Buradasınız
Ölüm ve Adalete Dair
İşçi sınıfının büyük ozanı Nâzım Hikmet “Ölüme Dair” şiirinde, üç konuğuyla dertleşmektedir. Ama bu konuklar öyle bildiğimiz kanlı canlı konuklardan değildir. Hapishane penceresinden içeri süzülmüş, Nâzım’ın rüyalarına sızmış ölü dostlarıdır. Onlar yaşamları boyunca çok çalışmış ama aç kalmış, kahır çekmiş, bu dünyadan göçüp giderken bile yüzleri gülmemiş üç işçidir. Nâzım dostlarının nasıl öldüğünü hatırlar; biri İstanbul limanında bir İngiliz şilebine kömür yüklerken sırtındaki kömür küfesiyle birlikte ambarın dibine düşmüştür. Kanı kömürün tozuna bulanmıştır oracıkta. Öteki sıtma ve açlıktan ölmüştür. Mezarına gölge verecek bir ağacı bile yoktur. Diğeri yoksulluğunu ve dünyanın çilesini unutmak için sağlığında çok içmiştir, ilaç şişeleri içinde ölmüş, tabutuna zor sığmıştır… Nâzım,
Bir eski Acem şairi
“Ölüm adildir” diyor,
“aynı haşmetle vurur şahı fakiri” diye anlatmaya başlayınca, ölü dostları bu sözlere incinirler. Acem şairine hiddetlenir ve Nâzım’ın hücresini terk edip giderler. Acem şairinin yalanı incitmiştir Nâzım’ın konuklarını. Nâzım dostlarını anlar ve ister ki tüm insanlar anlasın ölümün adaletinin nasıl olacağını.
Biliyorum,
ölümün âdil olması için
hayatın âdil olması lazım, diyorsunuz…
Hayat adil değilse ölüm de adil olamaz. Hiçbir “şah” bir gemi şilebinde sırtında kömür küfesiyle ölmez. Çünkü şahlar ve fakirler aynı hayatı yaşamaz. Ezen ve ezilenler ne hayatta ne de ölümde aynı terazide tartılır.
Çok zengin patronlar, ünlü kimseler öldüğü zaman televizyonlar, gazeteler bu konuyu günlerce gündemde tutuyorlar. Sermaye medyasında dolgun maaşlı gazeteciler, bu “büyük” insanların ölümünün büyük bir acı yarattığını söylüyorlar. “Ülke için büyük bir kayıp” diyorlar, ölen kişinin ailesinin bu acıya nasıl katlanacağını soruyorlar, kederleniyorlar. Elbette ölümün soğuk yüzü karşısında keder duyabilirler. Ama insan sormadan da edemiyor: Neden iş kazalarında ölen işçiler, kadın cinayetlerine kurban edilen kadınlar, savaşlarda, göç yollarında ölen mülteciler onları aynı derecede üzmüyor, kedere boğmuyor?
Biz söyleyelim: Çünkü onlar ait oldukları sınıfın insanlarını değerli görüyorlar. Yoksul işçi ve emekçileri ise zerre kadar umursamıyorlar. Bu tam anlamıyla sınıf tutumudur. Ünlü ve zengin biri öldüğünde bütün ülkenin yas tutması bekleniyor. Medya hüzünlü müzikler eşliğinde ölenlerin hayallerinden, başarılarından, ailelerinden bahsediyor. Oysa her yıl yaklaşık iki bin işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetmesine rağmen burjuva medya için haber değeri bile taşımıyor. İkiyüzlü medya, patronların iş güvenliği önlemlerini almaması yüzünden işçilerin ölmesini gündeme bile getirmiyor.
Sermaye sınıfı ve onun medyadaki uzantıları açısından işçi, kalbi, duyguları, ailesi, sevenleri, hayalleri olan bir insan değildir. Üretimin ve makinenin bir parçası olarak görülür. İşçi öldüğünde onun yerini bir başkası doldurur. Bu nedenle patronlar, maliyetleri arttırdığı ve kârlarını düşürdüğü için iş güvenliği önlemlerini almazlar. Patronların sömürü düzeni yüzünden işçiler ölmüş mü, sakat mı kalmış, acı mı çekmiş, aç mı kalmış hiç önemli değildir. Önemli olan kârdır, sermayenin birikmesidir.
Ölen kimse patronlar sınıfının bir üyesi olunca, ikiyüzlüce tüm ülkeyi bu acıyı yaşamaya çağıran sermaye medyası; Esenyurt’ta, Soma’da, Ermenek’te, Torunlar İnşaatta iş cinayetine kurban giden işçilerin ölümlerinin gerçek nedenini sordu mu, bu konu üzerine gitti mi? Meselâ madenciler için “güzel öldüler” diyen AKP’li Bakan, bu ölenler işçiler değil de patronlar olsaydı yine de aynı ifadeyi kullanır mıydı? Bu Bakan, bu sözlerinin madenci analarını ne kadar incittiğini zerre kadar düşündü mü? Bir patron öldüğü zaman ülkenin nasıl bir değer kaybettiğini söyleyerek cenazeye koşturan hükümet yetkilileri, neden iş kazalarında ölen işçilerin ülke için büyük kayıp olduğunu söyleyerek iş güvenliği yasasını uygulamıyor ve işyerlerini denetlemiyorlar? Egemenler bir kez olsun erkek şiddeti nedeniyle ölen kadınların acısını yüreklerinde duydular mı, duyuyorlar mı? Elbette hayır! Ölen kendi sınıflarından değil ki!
Önce hayatın sonra ölümün adil olabilmesi için demek ki sınıfların ortadan kalkması gerek. Üreten insanı, işçiyi ezen sömürü düzeninin son bulması gerek!
Bellum Omnium…
- Bumerang Geri Döner!
- Engelli Koşu ve Örgütlülük
- “İş Barışı” mı Hak Arayışı mı?
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Yoksulluk Azaldı mı?
- Sermayenin Saldırılarına Karşı Birliğimizi Örgütleyelim!
- İşçi Dayanışması 191. Sayı Çıktı!
- Bir Ana ile Tanışmak…
- Sağlığımızı Mucizelerle Değil Birliğimizle Koruyabiliriz
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- MESS Sözleşmesinden Çıkardığımız Bir Ders Var
- Patron Haklı mı?
- Unutma, Örgütlen, Hesap Sor!
- Bölünenler mi Birleşenler mi Kazanır?
- Örgütlülük İşçi Sınıfının Gücü, Toplumun Umududur!
- İşçi Dayanışması 190. Sayı Çıktı!
- Asıl Düşman Olan Kim?
- “Dejavu” Sarmalını Kırmak İçin
- Derby’den Özak’a Sendikalı Olma, Sendika Seçme Hakkı
- Boyun Eğmek mi Birlikte Karşı Durmak mı?
Son Eklenenler
- Özak Tekstil işçileri sendika değiştirme hakkını kullanarak BİRTEK-SEN’de örgütlendikleri için patronun işten atma saldırısıyla karşılaşmış ve 27 Kasımda direnişe geçmişlerdi. Tüm baskı ve engellemelere rağmen sendikalarıyla birlikte mücadeleyi...
- Bayburt Grup’a bağlı Agrobay Seracılık’ta çalışan işçiler Tarım-Sen’e üye oldukları için tazminatları ve 2 aylık maaşları ödenmeden işten atılmışlardı. 22 Ağustosta direnişe geçen işçiler patronun yalanlarına, jandarma saldırısına, defalarca...
- İşçilerin, patronların saldırılarına karşı mücadelesi sürüyor, bu mücadelelerin bir kısmı anlamlı kazanımlarla sonuçlanıyor. Sendika düşmanlığına karşı direnişe geçen RC Endüstri işçileri patrona geri adım attırdı. Direnişin 20. gününde üretimi...
- Sermayelerini büyütmeyi her şeyin önüne koyan patronlar sınıfı dünyanın dört bir yanında iş güvenliği önlemlerini almayarak, doğayı tahrip edip felaketlerin önünü açarak işçilerin canını almaya devam ediyor. Türkiye’de ve dünyada depremlerde,...
- İtalya İşçi Sendikası UIL ülkede giderek artan iş cinayetlerine karşı 19 Martta Roma’da protesto gösterisi düzenledi. Sendika öncülüğünde yapılan eylemde giderek artan işçi ölümleri protesto edildi. İş güvenliği önlemlerinin alınmamasının işçilerin...
- Sorunlarımız giderek artıyor. Çevremde pek çok insandan “hiçbir şey değişmiyor” cümlesini duyuyorum. Onlara soruyorum: “Peki, değişmesi için sen ne yapıyorsun?” Herkes çözümü birbirinden bekliyor, sonra da “neden böyle” diye şikâyet ediyor. Sonuç...
- Hak gasplarına karşı işçilerin, emekçi kadınların ve emeklilerin hak arayışı sürüyor. Çeşitli işkollarından işçiler İzmir’den Manisa’ya, İstanbul’dan Ankara’ya kadar direnişlerle, yürüyüşlerle, basın açıklamalarıyla seslerini yükseltiyor.
- Başlıktaki sorunun cevabı aslında çok basit: kim karıştırıyorsa onun işine gelir doğal olarak. Çalışmakta olduğum işyeri ağır sanayi… Genç işçilerin yanı sıra çocuk ve yaşlı emeği sömürüsü de katmerli olarak yaşanıyor. Ücretlerin çevredeki...
- Türkiye’de mevcut siyasi iktidar, pek çok alanda politika değiştirdi, iç ve dış politikalarında keskin zikzaklar çizdi, defalarca doğrultu değiştirdi. Fakat doğrultusunu hiç değiştirmediği, istikrarını hep koruduğu bir alan var: Emek politikaları!
- Binlerce yıl önce atalarımızın avlanmak için kullandığı bumerang, atıldığı noktaya geri dönmesiyle bilinir. Bumerangın bu özelliğine atıfla, kişinin gösterdiği tutum ve davranışların sonuçlarının eninde sonunda kendisine geri dönüşü olacağını...
- Bursa’nın Gemlik ilçesinde faaliyet gösteren Borusan Lojistik A.Ş’de Liman-İş Sendikası’na üye olan 4 işçi işten çıkarıldı. Sendikalaştıkları için işten atılan işçilerin geri alınması ve sendikal baskılara son verilmesi talebiyle 21 Martta fabrika...
- Her işçinin belki bir tesadüf neticesinde ve o güne değin ilk kez duyduğu, duyduğunda da “işte aradığım cevap buydu” dediği sözler vardır. Sınıf temelinde örgütlü işçiler buna “kulağına kar suyu kaçırmak” da derler. Benim kulağıma kar suyunu kaçıran...
- İzmir Gaziemir Ege Serbest Bölgesinde bulunan Gates Endüstriyel Metal Kauçuk fabrikasında 8 Martta başlayan grev kazanımla sonuçlandı. 18-19 Martta Enerji-Sen öncülüğünde iş bırakarak İBB önünde seslerini duyuran İstanbul Enerji AŞ işçilerinin...