Buradasınız
Lüleburgaz’da Şeker Mitingi
Şeker fabrikalarının özelleştirilmek istenmesine karşı 25 Martta, Lüleburgaz’da binlerce insanın katılımıyla bir miting gerçekleştirildi. Trakya Şeker Platformu’nun çağrısıyla bir araya gelen işçi ve emekçiler, “insan sağlığına ve emeğine sahip çıkacağız!” mesajı verdi.
Eski Hükümet Binası önünde toplanan binlerce işçi ve emekçi kortej oluşturdu, yürüyüş hazırlıklarını tamamladı. Şeker-İş sendikası üyesi Alpullu şeker fabrikası işçileri ve şeker pancarı üreten çiftçiler de aileleriyle birlikte alanda yerlerini aldılar. Kongre Meydanına doğru yürüyüşe geçen binlerce kişi “Sat Sat Nereye Kadar Artık Bitti Buraya Kadar”, “Gün Gelecek Devran Dönecek AKP Halka Hesap Verecek”, “Susma Haykır NBŞ’ye Hayır”, “Şeker İşçisi Yalnız Değildir!” sloganlarını haykırdı.
Miting meydanına “Birleşe Birleşe Kazanacağız!” sloganıyla giren kitle, kürsüden işçi sınıfının ozanı Nâzım Hikmet’in Yürümek şiiriyle karşılandı. Mitingde ilk konuşmayı Trakya Şeker Platformu adına Gürcan Kırım gerçekleştirdi. Şeker-İş sendikasının çağrısıyla Trakya’da emek ve demokrasi güçleri tarafından bir platform oluşturduklarını ifade eden Kırım, platform adına mitinge katılan işçi ve emekçileri selamladı.
Kırım’ın ardından Şeker-İş Sendikası Alpullu Şube Başkanı Orhan Saltık konuştu. Saltık 1987 yılında Alpullu Şeker fabrikasında 1100 işçiyle beraber çalışmaya başladığını ve 500 bin ton pancar işlediklerini belirtti. Bugün ise aynı fabrikada 180 işçinin çalıştığını ve yalnızca 120 bin ton pancar işlendiğini sözlerine ekleyerek bu tablonun hükümetlerin şeker politikalarının doğrudan sonucu olduğunu vurguladı. Şeker pancarına kota konulmasının ardından fabrikalara tek bir işçinin dahi alınmadığını belirtti. Bu şekilde oldukça zararlı olan nişasta bazlı şekerin (NBŞ) önünün açıldığını söyleyerek özelleştirmeye karşı olduklarının altını çizdi.
Saltık’ın konuşmasının ardından Lüleburgaz Kent Konseyi Başkanı Dr. Bülent Önder ve CHP Milletvekili Veli Ağbaba konuştu. Bülent Önder yediğimiz gıdaların %40’ında NBŞ bulunduğunu ve bu tablonun insan sağlığı açısından oldukça tehlikeli olduğunu belirtti. Veli Ağbaba ise şeker fabrikalarının satılmasının sadece işçiye ve çiftçiye zararı olmadığını tüm halkın bundan olumsuz yönde etkileneceğini belirterek, mücadeleyi büyütmeye çağırdı.
Bellum Omnium…
- IFFCO Türkiye Fabrikasında Sendika Düşmanlığı
- Sendikalaşma Hakkı Engelleniyor, İşçiler Mücadele Ediyor
- Belediye ve Sağlık İşçileri Haklarını İstiyor
- Antep’ten Ankara’ya İşçilerin Mücadelesi Sürüyor
- Durak Tekstil’de Sendikalaşan İşçiler İşten Atıldı
- Düşük Zam Dayatmasına ve Sendika Düşmanlığına Karşı Mücadeleler Sürüyor
- Tersane İşçileri Düşük Ücret Dayatmasına Karşı Eylemlerini Sürdürüyor
- Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası Taban Maaş Talebiyle Eylem Yaptı
- İşçiler Ek Zam Talep Ediyor
- Kamu İşçileri Ek Zam ve Güvenli İşyeri Talebiyle Eylemler Gerçekleştirdi
- Eğitim-Sen: Eğitimde Sorunlar Devam Ediyor
- İstanbul’da “Sansüre Hayır” Eylemi
- Ücret Gasplarına ve Düşük Zam Dayatmasına Karşı İşçi Eylemleri Devam Ediyor
- 2021 Tüm Emekliler Sendikası: Sefalete Boyun Eğmeyeceğiz!
- Tarım, Tekstil, İnşaat İşçileri Hakları İçin Mücadele Ediyor
- Hak Gasplarına Karşı İşçi Mücadeleleri
- Patronların Sendika Tahammülsüzlüğü, İşçilerin Mücadelesi Devam Ediyor
- İşçiler Ek Zam Talebiyle ve Hak Gasplarına Karşı Mücadele Ediyor
- İşçiler Düşük Ücretlere Boyun Eğmiyor, Mücadele Ediyor
- Işıl Tekstil’de Sendikalaşmaya “Fıskiye” Engeli!
Son Eklenenler
- Siyasi iktidar ve sermaye sınıfı yasa kural tanımadan işçilerin haklarını gasp ediyor. Bu saldırılara işçilerin cevabı ise mücadele etmek, boyun eğmemek oluyor. 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta Manisa Turgutlu’da yürüyüş ve basın...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER’in, “Geçmişten Geleceğe Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” şiarıyla düzenlediği etkinlikler dizisi İstanbul Avrupa Yakası ve Mersin’deki etkinliklerle son buldu.
- Kocaeli İSİG Meclisi ve Eğitim-Sen 1 No’lu Şube, MESEM aracılığıyla öğrencilerin sermaye için çocuk işçi yapılmasına karşı 16 Martta basın açıklaması düzenledi.
- Patronlar iş barışını “patronla işçi arasında uyum, saygı ve güven ortamı” olarak tanımlıyorlar. Peki, patronun işçiyi sömürmesi üzerine kurulu bir sistemde saygıdan, barıştan söz edebilir miyiz? İş barışı söylemini dillerinden düşürmeyen patronlar...
- Malum, Şubat ayını geride bırakıp baharın gelişini müjdeleyen Mart ayına girdik. Fakat içimiz bahar sevinciyle dolmak bir yana daha da kararıyor. Ama bunun tek nedeni hava değil. Atalarımız “Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır” demişler....
- Ücretlerimizin yükseltilmesini talep ettiğimiz her dönemde, biz işçilere “açgözlü”, “nankör” yaftası yapıştırılır. İktidar sahiplerinden tutun da, daha fazla kâr etmek için hayatlarımızı cehenneme çeviren patronlara kadar sermaye sınıfının zihniyeti...
- İşçilerin pek çok sektörde hak gasplarına karşı verdikleri mücadeleler sürüyor. Antep’te bulunan Sayın Tekstil fabrikasında 200’ü aşkın işçinin ek zam talebiyle 9 Martta başlattığı iş bırakma eylemi devam ediyor. 14 Martta sendikaları BİRTEK-SEN’le...
- Toplumun ezenler ve ezilenler olarak ikiye bölündüğü bir sistemde gerçek adalet ve barış olamaz. Ama gerçek adaleti ve barışı isteyenler olur ve onlar ezilen sınıflardır, kadın erkek işçiler ve emekçilerdir. Dünden bugüne Fransa’dan Türkiye’ye...
- Hepimizin bildiği üzere kısa bir süre önce 2023-2025 MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi grev aşamasında son buldu. Birden çok fabrikada MESS’e bağlı olsun veya olmasın hareketli süreçler yaşandı. Çünkü alınacak ücret başka fabrikadaki işçilerin alacağı...
- Pek çok işçi kardeşimiz grev ve direnişlerde “biz ekmeğimizin peşindeyiz” derler. Bununla ekmeklerini korumak dışında bir amaçları olmadığını anlatmaya çalışırlar. Fakat kısa zamanda ekmeklerini koruyabilmek için sendikaya üye olma, grev, gösteri,...
- TÜİK’e göre Türkiye’de göreli yoksullaşma da azalıyormuş! Ülkedeki ortalama gelirin yüzde 50’si yoksulluk sınırı olarak kabul edildiğinde 2013 yılında göreli yoksulluk oranı yüzde 15 iken 2023 yılında yüzde 13,9’a düşmüş. Pek çok uzman Cumhuriyet...
- Erzincan İliç’te bulunan siyanürlü altın madeninde meydana gelen faciada 9 madenci kardeşimiz hâlâ göçük altında. Siyanürlü liç yığınının çökmesinin ardından siyanürün yanı sıra çeşitli ağır metaller de suya ve toprağa karıştı. Madenin sahibi yerli-...
- Çalıştığım işyerinde Tuncay isimli bir arkadaşımız var. Tuncay eşinden ayrılmış, çok şeker bir oğlu var, hayatta belki de tek tutunacağı dal o kalmış. Gözlerinde “şişe dibi” diye tabir edilen bir gözlük, ayağının biri topal, iki kulağında da işitme...