Buradasınız
“Onlar Suriyeli, Türk Değil!”
Beylikdüzü’nden bir sağlık işçisi
Merhaba dostlar. Geçen gün metrobüste yaşadığım bir olayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Çalışma arkadaşımla işten çıktık ve her zamanki gibi evlerimize gitmek için metrobüse doğru yürüdük. İlk duraklardan bindiğimiz için oturma şansımız oluyor. Karşımıza yaşlı amcanın biri geldi ve biz de amcaya yer verdik. Bir iki durak sonra dışarıdan taraftar sesleri geldi. Amca da bunun üzerine söylenmeye başladı. “Annesi, babası hastalansa, arayıp ilaç istese getirmez ama tuttuğu takım için ölüme gider. Hatta yeri gelir adam bile öldürürler” dedi. Aslında doğru da söylüyordu. Biz de “bir haksızlık yaşasa onu savunmak için bir araya gelmezler ama takım söz konusu olunca akan sular durur” diyerek amcaya hak verdik.
Yolculuk boyunca çeşitli konular üzerine sohbetler ettik. Belli ki amca gençlere karşı çok öfkeliydi. Taksim’de bir pansiyon işlettiğini anlatmaya başladı bize. Her sabah işe korkarak gittiğini, ortalığın çok kötü olduğunu söyledi. Bir gün bir grup genç sokakta yatıyormuş. Sabahın köründe amca oradan geçerken gençler amcadan para dilenmiş. Amca korka korka kendini dükkâna zor atmış. Anlattığı kadarıyla pansiyonuna turistler de geliyormuş. Bir gün bir kadın turist amcanın dükkânına geliyor ve sohbet etmeye başlıyorlar. “Türkiye’den çok korkuyoruz. Burası çok kötü bir ülke olmuş. Her yerde taciz, tecavüz olayları yaşanıyor. Buraya bir daha gelmem” diyor kadın. Amcanın kadına verdiği cevap ise “Onlar Türk değildir canım, Suriyelidir. Türkler öyle şey yapmaz, Suriyeliler Türkiye’ye geldi ve ülkemizi bu hale getirdi” olmuş. “Ben ülkemi niye kötüleyeyim” diyen amcanın görmezden geldiği, metrobüste, sokaklarda her gün yaşanan pisliklerdir.
Bu tarz olaylarla hepimiz her gün karşılaşmaktayız. İşsizliğin artması, ev kiralarına yapılan zamlar Suriyelilerin üzerine yıkılması patronların işine geliyor. Görüldüğü gibi patronların kullanacağı günah keçileri dünyanın her yerinde, her dönemde olmuştur. Bugün de Türkiye’de Suriyeliler bu durumda. Aslında o gün amcanın bize söylediği cümleler bizim cümlelerimiz değil bizi birbirimize düşüren egemenlerin söylemleridir. Gerçekleri görelim ve bize oynanan bu oyunlara artık kanmayalım!
Gölge
Tüm İnsanlar Kardeş midir?
- Maden Ruhsatsız, Göçmen Sahipsiz!
- Göçmen İşçilerin Katili Sermaye Düzenidir!
- Hiçbirimiz Yerli Değiliz, Hepimiz Göçmeniz...
- Umut Tekneleri Ölüm Tekneleri Olmaya Devam Ediyor
- Hem Yurtdışına Gitmek İste Hem de Göçmenlere Demediğini Bırakma!
- Genç Bir Göçmen, Eziklik Duygusu ve Yitirilen Vicdanlar!
- Göçmen Kıyımı Bu Kez de Teksas’ta Yaşandı
- Kapitalizmde Güvenli Liman Yoktur!
- Bir Afgan Göçmen İşçiyle Söyleşi: “Ölmek ya da Özgürce Yaşamak”
- İki Yıl Önce Bugün ve Kapitalizmin Fotoğrafı
- Fas Sınırında İnsanlık Trajedisi: Umut Tekneleri Ne Zaman Kıyıya Varacak?
- Umut Yolculuğu
- Hindistanlı Göçmen İşçilerin Eve Dönüş Mücadelesi
- Yunanistan’da ve Almanya’da Mültecilerle Dayanışma Eylemleri
- Bu Sistem Acı Üretiyor!
- Önyargı ve Suriyeliler Meselesi
- Fakir Baykurt’un Gece Vardiyası; Türk, Alman ve Suriyeli İşçiler
Son Eklenenler
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...
- Öz Gıda-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 7 Marttan beri grevde olduğu Abalıoğlu Lezita fabrikasında 16 Nisanda jandarma işçileri ve sendikacıları darp etti ve ters kelepçeyle gözaltına aldı. Yaralanan 8 işçi hastaneye kaldırıldı. İzmir Kemalpaşa’da...
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...
- Otuz yıl boyunca kesintisiz çalışmış, ücreti daha cebine girmeden SGK primleri ve vergileri kesilmiş, EYT’li emekli bir işçiyim. 2024 yılı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından emekliler yılı ilan edildi ama emekliler sefalet içinde yaşamaya mahkûm...
- Ezilenlerin safında mücadele eden, şiirlerini ve oyunlarını işçi sınıfına adayan Bertolt Brecht, “Yarının Büyüklerine Şiirler” kitabında, beşiğinin başucunda oğluna seslenen bir ananın ninnisine yer verir. Geçmişten bugüne ninniler, çocukların...
- Sevgili işçi kardeşlerim, hepinize merhaba. Bu mektubumda sizlerle sözü eğip bükmeden konuşmak ve gerçekler üzerine hasbihal etmek istiyorum. Yani gerçekleri olduğu gibi konuşalım. Biliyorum ki kursağınıza giren her lokmayı alın teriniz, elinizin...