Buradasınız
Ne İstiyoruz, Ne Yapmalıyız?
Sefaköy’den bir meslek lisesi öğrencisi
“Of ya öleceğim, bıktım işten güçten, hâlâ yorgunluğumu atamadım, bunaldım.” Bunlar henüz 17 yaşında, meslek lisesi öğrencisi, stajyer bir genç işçinin sözleri. Sağlık alanında, özel sektördeki küçük uygulama merkezlerinde staj yapıyoruz. Staj yaptığı yerde bu arkadaşımızdan sömestr tatilinde bir hafta da olsa işe gelmesi istenmiş.
Hatır gönül derdine ya da stajın sorunsuz geçmesi, notların yüksek olması adına arkadaşlarımız tatilde de çalışıyorlar. Hatta bazen normal staj günlerinde mesaiye kalıyor, hafta sonları da çalışıyorlar. Genciz, öğrenciyiz, arkadaş çevrelerimiz var. Doğal olarak dışarı çıkmak, arkadaşlarımızla vakit geçirmek, sinemaya vs. gitmek istiyoruz. Bazı arkadaşlarımız da çalışıp aldığı parayı bu şekilde kullanmayı düşünüyor. Evdeki hesabı ağırlaştırmamak, babadan “para yok, ne gezmesi” lafını duymamak için. Aynı arkadaşım bir de şunları söylüyor: “Her sabah, her akşam aynı şey. Kalk, çalış, gel, yemek ye, yorgunluktan uyuyama, sabah kalk erkenden yine işe git.” Meslek liselerini patronların hizmetine sunup, sözde nitelikli işçi yetiştirmek daha 16-17 yaşındaki gençlerde böyle bir psikoloji oluşturuyor. Meslek öğretilecek öğrenciden ziyade, ucuz işgücü olarak görülen bu işçi çocukları genç yaşlarında rutin bir hayata alıştırılıyor. Patronların arzuladığı, yalnızca çalışan ve sosyal yaşamı olmayan makinelere dönüştürülüyorlar. Meslek liselerinin sayısının hızla artmasının, meslek liselerinin “önünün açılmasının” nedeni tam olarak budur.
Gençlik, üniversitelerde okuyup ya da daha erken davranıp meslek lisesinde meslek edinip hayatını kurtarma hayalleriyle uyuşturuluyor. Bizlerin iyiliği, “kurtuluşu”, eğitimimiz, öğrenimimiz bu eğitim sisteminde gerçekten yer ediyor mu sizce? Yoksa sorgulamayan, düşünmeyen, örgütlenmeyen işçi kuşakları mı yaratmak istiyorlar? Biz ne istiyoruz? İnsanca yaşam, nitelikli ve eşit eğitim, iyi çalışma koşulları değil mi? O halde yolumuz mücadeleden geçiyor. Gerçek kurtuluş ancak bu şekilde mümkündür. Gerçekten yaşanası bir dünyayı ancak işçi sınıfı var edebilir. Bizler de bugünün genç işçileri olarak bu mücadeleye bütün coşkumuz ve enerjimizle katılmalıyız. Bizlere yakışan bu düzene alışmak, yılgınlık veya umursamamak değil mücadeledir!
Yeni Bir Dünya Kuracağız
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- “Yarın Ölmek Dün Ölmekten Daha Saçma”
- Okuyan Bir İşçi Soruyor
- Uyanmak İstiyoruz Güzel Bir Sabaha
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Greve Hazırlanırken Sohbetler
- Fırtınalar Yaratan Kelebekler!
- Sömürü Çarklarında Kaybolan Genç Yaşamlar
- MESEM: “Genç Eller” Üretiyor, Patronlar Sömürüyor!
- Sorunlarımız Ortak, Peki Ya Mücadelemiz?
- “Aman Çocuğum Sağa Sola Bulaşma” mı?
- “Enflasyon Canavarı”nı Üzerimize Salan Kim?
- Bir İlmek de MESEM Çıraklarından
- KYK Yurtlarında Ölmek İstemiyoruz!
- Bu Düzeni Yıkmak Boynumuzun Borcu
- Arel Üniversitesi Öğrencileri Servis Ücretine Neden İtiraz Ediyor?
- Aileler İstemese de Gençler Sorunları Görüyor
- Bizim Onlara İhtiyacımız Yok!
Son Eklenenler
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...
- Öz Gıda-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 7 Marttan beri grevde olduğu Abalıoğlu Lezita fabrikasında 16 Nisanda jandarma işçileri ve sendikacıları darp etti ve ters kelepçeyle gözaltına aldı. Yaralanan 8 işçi hastaneye kaldırıldı. İzmir Kemalpaşa’da...
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...
- Otuz yıl boyunca kesintisiz çalışmış, ücreti daha cebine girmeden SGK primleri ve vergileri kesilmiş, EYT’li emekli bir işçiyim. 2024 yılı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından emekliler yılı ilan edildi ama emekliler sefalet içinde yaşamaya mahkûm...
- Ezilenlerin safında mücadele eden, şiirlerini ve oyunlarını işçi sınıfına adayan Bertolt Brecht, “Yarının Büyüklerine Şiirler” kitabında, beşiğinin başucunda oğluna seslenen bir ananın ninnisine yer verir. Geçmişten bugüne ninniler, çocukların...
- Sevgili işçi kardeşlerim, hepinize merhaba. Bu mektubumda sizlerle sözü eğip bükmeden konuşmak ve gerçekler üzerine hasbihal etmek istiyorum. Yani gerçekleri olduğu gibi konuşalım. Biliyorum ki kursağınıza giren her lokmayı alın teriniz, elinizin...