Örgütlü Olalım, Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyelim
Ankara’dan sağlık işçisi
AKP iktidara geldiği günden beri işçi sınıfının haklarına hep saldırdı. Bu haklardan biri de kıdem tazminatı. Önceki yıllarda da kıdem tazminatının bir fona devredilmesini gündeme getirmişti. Ama işçilerin tepkisi sonucu bu planı rafa kaldırmıştı. Hükümet bugünlerde kıdem tazminatının fona devredilip gasp edilmesini yine gündeme getirdi. Hükümetin bunu her fırsatta dile getirmesinin sebebi patronların hükümetten bunu istemesidir. Zaten hükümet bugüne kadar hep patronlara çalışıp onların büyümesini sağladı.
Kıdem tazminatı işçinin iş güvencesi ve de yıpranma payıdır. İşsiz kaldığında işçinin iş bulana kadar kendisini geçindirdiği paradır. Hükümet neden mi kıdem tazminatını bir fona devretmek istiyor? Çünkü kıdem tazminatı bir fona devredilince patron istediği işçiyi istediği zaman işten çıkarabilecek; tazminat hakkı olmayan işçi işsizlikten daha da korkacak, haksızlıklar karşısında daha çok boyun bükmek zorunda kalacak. Bununla beraber sendikalaşmanın önüne engel konulacak ve işçinin hakkı patronlara peşkeş çekilecek. AKP, kıdem fonunu süslü sözlerle anlatıyor. Gerçeklerin üstünü kapatmak istiyor. İşçi ve emekçileri her zamanki gibi kandırıp oyalıyor. Hükümet bu fonla kıdem tazminatı alamayan işçilerin de, üstelik bir gün bile çalışsalar, tazminat alabileceğini söylüyor. Mademki hükümet işçilerin, emekçilerin iyiliğini istiyor, hakkını vermeyi istiyor, neden bir fona devredilmesinin peşinde? Bunun yerine taşeronluk sistemini kaldırsın ya da kıdem hakkına el koyan patronlardan hesap sorsun! Ama biliyoruz ki hükümet ve patronlar işbirliği içerisindedir.
Hükümet, fonun devlet güvencesi altında olacağını ileri sürüyor. Hal böyle olunca insanın aklına şu soru geliyor: Kıdem, bundan önce devlet güvencesinde değil de kimin güvencesi altında idi? Bu çelişkileri görmek çok zor değil. AKP iktidara geldiğinden beri Türkiye, 3-5 kat büyüdü, doğru. Ama patronlar 5-10 kat büyüdü, dolar milyarderleri 3’ten 31’e çıktı, işçilerse yoksullaştı. İşsizlik oranı arttı, taşeronluk sistemi yaygınlaştırıldı, zamlarla birlikte asgari ücretin alım gücü iyice azaldı, zenginle fakir arasındaki uçurum arttı. Bizim bu gerçeklerden bir ders çıkarmamız lazım. Hükümet sadece patronların yüzünü güldürüyor işçilerin değil. Bugüne kadar işçi ve emekçilere iyi bir şey sunulmadı ki bundan sonra sunulsun. Bizim bu yalanlara kanmamamız gerek.
Patronlar, işçilerin soluğunu enselerinde hissetmedikçe bu tür saldırılar hep devam edecektir. Bütün bu baskı ve zorluklara dur demenin yolu bilinçlenmekten, birlikte mücadele etmekten geçiyor.
Elleri Var Özgürlüğün
Kıdem Fonu: Sermaye Sınıfının Truva Atı
Son Eklenenler
- Siyasi iktidarın ve sermaye sınıfının saldırıları arttıkça işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları kötüleşiyor, iş cinayetleri sürüyor. Bu koşullarda düşük ücretlere, sendikal baskılara, ağırlaşan çalışma koşullarına karşı pek çok sektörde...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER temsilciliklerinde “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlikler gerçekleştirildi. 20-21 Nisanda...
- Son yıllarda mülteci, göçmen, sığınmacı ve yabancı sözlerini çok duyduk, duymaya da devam edeceğiz. Nedeni dünya üzerindeki 8 milyar insanın neredeyse 300 milyonunun, doğup büyüdükleri, yaşadıkları topraklardan kaçmak zorunda kalmalarıdır. Ve...
- Yunanistan’da en büyük işçi sendikası olan Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (GSEE) çağrısıyla artan hayat pahalılığını protesto etmek amacıyla bir günlük genel grev gerçekleştirildi. 16 Nisan’da yüzbinlerce işçi ve emekçi başta Atina...
- Ben Mersin’den, sendikasız bir fabrikada çalışan metal işçisiyim. Yaşamımı devam ettirebilmek için ben de sizler gibi çalışmak zorundayım. Çalıştığım fabrikada birçok sorunla karşı karşıyayız. Bu sorunlar Türkiye’de işçilerin genelinin yaşadığı...
- Türkiye’nin her yerinde pıtrak gibi çoğalan özel okullar, bir süredir ülke gündemine pek çok sorunla birlikte yerleşmiş durumda. 22 yıldır sanayi şehri Bursa’da çalışan bir özel okul öğretmeniyle sektördeki sorunlar üzerine gerçekleştirdiğimiz...
- 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirdi. Grevlerini sürdüren Lezita işçileri patronun grev kırıcılığına karşı da mücadele ediyor. 18 Martta Ankara’ya yürüyüş başlatan Agrobay işçileri, 21 Martta...
- İktidarın desteğini arkasına alan patronlar işçilerin haklarına pervasızca saldırıyor, işçiler mücadele ediyor. Adıyaman Besni’de Mega Polietilen fabrikasında ücret gaspına karşı başlayan direniş sonuç verdi, işçilerin 2 aylık ücretleri yatırıldı....
- Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Mersen’de işçiler, sendika ve toplu sözleşme hakları için 19 Nisanda greve çıktı. Sendikadan yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi: “Fransa sermayeli Mersen’in merkez yöneticileri...
- İşçi Dayanışması’yla tanışmış işçi kardeşlerimiz, gazetemizin kendilerinde yarattığı değişimi çok iyi bilir. UİD-DER ile yolları kesişen her işçi kardeşimizin zihni açılır, doğru bir ifadeyle dünyaya ve her şeye sanki üç boyutlu bir gözlükle bakar...
- Bu dünyaya sadece çalışmak için gelmiş gibiyiz. İşyerinde arkadaşlarımın ağzından sürekli şu sözler dökülüyor: “Ya biz bu dünyaya çalışmak için mi geldik? Evde iş, fabrikada iş… Sürekli bir döngünün içinde dönüp duruyoruz. Neden bu kadar çok...
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...