Kardemir İşçisi Sendika Bürokratlarının Oyununa Gelmemelidir
Ankara’dan UİD-DER üyesi bir işçi
İlk olarak 17 Haziranda, 6’sı Türk-Metal’e geçişi başlatanlar olmak üzere toplam 29 işçi aynı sebeple işten çıkarıldı. Ama işten çıkarılan işçilerle konuştuğumuzda, asıl çıkarılma nedenlerinin Türk-Metal’e geçmek olduğunu belirttiler. İşten atmalara rağmen işçilerin yarısından çoğu Türk-Metal’e üye oldu. Ancak yetki anlaşmazlığı nedeniyle süreç yargıya taşındı.
Tüm bunlar yaşanırken Kardemir işçileri eylemlerine devam ediyor. Bugüne kadar toplam 430 işçi işten çıkarıldı. Bunun üzerine 29 Kasımda 45 işçi açlık grevine başlarken, 25 işçi de Karabük’ten Ankara’ya yürüdü. 4 günlük yürüyüşlerinin ardından Ankara’ya ulaşan 25 Kardemir işçisi sabah erken saatlerde, Türk-Metal’in örgütlü olduğu işyerlerinden gelen işçiler tarafından karşılandı. Ankara’ya geliş amaçlarını başbakanla görüşmek olarak dile getiren işçiler bunu gerçekleştiremedilerse de AKP Genel Başkan Yardımcısı Salih Kapusuz ile görüştüler. Kapusuz, işçilere taleplerini başbakana ileteceğine dair söz verdi ve bir görüşme ayarlamaya çalışacağını söyledi. Bunun üzerine işçiler sendika binasına dönerek beklemeye başladı.
Sendika önünde bekleyen işçilerle yaptığımız sohbetlerde, işten çıkarılmalarının asıl nedeninin sendika değiştirmek olduğunu gayet iyi bildiklerini ama bunun anayasal bir hak olduğunu ve bunu kullandıklarını söylediler. Uzun yıllardır Çelik-İş’in Kardemir yönetimiyle ortak hareket ettiğini, kendi çıkarlarını savunmadığını ve bu yüzden defalarca sendikayla ters düştüklerini söylediler. Hatta 2002 yılında kendi sendikalarına karşı 1 hafta boyunca iş bırakıp eylemler, yürüyüşler yaptıklarını ve bunun ardından sendikacıların biraz daha kendilerinden yanaymış gibi davrandığını ama sonrasında tekrar işbirlikçi tutumlarını sergilemeye başladıklarını anlattılar. Tam da bu dönemlerde, yönetimle anlaşamadığını söyleyen Çelik-İş Genel Başkanı Recai Başkan, 14 Ağustos 2001’de sendikadan istifa ederek Türk-Metal’e Genel Başkan Danışmanı olarak geçti. Sorunların uzun süre çözülememesi nedeniyle işçiler bir arayışa girdiklerini ve bu süreçte de daha önceki başkanlarından yardım istediklerini ve böylece Türk-Metal’i defalarca işyerlerine örgütlenme için davet ettiklerini söylediler. İşten çıkarılan sendikalı işçiler yerine 1191 işçi daimi işçi kadrosuyla alındı ve Çelik-İş’e üye yapıldı. Böylece Çelik-İş yetki davasında avantajlı duruma geçti. Konuştuğumuz bir Kardemir işçisi de yönetimin kendilerini performans düşüklüğü nedeniyle işten attığını, kendi yerlerine ise taşeron işçiler aldığını, böylece daha ucuza aynı işi yaptıracağını söyledi.
Aslında ortada olan durum, sermaye yanlısı iki sendikanın, işçileri kendi yanına çekmeye çalışmalarından başka bir şey değil. Türk-Metal, AKP yanlısı olduğunu ve patronla işbirliği yaptığını söyleyerek Çelik-İş’in işçilerin haklarını göz ardı ettiğini söylüyor. Ancak bizler çok iyi biliyoruz ki, gangster Türk-Metal yönetimi de, işçileri satmakta birinciliği kimseye kaptırmayan işbirlikçilerden oluşmaktadır. Gelen işçilerin konuşmalarını dinlediğimizde söylenenler işçilerin nasıl da pasifize edilmeye çalışıldığını gösteriyor. İşçiler asıl niyetlerinin başbakanla görüşmek olduğunu, bunun haricinde başka hiçbir şey yapmayacaklarını, hiç kimseye zarar vermek, zorluk çıkarmak gibi bir niyetleri olmadığını, kimsenin yanlarında olarak prim kazanmaması için hiçbir siyasi desteği kabul etmediklerini söylüyorlar. Bu da Türk-Metal’in işçileri nasıl bir cenderenin içinde tutmaya çalıştığının bir göstergesi. “Siz bunu yapın, gerisini biz hallederiz” anlayışının yaygınca hissedildiği bir direniş söz konusu. Bu da işçileri sürecin dışında tutmakta ve tüm iplerin sermaye yanlısı Türk-Metal’in elinde olmasını sağlamaktadır.
Açık ki, işçiler bürokratik bir sendikadan yakayı kurtarmaya çalışırken bir başka bürokratik sendikanın oyuncağı oluyor. Üstelik bahsi geçen sendika bugüne kadar yapmış olduğu faaliyetlerle aslında hangi sınıfın yanında saf tuttuğunu açıkça ortaya koymuştur. Türk-Metal bürokrasisinin safı sermayenin yanıdır, eli işçilerin kanıyla kanlanmıştır. Direnişlerde, grevlerde bizzat Türk-Metal’in adamları işçilere saldırmış, mücadeleyi baltalamak istemiştir. Böylesi bir anlayışa sahip sendikanın şimdi ortaya çıkıp da işçiden yana pozlar kesmesinin nedeni gayet açıktır aslında.
Bugün Kardemir işçileri haklarını alabilmek için mücadele veriyorlar, ama sendika bürokratları işçileri kendi koltuk kavgalarına alet etmek istiyorlar. İşçilerin haklı taleplerinin karşılanmasını sağlamalarının yolu, kaderlerini bürokratların eline teslim etmekten vaz geçip kendi ellerine almalarından geçiyor. İşbirlikçi ve uzlaşmacı sendikal anlayışa karşı hararetle militan sınıf sendikacılığını savunmalı ve yaşama geçirmek için mücadele etmeliyiz.
İstanbul
İşçiler Gebze’de Demokrasiyi Tartıştılar
Son Eklenenler
- Avrupa’nın en büyük, dünyanın ise ikinci büyük sakız ve şekerleme üreticisi olan Perfetti Van Melle’nin İstanbul Esenyurt’ta bulunan fabrikasında sendikal baskılar devam ediyor. Mentos, Vivident gibi markaları bünyesinde barındıran şirket sendika...
- Mersin’in Gülnar ilçesinde yapımı devam eden Akkuyu Nükleer Santrali şantiyesinde çalışan işçiler Ocak ve Şubat ayı ücretleri ödenmediği için 27 Martta iş bıraktı. Santralin Türkiye tarafının genel yüklenici firması IC İçtaş bünyesinde çalışan...
- Özak Tekstil işçileri sendika değiştirme hakkını kullanarak BİRTEK-SEN’de örgütlendikleri için patronun işten atma saldırısıyla karşılaşmış ve 27 Kasımda direnişe geçmişlerdi. Tüm baskı ve engellemelere rağmen sendikalarıyla birlikte mücadeleyi...
- Bayburt Grup’a bağlı Agrobay Seracılık’ta çalışan işçiler Tarım-Sen’e üye oldukları için tazminatları ve 2 aylık maaşları ödenmeden işten atılmışlardı. 22 Ağustosta direnişe geçen işçiler patronun yalanlarına, jandarma saldırısına, defalarca...
- İşçilerin, patronların saldırılarına karşı mücadelesi sürüyor, bu mücadelelerin bir kısmı anlamlı kazanımlarla sonuçlanıyor. Sendika düşmanlığına karşı direnişe geçen RC Endüstri işçileri patrona geri adım attırdı. Direnişin 20. gününde üretimi...
- Sermayelerini büyütmeyi her şeyin önüne koyan patronlar sınıfı dünyanın dört bir yanında iş güvenliği önlemlerini almayarak, doğayı tahrip edip felaketlerin önünü açarak işçilerin canını almaya devam ediyor. Türkiye’de ve dünyada depremlerde,...
- İtalya İşçi Sendikası UIL ülkede giderek artan iş cinayetlerine karşı 19 Martta Roma’da protesto gösterisi düzenledi. Sendika öncülüğünde yapılan eylemde giderek artan işçi ölümleri protesto edildi. İş güvenliği önlemlerinin alınmamasının işçilerin...
- Sorunlarımız giderek artıyor. Çevremde pek çok insandan “hiçbir şey değişmiyor” cümlesini duyuyorum. Onlara soruyorum: “Peki, değişmesi için sen ne yapıyorsun?” Herkes çözümü birbirinden bekliyor, sonra da “neden böyle” diye şikâyet ediyor. Sonuç...
- Hak gasplarına karşı işçilerin, emekçi kadınların ve emeklilerin hak arayışı sürüyor. Çeşitli işkollarından işçiler İzmir’den Manisa’ya, İstanbul’dan Ankara’ya kadar direnişlerle, yürüyüşlerle, basın açıklamalarıyla seslerini yükseltiyor.
- Başlıktaki sorunun cevabı aslında çok basit: kim karıştırıyorsa onun işine gelir doğal olarak. Çalışmakta olduğum işyeri ağır sanayi… Genç işçilerin yanı sıra çocuk ve yaşlı emeği sömürüsü de katmerli olarak yaşanıyor. Ücretlerin çevredeki...
- Türkiye’de mevcut siyasi iktidar, pek çok alanda politika değiştirdi, iç ve dış politikalarında keskin zikzaklar çizdi, defalarca doğrultu değiştirdi. Fakat doğrultusunu hiç değiştirmediği, istikrarını hep koruduğu bir alan var: Emek politikaları!
- Binlerce yıl önce atalarımızın avlanmak için kullandığı bumerang, atıldığı noktaya geri dönmesiyle bilinir. Bumerangın bu özelliğine atıfla, kişinin gösterdiği tutum ve davranışların sonuçlarının eninde sonunda kendisine geri dönüşü olacağını...
- Bursa’nın Gemlik ilçesinde faaliyet gösteren Borusan Lojistik A.Ş’de Liman-İş Sendikası’na üye olan 4 işçi işten çıkarıldı. Sendikalaştıkları için işten atılan işçilerin geri alınması ve sendikal baskılara son verilmesi talebiyle 21 Martta fabrika...