“Almış dizginleri eline
Bir avuç vurguncu müteahhit toprak ağası
Onların kemik yalayan dostları
Onların sazı cazı villası doktoru dişçisi
...
Birleşik Metal-İş Sendikası’nın Elektromekanik Metal İşverenleri Sendikasına (EMİS) bağlı işyerlerinde başlattığı grev, Bakanlar Kurulu kararıyla 60 gün ertelendi yani fiilen yasaklandı. Yasağın gerekçesi Resmi Gazete’de şöyle açıklandı: “Bazı işyerlerinde Birleşik Metal İşçileri Sendikası tarafından alınmış olan grev kararının milli güvenliği bozucu nitelikte görüldüğünden ertelenmesi hakkındaki ekli kararın yürürlüğe konulması 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununun 63’üncü maddesine göre Bakanlar Kurulunca 19/1/2017 tarihinde kararlaştırılmıştır.” Bursa’daki Asil Çelik fabrikasındaki grev de, 18 Ocakta “güvenlik” gerekçesiyle erteleme adı altında yasaklanmıştı.
EMİS üyesi Schneider Enerji, Schneider Elektrik, General Elektrik ve ABB’ye bağlı 13 fabrikada çalışan 2200 işçiyi ilgilendiren grev, bu sabah saatlerinde başlamıştı. İşçiler, talepleri kabul edilene kadar grevi sürdürmekte kararlı olduklarını ifade ediyorlardı. Bakanlar Kurulunun 19 Ocakta aldığı yasak kararının, grevin başlamasından kısa bir süre sonra, öğlen saatlerinde işçilere bildirilmesi dikkat çekti.
Grevin Bakanlar Kurulu kararıyla yasaklanmasının ardından Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Merkezi bir açıklama yaptı. Açıklamada şöyle denildi: “Hükümet, iki gün önce Asil Çelik’te de aynı kararı alarak işçilerin en temel hakkı olan grev hakkının kullanımını ortadan kaldırmıştı. Bugün de benzer karar işveren sendikası EMİS bünyesindeki fabrikalarda çalışan üyelerimizin başlattığı grev için alındı. Bilinmelidir ki metal işçileri, Hükümet tarafından artık bir alışkanlık haline getirilen bu hukuksuzluğa boyun eğmeyecektir. Hükümet ve işverenlerin kol kola işçilerin haklarını ortadan kaldırmaya yönelik saldırılarına karşı mücadelemiz devam edecektir. Grevimizin ertelendiği EMİS’e bağlı fabrikalarda işçiler pazartesi gününe kadar işbaşı yapmayacaktır. Artık canımıza tak eden grev yasağı dayatmasına karşı sendikamız, EMİS işyerlerinde mücadelenin nasıl sürdürüleceğinin kararını her zaman olduğu gibi yine işçilerle birlikte alacaktır.”
2015’te grev kararı alan Birleşik Metal-İş Sendikası üyesi işçilerin basıncıyla MESS’ten ayrılan patronlar, EMİS adı altında yeni bir metal işverenleri örgütü kurdular. EMİS’le yapılacak sözleşme, önümüzdeki aylarda görüşmelerine başlanması beklenen MESS sözleşmesi için de belirleyici olacak. Türk Metal’e mahkûm on binlerce işçi, geçen sözleşme döneminde 3 yıllık sözleşmeyi ve düşük ücret zammını kabul etmek zorunda kalmıştı. O dönem, grev kararı alan Birleşik Metal-İş Sendikası üyesi işçilerin grevi ise, yine Bakanlar Kurulu tarafından yasaklanmıştı. Türk Metal’in ihaneti ve Birleşik Metal-İş grevinin yasaklanmasından sonra metal işçilerinin öfkesi daha da büyümüştü. Nitekim kısa süre sonra, Bursa’da başlayan “metal fırtınası” Türkiye’nin sanayi kentlerine yayılmıştı. Ayağa kalkan on binlerce metal işçisi, Türk Metal’in MESS ile imzaladığı sözleşmeyi kabul etmediğini açıklayarak istifa etmişti.
EMİS üyesi patronlar, OHAL koşullarında grev yapılamayacağını ileri sürerek ve grevin yasaklanacağına güvenerek, işçilere, taleplerinin altında ücret artışı önerdiler. İşçiler taleplerinde ısrar ederek grev kararı aldılar. Bazı fabrikalarda grev iki kez oylandı ve her seferinde işçiler yüksek bir katılımla greve “evet” dediler. Ancak bu defa EMİS patronlarının yardımına hükümet yetişti. AKP hükümeti, bir kez daha sermayenin hizmetinde olduğunu açık bir şekilde ortaya koydu.
Ancak belirleyici olacak olan işçilerin örgütlülüğü ve kararlılığıdır. İşçiler örgütlü ve kararlı oldukları zaman hiçbir yasak onları durduramaz. 1970’te 15-16 Haziran direnişini gerçekleştiren yüz binlerce işçi, DİSK’in kapatılmak istenmesine karşı ayağa kalkmış ve patronların heveslerini kursaklarında bırakmıştı. Sendikalarına ve örgütlülüklerine sahip çıkmışlardı. 2015’in Nisanında on binlerce metal işçisi, patronların hiç de beklemediği bir anda isyan bayrağını açtılar. Elbette işçiler tüm bu yasak ve baskıları bir kenara yazıyorlar ve günü geldiğinde gereken cevabı da vereceklerdir.
“Almış dizginleri eline
Bir avuç vurguncu müteahhit toprak ağası
Onların kemik yalayan dostları
Onların sazı cazı villası doktoru dişçisi
...Bir seçim sürecinde daha burjuva siyasetçiler, yani patronların siyasi temsilcileri sahnedeler. Milyon dolarlık reklam kampanyaları eşliğinde, işçileri yalanlarına inandırmak için kapı kapı geziyorlar. İşçilere, emeklilere...