Kıdem Tazminatının Fona Devredileceğini Bilmiyordum
Tuzla’dan bir kadın işçi
Geçenlerde, Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği’nden bir arkadaşımın, UİD-DER’in internet sitesinde, kıdem tazminatının kaldırılmaması için katıldıkları bir eylemin haberini bana okutmasıyla kıdem tazminatının bireysel fona devredileceğini öğrenmiş oldum.
Kıdem tazminatı, işçinin haklı sebeplerle işyerinden ayrılırken veya işten çıkartıldığı zaman işveren tarafından iş kanunu gereğince işçiye vermek zorunda olduğu bir tazminattır. Emeklilik için gerekli olan prim gününü doldurmadığı takdirde, kendi isteği ile işten ayrılan işçi kıdem tazminatına hak kazanmaz diye biliyordum.
Şimdiye kadar evlenen kadınlar, askere giden erkekler ve 3600 gün primi olan 15 yıl çalışmış işçiler kıdem tazminatını alıyorken, tazminatın bireysel fona devredilmesi halinde bunun mümkün olamayacağını, üstelik işçinin 30 yılın ardından emekli olması halinde 100 bin yerine 40 bin lira alabileceğini öğrendim. Bize müjde diye sunulan kıdem tazminatının fona devredilmesi durumunda mevcut haklarımız gasp edilecek. Bunun neresi müjde? Patronlar istedikleri zaman işçileri işten çıkarırken, işinden olan işçinin, kıdem tazminatını almaması adaletsiz değil mi?
Ne yazık ki, benim de içinde bulunduğum milyonlarca işçi “müjde” adı altında yapılan bu haksızlığın tam olarak farkında değil. Bu nedenle de mümkün olduğu kadar işçilere içinde oldukları vahim durumun anlatılması ve bu haksızlığa karşı mücadele edilmesi gerekiyor.
Ya Hep Beraber Ya Hiç Birimiz
İşçisin, İşçiyiz, İşçi Sınıfıyız!
Son Eklenenler
- Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Mersen’de işçiler, sendika ve toplu sözleşme hakları için 19 Nisanda greve çıktı. Sendikadan yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi: “Fransa sermayeli Mersen’in merkez yöneticileri...
- İşçi Dayanışması’yla tanışmış işçi kardeşlerimiz, gazetemizin kendilerinde yarattığı değişimi çok iyi bilir. UİD-DER ile yolları kesişen her işçi kardeşimizin zihni açılır, doğru bir ifadeyle dünyaya ve her şeye sanki üç boyutlu bir gözlükle bakar...
- Bu dünyaya sadece çalışmak için gelmiş gibiyiz. İşyerinde arkadaşlarımın ağzından sürekli şu sözler dökülüyor: “Ya biz bu dünyaya çalışmak için mi geldik? Evde iş, fabrikada iş… Sürekli bir döngünün içinde dönüp duruyoruz. Neden bu kadar çok...
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...
- Öz Gıda-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 7 Marttan beri grevde olduğu Abalıoğlu Lezita fabrikasında 16 Nisanda jandarma işçileri ve sendikacıları darp etti ve ters kelepçeyle gözaltına aldı. Yaralanan 8 işçi hastaneye kaldırıldı. İzmir Kemalpaşa’da...
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...