Buradasınız
Market Raflarına Sıkışan Gençliğimiz
Gebze’den bir işçi
Alışverişinizi yaptığınız marketlere girdiğinizde dikkatinizi en çok ne çeker? İndirim mi, ürün çeşitliliği mi, hijyen mi, aradığınızı en iyi biçimde bulabileceğiniz düzen mi? Sıralanacak çok şey olsa da benim dikkatimi çeken önemli bir şey var: O markette çalışan işçiler. Pek çoğu genç olan işçi-öğrenciler…
Marketlerin reyonları arasında karşılaştığınız yüzleri hatırladığınızda, genç ama çok yorgun yüzler anımsarsınız. Gençtir, çünkü sigortasız-masrafsız bir şekilde çalıştırılabilir. Yorgundur, çünkü 12 saat bilfiil ayakta çalışır. Yerine bakacak birini bulamadan ne tuvalete gidebilir ne de yemek yiyebilir. Yarım saat denilen ve hiçbir zaman yarım saat oturarak yenilemeyen bir yemek molası ile zorla alınmış bir defalık tuvalet izni, o genç yüzlerin solgun ve yorgun görünmesinin en temel nedenidir.
15 yaşında öğrenciyken bir marketler zincirinin şubesinde işçi-öğrenci oluverdim. Yaşım 15 olduğu için “sigortasını yapamayacağız, ama asgari ücret veririz” dedi müdürümüz. Günde 12 saat bilfiil ayakta manavda, kasada, reyonda, rafların arasında koşuştururduk. 20’nin üstünde işçi arkadaşım vardı şubede. “Arkadaşım” diyorum çünkü yarısından fazlası benim gibi 18 yaş altı, sigortasız işçi-öğrencilerdi. Kimi dershane parası biriktirmek için gelirdi, kimi eve bir nebze de olsa katkı sunabilmek için. Ama hiçbir zaman maaşları zamanında aldığımızı hatırlamam. Denetim olduğunda bütün 18 yaş altı işçi-öğrenciler depoya indirilir, çağrılana kadar yukarı çıkmamamız konusunda tembihlenirdik.
Gömlekler pantolonun içine sıkıştırılmalı, disiplinli bir görüntü oluşturmalıydık. Gömlek birazcık dışarı çıksa aylarca kullanamadığımız haftalık izinlerimiz iptal edilirdi. Kasada eksik çıkarsa market zarar eder, fazla çıkarsa müşteri zarar görür. Bu yüzden kasada eksik de çıksa fazla da olsa üç kuruşluk asgari ücretimizden kesilirdi. Kilolarca ağırlıklar kadın-erkek demeden biz işçi-öğrencilere taşıtılır, ayağımız sendeledi mi “sen gençsin taşı sıksan suyunu çıkarırsın” derlerdi. Yemek yapan ablamız izinli ya da hastaysa aramızdan bir kadın seçilir, yoğunluğun olmadığı saatlerde yemek yapması ve çay demlemesi için görevlendirilirdi.
Aradan 11 yıl geçti. Okumak için genç yaşta işçiliğe adım atmış bizler büyüdük. Okumuş işsiz işçiler olduk. Patronlar gençliğimizi sömürmeyi, çalışkanlığımızla şoka girmeyi, taşı sıkıp kâr akıtmayı talep etmekten geri durmadılar. Her sokakta karşımıza çıkan bir marketin camına iş ilanı diye şunları yazdırdılar: “Çalışkanlığıyla ‘ŞOK’a sokacak takım arkadaşları arıyoruz.” Bir başka ülkeden büyük bir marketin müdürü şu cümleleri açıkladı: “Masrafları arttırmadan saatleri doldurmamız gerekiyor. Uzun saatler boyunca açığız, ancak bu sebepten dolayı daha fazla, daha fazla satış yapmıyoruz. Bu yüzden onca genç çalışanla çalışıyor olmamızdan dolayı mutluyuz.” Aranılan işçilerin ortak özelliği; hem çok uzun saatler çalışkanlığıyla patronları “ŞOK”a sokacak olmaları, hem de genç işçilerden oluşmaları.
Patronlar market zincirlerine bir halka daha eklemek için, pek çok işçi-öğrenci kardeşimizin gençliğini market raflarına sıkıştırmaya devam ediyorlar. Sigortalı ve 8 saat çalışmak bizim en temel hakkımız. Çalıştığımız süre içinde insana yaraşır bir şekilde yemek ve tuvalet ihtiyacımızı karşılamamız gerek. Bunları yapabilmemiz için de haklarımızı bilen örgütlü işçiler olmamız gerek. Gençliğimizi market raflarındaki sıkışıklıktan kurtarmak için birbirimize kenetlenelim, market zincirleri değil haklarımız büyüsün.
İnsan Gibi
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
- “Geçmiş Olsun” Yerine “Rapor Almayın”
Son Eklenenler
- Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Mersen’de işçiler, sendika ve toplu sözleşme hakları için 19 Nisanda greve çıktı. Sendikadan yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi: “Fransa sermayeli Mersen’in merkez yöneticileri...
- İşçi Dayanışması’yla tanışmış işçi kardeşlerimiz, gazetemizin kendilerinde yarattığı değişimi çok iyi bilir. UİD-DER ile yolları kesişen her işçi kardeşimizin zihni açılır, doğru bir ifadeyle dünyaya ve her şeye sanki üç boyutlu bir gözlükle bakar...
- Bu dünyaya sadece çalışmak için gelmiş gibiyiz. İşyerinde arkadaşlarımın ağzından sürekli şu sözler dökülüyor: “Ya biz bu dünyaya çalışmak için mi geldik? Evde iş, fabrikada iş… Sürekli bir döngünün içinde dönüp duruyoruz. Neden bu kadar çok...
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...
- Öz Gıda-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 7 Marttan beri grevde olduğu Abalıoğlu Lezita fabrikasında 16 Nisanda jandarma işçileri ve sendikacıları darp etti ve ters kelepçeyle gözaltına aldı. Yaralanan 8 işçi hastaneye kaldırıldı. İzmir Kemalpaşa’da...
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...