Buradasınız
Mutlusan Elektrik’te İşçilerin Onuru Ayaklar Altında
Zeytinburnu’ndan bir işçi
Mutlusan Elektrik, dışarıdan bakıldığında büyük, şaşaalı, işçisine sahip çıkan bir şirket gibi görünüyor. Oysa bu şirket, küresel krizin tüm şiddetiyle yaşanmakta olduğu bu dönemde, işçilerini sabah 8’den akşam 18.30’a kadar soluk aldırmadan çalıştırıyor ve işçilerin gün içerisinde oturmasını bile yasaklıyor. Yoğunluğun inanılmaz derecede olmasına rağmen işçi alımı yapılmıyor. Çalışanlar da işten çıkarılmakla tehdit ediliyor, buna bağlı olarak bir işçiye iki kişinin iş yükü bindiriliyor. Yemek yiyebilmek ise tam bir ıstırap! Yemeğe ne zaman çıkılacağına kendini yetkili sanan kişilerin karar vermesi, yemeğe gönderirken de “hemen bekliyorum erken gel!” diye baskıların yapılması gibi birçok olumsuzluk yaşanıyor. Bu baskıların en başta geleni fabrika ve şubelerine yerleştirdikleri kamera ve mikrofon sistemidir. İşçilerin ne yaptığını, nereye gittiğini, ne konuştuğunu izliyorlar. Mutlusan, işi iyice abartarak tuvalet önlerine dahi kamera yerleştirmiştir. İşçisinden hep daha fazlasını istemeyi ilke edinmiş bir firmadır. Burada çalışan işçi arkadaşlar işten çıkarılma korkusu ile yoğun şekilde çalıştırılıyorlar.
Bu işyerinde çalışan bir arkadaşım, işe başlamadan önce iş görüşmesine gittiğinde kendisine nasıl muamele edildiğini de anlatmıştı: “Beni iş görüşmesine çağıran müdür, işe giriş çıkış saatleri ve gün içindeki çalışma sistemi hakkında bilgi verdikten sonra bir üst kademedeki kişiyi arayıp gözümün içine bakarak, ‘Abi burada bir genç var, ne iş olsa yaparım diyor’ şeklinde konuştu. Onur kırıcı bu konuşmasından sonra aslında bütün patronların işçileri böyle aşağılık değersiz varlıklar olarak gördüklerini anladım.”
Bunlar aslında sadece Mutlusan Elektrik’te yaşanan durumlar değildir. Biz işçilerin iyi bildiği gibi, patronların işçilerle yaptıkları her toplantıda gündem konusu, “daha fazla çalışmalıyız” meselesidir. Her toplantıda müdürler konuşur, biz dinleriz. Tüm işçi kardeşlerime sormak istiyorum: Daha ne kadar zaman böyle çalıştırılmaya zorlanacağız? Birlik olup mücadele etmezsek, patronlar bizleri daha kötü koşullara terk edeceklerdir.
Her yerde hazır ve nazır
Van’da Deprem, Simav’da Ölüm
- “Yanıyorsun Fuat Abi”
- Kredi Kartları Taksitlerinden Kurtuluyoruz!
- Neden Hiçbir Şey Değişmiyor?
- İşçilerin Kafa Karışıklığı Kimin İşine Geliyor?
- Dünya Dönüyor Ama Eskisi Gibi Değil
- Asgari Ücretle Açgözlü Olunur mu?
- Ekmeğimizin Peşindeysek Haklarımızın da Peşinde Olmalıyız!
- Hayatı Bizim İçin Ömür Törpüsü Haline Getirdiler
- Bu Düzen Sağlığımızı Bozuyor
- Benim Ekonomim Neden Şahlanmıyor?
- Migros’ta İşten Atılan Yeğenim İşe İade Edildi
- Borsada Neleri Kaybediyoruz?
- Umut Hep Vardır
- Dün Hiroşima Bugün Ortadoğu
- MESS Sözleşmesinden Çıkardığımız Bir Ders Var
- Patron Haklı mı?
- Doğru Bilgi ve Çözüm İçin Mücadele Saflarına
- Karnımızı Doyurmak Değil Sağlıklı Beslenmek İstiyoruz
- “Fedakârlık” Neden Hep Bize Düşer?
- Bazen de REFİK Olmalı!
Son Eklenenler
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...
- Öz Gıda-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 7 Marttan beri grevde olduğu Abalıoğlu Lezita fabrikasında 16 Nisanda jandarma işçileri ve sendikacıları darp etti ve ters kelepçeyle gözaltına aldı. Yaralanan 8 işçi hastaneye kaldırıldı. İzmir Kemalpaşa’da...
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...
- Otuz yıl boyunca kesintisiz çalışmış, ücreti daha cebine girmeden SGK primleri ve vergileri kesilmiş, EYT’li emekli bir işçiyim. 2024 yılı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından emekliler yılı ilan edildi ama emekliler sefalet içinde yaşamaya mahkûm...
- Ezilenlerin safında mücadele eden, şiirlerini ve oyunlarını işçi sınıfına adayan Bertolt Brecht, “Yarının Büyüklerine Şiirler” kitabında, beşiğinin başucunda oğluna seslenen bir ananın ninnisine yer verir. Geçmişten bugüne ninniler, çocukların...
- Sevgili işçi kardeşlerim, hepinize merhaba. Bu mektubumda sizlerle sözü eğip bükmeden konuşmak ve gerçekler üzerine hasbihal etmek istiyorum. Yani gerçekleri olduğu gibi konuşalım. Biliyorum ki kursağınıza giren her lokmayı alın teriniz, elinizin...