Buradasınız
Öğretmenlerin de Mutfağında Yangın Var!
Kartal’dan bir öğretmen
Son bir yılda yaşadığımız ekonomik krizin etkilerini, rejimin artan baskılarını hayatımızın her alanında çok daha fazla hissetmeye başladık. Evde, işte, sokakta her an, her dakika birçok soruna şahit oluyor, yaşadığı sorunlardan şikâyetçi olan insanlarla karşılaşıyoruz.
Ben özellikle son birkaç aydır okulumda, öğretmenler odasında farklı düşüncelerden öğretmen arkadaşların aynı sorunları birbirleriyle paylaşmalarına şahit oluyorum. Son birkaç aydır özellikle market-pazar fiyatları, tanzim kuyrukları, biriken borçlar, gelecek kaygısı, siyasi iktidarın pervasızlığı ve yaşanan tüm sorunların sorumlusu olduğu her vesileyle konuşuluyor.
Biz öğretmenler de ekonomik ve siyasal sorunları her geçen gün daha derinlemesine hissediyoruz. Bu yıl birçok öğretmen arkadaş okulda kurslara kalıyor, yani fazla mesai yapıyor. Genelde geçmiş yıllarda okul idareleri kurs açmaları için öğretmenleri epeyce zorlardı. Bu yıl ise okulda kurslara katılan öğrencileri kapmak için nerdeyse öğretmenler arasında kavga çıkacak! Ailesiyle oturan, kira, fatura ve ev geçindirme derdi olmayan öğretmen arkadaşlar bile geçinmekte zorlandıklarını anlatıyor, ek iş arıyorlar.
Kurs veremeyen öğretmen arkadaşlardan bazıları mesleği dışında da olsa ek işler arıyor. Eşi 6 ay önce işten atılmış olan bir kadın öğretmen arkadaşım evde parça başı yapılacak iş arıyor. Bir diğerinin eşi ise bir AKP belediyesinde 5 yıldır sıfır zamla çalıştırıldığı için kredi borçlarını ödeyemiyorlar ve o da aynı şekilde evde yapılacak ek iş arıyor. Hatta her ikisi çok ciddi bir şekilde bu durum böyle devam ederse evlere temizliğe bile gideceklerinden bahsediyorlar.
Eşi bilgisayar mühendisi olan öğretmen arkadaşlarımızdan biri doğum yapmıştı. Ücretli izni bitmiş, bebeğe bakacak kimseleri olmadığı için 1 yıllık ücretsiz izin almıştı. Bu arkadaşımız geçen ay işe dönmek zorunda kaldı. Eşi işten atılmış! O da evi geçindirmek için işe dönmek durumunda kaldı, doğal olarak eşi de evde bebeğe bakmaya başladı.
Öğretmenler odasında kimi dinlesem bu koşulların böyle devam etmemesi gerektiğini söylüyor ve kendi derdini anlatıyor. AKP’yi desteklediğini bildiğimiz birkaç öğretmen arkadaşımız da derin bir sessizliğe bürünmüş durumdalar ve genellikle öğretmenler odasına uğramamayı tercih ediyorlar.
Sözün özü kriz giderek derinleşiyor ve yarattığı sorunlar girdabı, işçi sınıfının her kesimini içine çekiyor. Eskiden kendini ayrıcalıklı gören meslek grupları da bir anda bugüne kadar fabrikalarda, inşaatlarda, atölyelerde çalışan işçilerin gündelik hale gelen sorunlarını yaşar duruma geliyor. Bu işçiler geçinebilmek için çalışmak dışında bir seçeneklerinin olmadığının, işçi sınıfının bir parçası olduklarının, yaşadıkları sorunları başkalarının da yaşadığının farkına varıyorlar. Ama ne yazık ki yaşanan sorunların farkına varmak, sorunları görmek, sorunları çözmeye yetmiyor. Sorunları ortadan kaldırmak için harekete geçmek de gerekiyor.
Krizi yaratan da, savaşları yaratan da, burjuva siyasetçilerin bizim başımızda boza pişirmesine yol açan da kapitalist sistemdir. Bu sistem gücünü “ben tek başıma ne yapabilirim ki” diye düşünmemizden yani bizim örgütsüz oluşumuzdan alıyor. Bu durumu tersine çevirip örgütlü davranırsak, örgütlü mücadele edersek biz kaybeden değil kazanan oluruz.
- Ekonomik Sorunların Kaynağı Bulundu: İşçi ve Emekçiler!
- Vergiler Patronlardan Kesilsin!
- Soğanı Bile Lüks Hale Getiren Bu Rejim Gitmeli!
- Bakandan Dâhiyane Buluş: Kış Tatili!
- Bizim Yoksulluğumuz, Onların Yalanları Büyüyor
- Nasıl Küçüldük, Kimi Büyüttük?
- Bir İşçi Çocuğunun Gözünden Hayat Pahalılığı
- “2023’ü Beklerken” Neler Oldu?
- Zamlardan Haberi Olmayanlar da Var!
- Enflasyonu Asgari Ücret Zammı mı Arttırıyor?
- Büyüdüğümüzü Hissedebiliyor musunuz?
- Evsiz Kalmak mı Mücadele Etmek mi?
- Ekmeğimizi Büyütmek İçin!
- Haklı Olan Biziz!
- İktidarın Enflasyon Masalı
- Yağa Neden Zincir Vuruluyor?
- Yüksek Elektrik Faturalarına Tepkiler Sokaklara Taştı
- İşten Çıkarma Yasağı Sona Erdi, Saldırılar Başladı!
- Doların Yükselmesi Bizi İlgilendirmez mi Dediniz?
- Maaşlar Eriyor: Bu düzen Değişmeli!
Son Eklenenler
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...
- Otuz yıl boyunca kesintisiz çalışmış, ücreti daha cebine girmeden SGK primleri ve vergileri kesilmiş, EYT’li emekli bir işçiyim. 2024 yılı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından emekliler yılı ilan edildi ama emekliler sefalet içinde yaşamaya mahkûm...
- Ezilenlerin safında mücadele eden, şiirlerini ve oyunlarını işçi sınıfına adayan Bertolt Brecht, “Yarının Büyüklerine Şiirler” kitabında, beşiğinin başucunda oğluna seslenen bir ananın ninnisine yer verir. Geçmişten bugüne ninniler, çocukların...
- Sevgili işçi kardeşlerim, hepinize merhaba. Bu mektubumda sizlerle sözü eğip bükmeden konuşmak ve gerçekler üzerine hasbihal etmek istiyorum. Yani gerçekleri olduğu gibi konuşalım. Biliyorum ki kursağınıza giren her lokmayı alın teriniz, elinizin...
- Adnan Yücel, Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek şiirinde “saraylar, saltanatlar çöker, kan susar bir gün, zulüm biter” der. Yeryüzünde “aşkın” yani özgürlüğün, barışın, mutluluğun hâkim olacağı günler için ve o günlere kadar mücadelenin devam edeceğini...
- Bugün dünyanın pek çok yerinde savaş naraları yankılanıyor. Filistin, Ukrayna, Suriye, Lübnan, Yemen ve daha birçok ülkede emperyalist savaşların getirdiği yıkımlara, acılara, ölümlere tanık oluyoruz. Şimdilik televizyon ekranlarında, gazetelerde...
- Portekizli yazar Jose Saramago “Körlük” romanında toplumsal körlüğü, bu kitabın devamı olan “Görmek” romanında ise ezilenler gerçekleri görmeye başladıklarında neler olduğunu anlatır. “Körlük” romanı 1933-1974 yılları arasında Portekiz’de hüküm...