Buradasınız
Mersin’de Seminer: Sermayenin Hizmetindeki Yalan Makinesi Medya
28 Şubat Pazar günü UİD-DER Mersin temsilciliğinde “Sermayenin Hizmetindeki Yalan Makinesi: Medya” başlıklı etkinliği gerçekleştirdik. Seminere liman işçileri, Şişecam işçileri, taşeron belediye işçileri, üniversite öğrencileri, öğretmenler ve meslek lisesi öğrencileri katıldı.
Seminerde patronlar sınıfının medyayı nasıl etkili kullandıkları ve işçi-emekçi kitlelerin bilinçlerini felç etmek için ne tür yöntemler kullandıkları üzerinde duruldu. Patronlar sınıfının çıkarlarının, tüm toplumun çıkarlarıymış gibi algı yönetiminde medyanın önemli rolünün olduğu anlatıldı. Grev ve direnişlerin, hak mücadelelerinin, iş kazalarının yani işçi sınıfının gerçek gündeminin nasıl çarpıtıldığı ya da görmezden gelindiği örnek videolarla aktarıldı. Kürt coğrafyasında yürütülen kirli savaşta medyanın rolünün zalimi mazlum ve mağdur göstermek olduğu vurgulandı. Patronların hizmetindeki medyaya karşı işçi sınıfının dikkatli olması ve işçi sınıfının kendi medyasına destek vermesi, yaygınlaştırmasının önemi üzerinde duruldu. İşçi Dayanışması gazetesinin daha yaygınlaştırılması ve Dayanışma TV’nin hem izlenmesi hem de işçi arkadaşlarımıza izlettirilmesinin önemi vurgulandı.
Seminere kısa bir ara verildikten sonra katılanların duygu ve düşüncelerini paylaştığı, sorularını sorduğu ikinci bölüme geçildi.
Bir liman işçisi kendi grev ve direniş deneyimlerini aktararak “Biz 6 ay süren bir direniş yaşadık ve 6 ay boyunca medya bizi görmedi. Ta ki biz vinçleri işgal edene kadar. Köpeğin insanı ısırdığını haber yapanlar, insan köpeği ısırınca haber yapmadılar. Biz köpeği ısırmıştık ama haber değeri taşımadı” dedi.
Emekli bir tekstil işçisi 12 Eylül faşist rejiminin kurumsallaştığı dönem yaşadığı direniş deneyimini aktararak “Biz o dönem işten atılmıştık ve işimizi geri kazanmak için direnişe geçmiştik, gazetelerde haber olamamıştık, ta ki devlet kurumları bizim direnişimiz ile ilgili taleplerimizi yansıtan bir genelge yayınladı, o zaman gündeme geldik ama kandırılmak için. Çünkü o genelgeye uyulmadı ve bizler işlerimize dönemedik. Medya ve devlet bizi kandırmak için iş birliği yaptı.
UİD-DER’li bir işçi 6-7 Eylül olaylarını hatırlatarak medyanın o dönem İstanbul’da yüzyıllardır yaşayan Rumlara kitleleri saldırtmak için Atatürk'ün evi bombalandı yalanını kullandığını hatırlattı ve “bombayı koyan istihbaratın adamı daha sonra vali olarak atandı” dedi.
Bir başka UİD-DER’li işçi ise “İnsan UİD-DER’de örgütlenince onlarca grev ve direniş görüyor, her birinin içerisinde onlarca deneyim biriktiriyor. Bütün grevlerde işçi arkadaşlar medyanın onları haber yapmadığından yakınır ve sanki burjuva medya onları haber yapsa kendilerine destek yağacağını düşünürler. Bu aslında büyük bir yanılgıdır. Grevdeki işçilere destek sağlayacak olan, o grevi fabrikalara, işçi mahallelerine, işçi ailelerine ulaştıran işçi basınıdır. Onun için önemli olan İşçi dayanışmasını ve Dayanışma TV’yi işçilerin hayatına daha fazla sokmaktır” dedi.
Son Eklenenler
- Siyasi iktidar ve sermaye sınıfı yasa kural tanımadan işçilerin haklarını gasp ediyor. Bu saldırılara işçilerin cevabı ise mücadele etmek, boyun eğmemek oluyor. 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta Manisa Turgutlu’da yürüyüş ve basın...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER’in, “Geçmişten Geleceğe Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” şiarıyla düzenlediği etkinlikler dizisi İstanbul Avrupa Yakası ve Mersin’deki etkinliklerle son buldu.
- Kocaeli İSİG Meclisi ve Eğitim-Sen 1 No’lu Şube, MESEM aracılığıyla öğrencilerin sermaye için çocuk işçi yapılmasına karşı 16 Martta basın açıklaması düzenledi.
- Patronlar iş barışını “patronla işçi arasında uyum, saygı ve güven ortamı” olarak tanımlıyorlar. Peki, patronun işçiyi sömürmesi üzerine kurulu bir sistemde saygıdan, barıştan söz edebilir miyiz? İş barışı söylemini dillerinden düşürmeyen patronlar...
- Malum, Şubat ayını geride bırakıp baharın gelişini müjdeleyen Mart ayına girdik. Fakat içimiz bahar sevinciyle dolmak bir yana daha da kararıyor. Ama bunun tek nedeni hava değil. Atalarımız “Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır” demişler....
- Ücretlerimizin yükseltilmesini talep ettiğimiz her dönemde, biz işçilere “açgözlü”, “nankör” yaftası yapıştırılır. İktidar sahiplerinden tutun da, daha fazla kâr etmek için hayatlarımızı cehenneme çeviren patronlara kadar sermaye sınıfının zihniyeti...
- İşçilerin pek çok sektörde hak gasplarına karşı verdikleri mücadeleler sürüyor. Antep’te bulunan Sayın Tekstil fabrikasında 200’ü aşkın işçinin ek zam talebiyle 9 Martta başlattığı iş bırakma eylemi devam ediyor. 14 Martta sendikaları BİRTEK-SEN’le...
- Toplumun ezenler ve ezilenler olarak ikiye bölündüğü bir sistemde gerçek adalet ve barış olamaz. Ama gerçek adaleti ve barışı isteyenler olur ve onlar ezilen sınıflardır, kadın erkek işçiler ve emekçilerdir. Dünden bugüne Fransa’dan Türkiye’ye...
- Hepimizin bildiği üzere kısa bir süre önce 2023-2025 MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi grev aşamasında son buldu. Birden çok fabrikada MESS’e bağlı olsun veya olmasın hareketli süreçler yaşandı. Çünkü alınacak ücret başka fabrikadaki işçilerin alacağı...
- Pek çok işçi kardeşimiz grev ve direnişlerde “biz ekmeğimizin peşindeyiz” derler. Bununla ekmeklerini korumak dışında bir amaçları olmadığını anlatmaya çalışırlar. Fakat kısa zamanda ekmeklerini koruyabilmek için sendikaya üye olma, grev, gösteri,...
- TÜİK’e göre Türkiye’de göreli yoksullaşma da azalıyormuş! Ülkedeki ortalama gelirin yüzde 50’si yoksulluk sınırı olarak kabul edildiğinde 2013 yılında göreli yoksulluk oranı yüzde 15 iken 2023 yılında yüzde 13,9’a düşmüş. Pek çok uzman Cumhuriyet...
- Erzincan İliç’te bulunan siyanürlü altın madeninde meydana gelen faciada 9 madenci kardeşimiz hâlâ göçük altında. Siyanürlü liç yığınının çökmesinin ardından siyanürün yanı sıra çeşitli ağır metaller de suya ve toprağa karıştı. Madenin sahibi yerli-...
- Çalıştığım işyerinde Tuncay isimli bir arkadaşımız var. Tuncay eşinden ayrılmış, çok şeker bir oğlu var, hayatta belki de tek tutunacağı dal o kalmış. Gözlerinde “şişe dibi” diye tabir edilen bir gözlük, ayağının biri topal, iki kulağında da işitme...