. Fakat doğrultusunu hiç değiştirmediği, istikrarını hep koruduğu bir alan var: Emek politikaları!
- Binlerce yıl önce atalarımızın avlanmak için kullandığı bumerang, atıldığı noktaya geri dönmesiyle bilinir. Bumerangın bu özelliğine atıfla, kişinin gösterdiği tutum ve davranışların sonuçlarının eninde sonunda kendisine geri dönüşü olacağını...
- Bursa’nın Gemlik ilçesinde faaliyet gösteren Borusan Lojistik A.Ş’de Liman-İş Sendikası’na üye olan 4 işçi işten çıkarıldı. Sendikalaştıkları için işten atılan işçilerin geri alınması ve sendikal baskılara son verilmesi talebiyle 21 Martta fabrika...
- Her işçinin belki bir tesadüf neticesinde ve o güne değin ilk kez duyduğu, duyduğunda da “işte aradığım cevap buydu” dediği sözler vardır. Sınıf temelinde örgütlü işçiler buna “kulağına kar suyu kaçırmak” da derler. Benim kulağıma kar suyunu kaçıran...