Buradasınız
Örgütlü Davrandık ve Kazandık
Bir taşeron sağlık işçisi
Ben bir hastanede taşeron şirket üzerinden çalışmaktayım. Geçtiğimiz günlerde hastanemizde yönetim bizi toplantıya çağırdı. Biz toplandıktan bir süre sonra amirlerimiz geldi. Önce başhemşire hepimize fırça çekti. Arkadaşlarımız suçlu gibi sersemledi, hatta bazı arkadaşlarımız hemen birbirlerini suçlamaya başladılar. Bir arkadaşımız “arkadaşlar konumuz bu değil, bunlar bilinçli olarak böyle yapıyorlar, anlayın artık” deyince başhemşire koşar adım toplantıdan kaçtı. O çıkınca aramızda birbirimizi suçlamanın ne kadar yanlış olduğunu konuştuk. Bu sırada içerde olan taşeron şirket müdürü bizi süzmekteydi. Sanki süt veren koyunlara bakıyordu. Bir süre önce içimizden bir arkadaşımızı bizim başımıza şef yapmışlardı. O da sanki artık iş güvencesine sahipmiş gibi kasıla kasıla dolaşıyordu. Müdür elindeki kâğıtları ona uzatarak “dağıt bunları” dedi. Ama işler düşündüğü gibi gitmedi. Bir süre sonra müdüre yöneltilen sorular ve kâğıtlar havada uçuştu. Durumun tehlikesini fark eden uyanık müdür ne yapacağını şaşırdı. Salondaki işçi arkadaşlarımızın tamamı ayağa kalkınca “isterseniz imzalamayın, şirketin başına bir şey gelirse sizden bilirim” deyip kaçtı. Biz de sözleşme ve tarihsiz istifa kâğıdı olduğunu sonradan öğrendiğimiz kâğıtları alıp çıktık.
Hemen ertesi gün arkadaşlarımızla bir toplantı yaptık. Bu konuda her zaman bize yardımcı olan ve işçinin, emekçinin yanında olan UİD-DER’den bir arkadaşımızdan yardım aldık. Toplantıda UİD-DER’li arkadaşımız bizi bilgilendirdi. Sözleşmenin tüm maddelerini açıkladı. İstifa metnini herkesin yırtıp atması gerektiğini, imzalanırsa hiçbir hakkımızı alamayacağımızı, dava bile açamayacağımızı anlattı. Bu toplantının üzerinden birkaç gün geçmesine rağmen yöneticilerden ses çıkmıyordu. Sonra beni sendika temsilcisi arayıp “kağıtların imzalanması gerek, yoksa yasal olarak iş akdiniz feshedilir” dedi. Sanki bir an tökezledim. Sonra hemen aklıma UİD-DER geldi. Tekrar aradım arkadaşları ve oradan gelen ses bana “abla konuştuklarımızı sakın unutmayın, ama yine de ne yaparsanız yapın birlikte yapın. İstifayı imzalamayın, sözleşmeyi imzalayanlarınız olacaksa da birlikteliğinizi böldürmeyin, bir araya gelip birlikte imzalayın. Örgütlü davranmanız çok önemli, sözleşmede örgütlülükle aşamayacağınız sıkıntı yok” dedi. Hemen arkadaşlara ulaştım ve onları bu konuda bilgilendirdim. O zaman arkadaşlar daha bir kararlı oldular. Müdürü toplantı yapmaya zorladık ve istifa kâğıtlarını geri aldırdık. Sözleşmede bazı maddeleri düzelttirdik. Bunu başarıncaya kadar neredeyse dikenlerin üstünde yürüdük. Burada bir kez daha inandım ki, örgütlülük başka bir şeymiş. Bizim bu başarımıza sendika bile “pes doğrusu, nasıl yaptınız!” dedi. Buradan UİD-DER’e sevgi ve saygılarımızı iletmeyi bir borç biliriz.
Yaşasın UİD-DER, yaşasın ÖRGÜTLÜLÜK!
Fabrika Kızı
- “Yanıyorsun Fuat Abi”
- Kredi Kartları Taksitlerinden Kurtuluyoruz!
- Neden Hiçbir Şey Değişmiyor?
- İşçilerin Kafa Karışıklığı Kimin İşine Geliyor?
- Dünya Dönüyor Ama Eskisi Gibi Değil
- Asgari Ücretle Açgözlü Olunur mu?
- Ekmeğimizin Peşindeysek Haklarımızın da Peşinde Olmalıyız!
- Hayatı Bizim İçin Ömür Törpüsü Haline Getirdiler
- Bu Düzen Sağlığımızı Bozuyor
- Benim Ekonomim Neden Şahlanmıyor?
- Migros’ta İşten Atılan Yeğenim İşe İade Edildi
- Borsada Neleri Kaybediyoruz?
- Umut Hep Vardır
- Dün Hiroşima Bugün Ortadoğu
- MESS Sözleşmesinden Çıkardığımız Bir Ders Var
- Patron Haklı mı?
- Doğru Bilgi ve Çözüm İçin Mücadele Saflarına
- Karnımızı Doyurmak Değil Sağlıklı Beslenmek İstiyoruz
- “Fedakârlık” Neden Hep Bize Düşer?
- Bazen de REFİK Olmalı!
Son Eklenenler
- Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Mersen’de işçiler, sendika ve toplu sözleşme hakları için 19 Nisanda greve çıktı. Sendikadan yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi: “Fransa sermayeli Mersen’in merkez yöneticileri...
- İşçi Dayanışması’yla tanışmış işçi kardeşlerimiz, gazetemizin kendilerinde yarattığı değişimi çok iyi bilir. UİD-DER ile yolları kesişen her işçi kardeşimizin zihni açılır, doğru bir ifadeyle dünyaya ve her şeye sanki üç boyutlu bir gözlükle bakar...
- Bu dünyaya sadece çalışmak için gelmiş gibiyiz. İşyerinde arkadaşlarımın ağzından sürekli şu sözler dökülüyor: “Ya biz bu dünyaya çalışmak için mi geldik? Evde iş, fabrikada iş… Sürekli bir döngünün içinde dönüp duruyoruz. Neden bu kadar çok...
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...
- Öz Gıda-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 7 Marttan beri grevde olduğu Abalıoğlu Lezita fabrikasında 16 Nisanda jandarma işçileri ve sendikacıları darp etti ve ters kelepçeyle gözaltına aldı. Yaralanan 8 işçi hastaneye kaldırıldı. İzmir Kemalpaşa’da...
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...