Buradasınız
Örgütlü Olmak Her Şeydir
Ankara’dan UİD-DER’li bir aile
Erkek egemen zihniyetten payını alan bir anne ve kız olarak yaşadığımız psikolojik süreci sizlerle paylaşmak istedik.
11 yıllık evlilik hayatım oldu. Boşandığımda kızım 10 yaşındaydı. Yaşadığım sorunların gerçek sorumlusunu bilmeden bütün acılara katlanmak zorunda kaldım. Hep düzelir umuduyla bekledim. Ama gördüm ki düzeleceği yoktu. İş bulamadığı için, bizlere bu sıkıntıları yaşattığı için hep ayrıldığım kişiyi suçladım. Maalesef bizlere bu acıları bu sistemin yaşattığını bilemedim. İçimde biriken öfke yanlış yerlere savruluyordu. Boşandıktan sonra kendime iş bulup ayakta kalmam, kızıma aynı şeyleri yaşatmamam gerekiyordu. Önce psikiyatriye gidip tekrar gücümü toplamam lazımdı. Ama maalesef öyle olmadı. Aldığım ilaçlar beni sadece uyutuyordu. Bir süre sonra işe başlayıp, kendimi düzeltmeye çalıştım. İçime kapanık, her şeye eyvallah diyen, kafama vursalar sesi çıkmayan bir işçi oluverdim. Ta ki, UİD-DER’le tanışana kadar...
Aslında UİD-DER’le kendime yeni bir sayfa açtım. Yeniden doğdum. Çünkü UİD-DER içimde biriken öfkenin yönelmesi gereken yeri gösterdi bana. Onun içimde yeşerttiği umut, beni hayata geri döndürdü. Bir anda hakkını arayan, patronların korktuğu bir işçi oluverdim. Beni derin bir psikolojik bunalımdan çekip çıkaran ve tedavi eden UİD-DER oldu. Anladım ki, örgütlü olmak her şeymiş.
Anne ve babasının boşandığı 10 yaşındaki bir çocuğun duygularını paylaşacağım. O zamanki çocuk aklımda hep annemi suçlamıştım. Annemin babamla barışması için elimden geleni yapmıştım ama çabalarım boşa gitti. Bu boşanmanın doğru olup olmadığını algılayamıyordum. Babamın anneme yaptıklarını görüyordum fakat yine de ikisini yanımdan ayırmak istemiyordum. Hangi çocuk ister ki annesiz ya da babasız büyümeyi? Sürekli arada gidip geldim. Ağlayıp zırlıyordum. Psikolojim altüst olmuştu. Bu boşanmadan dolayı üç kere okul değiştirdim. Arkadaşlarım anne ve babalarıyla gezmelere giderken ben isyan ederdim “neden benim ailem yok” diye. Neden-sonuç ilişkisini kuramıyordum. Psikiyatriye gittim bir yıl, ilaç kullandım. İçime kapandım iyice. Okulda derslere katılmıyordum. Sessizliğimden şikâyetçiydi öğretmenler... Büyüdüm, büyüdüm ama bir de bana sorun dostlar! Şu an 19 yaşımdayım. UİD-DER ile tanışalı 4 yıl oldu. İlk başlarda anneme kızıyordum UİD-DER’e gidiyor, beni ihmal ediyor diye. Etkinliklere gidip geliyordum. Annem dışarıda kurtlara yem olurum diye tedirgin oluyordu. Sık sık UİD-DER’e gidip gelmeye başladığımı fark ettim. Ben de günden güne değişiyor, hayata farklı bakmaya başlıyordum. Aslında bütün yaşadığım sorunların kaynağını gördüm ve buna karşı mücadele etmek gerektiğini algıladım. UİD-DER’i tanımamış olsaydım, içinde yaşadığımız bu sistem beni de o pis bataklığına çekebilirdi. UİD-DER benim ailem oldu. Hayata gözlerimi yeniden açtım.
Evet, kardeşler, anne kız olarak yaşadığımız sorunları ve bu sorunların nasıl üstesinden gelebildiğimizi kısaca anlatmaya çalıştık. Tüm bu sorunların ancak örgütlü mücadele içerisinde çözümünün mümkün olduğunu UİD-DER’de öğrenip, içimizde filizlenen umudumuzu büyüttük. Anladık ki, kapitalist sistem yıkılmadıkça bundan kaynaklı sorunlar da son bulmayacak. Biz kadınlar olarak, erkek sınıf kardeşlerimizle birlikte mücadeleye atılıp, erkek egemen zihniyeti içinde barındıran, kadınların hayatını cehenneme çeviren bu sistemi tarihin çöp tenekesine fırlatıp atmalıyız. Ama bunun için önce gücümüzün farkına varmalıyız.
Barış
Gece İşten Gelip Sabah Okula Gitmek
- Onlar Yok Ediyor, Biz Yenisini Yapacağız!
- Suyun Lüksü Olur mu Hiç?
- “Senin Yolundan Gideceğim Amca”
- Her Günü Doğa ve İnsanlık Günü İlan Etmek İçin…
- “Kıpır Kıpırsın, Heyecanın Ne Güzel Ey Yolcu”
- “Bence, Sevgi Emektir”
- Ah, Cemal Ah!
- Bir Fotoğraf Karesinin Hissettirdikleri
- Davulun Sesi Uzaktan Hoş Gelir
- İstanbul’da Yaşam: Deniz Kıyısında Deniz Görememek!
- Bruno’nun Fikri, Benim Fikrim, Senin Fikrin…
- Yüzüncü Maymun Teorisi
- Bir Otobüs, İki Kuşak ve İşçi Sınıfı
- “Hey” Diyen ve UİD-DER Saflarında Büyüyen Çocuklarımız
- Butimar, Sen Safi Bir Kuş musun?
- Her Şeyin Bizim Ellerimizde Olması İçin!
- “Değişmeyen Tek Şey Değişimin Kendisidir”
- “Dert Bizde, Derman Ellerimizdedir”
- “Nehir, Nehir, Çocuğumu Geri Verin!”
- Ümitsizlik Fareleri Öldürür, Peki Ya İnsanları?
Son Eklenenler
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...
- Otuz yıl boyunca kesintisiz çalışmış, ücreti daha cebine girmeden SGK primleri ve vergileri kesilmiş, EYT’li emekli bir işçiyim. 2024 yılı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından emekliler yılı ilan edildi ama emekliler sefalet içinde yaşamaya mahkûm...
- Ezilenlerin safında mücadele eden, şiirlerini ve oyunlarını işçi sınıfına adayan Bertolt Brecht, “Yarının Büyüklerine Şiirler” kitabında, beşiğinin başucunda oğluna seslenen bir ananın ninnisine yer verir. Geçmişten bugüne ninniler, çocukların...
- Sevgili işçi kardeşlerim, hepinize merhaba. Bu mektubumda sizlerle sözü eğip bükmeden konuşmak ve gerçekler üzerine hasbihal etmek istiyorum. Yani gerçekleri olduğu gibi konuşalım. Biliyorum ki kursağınıza giren her lokmayı alın teriniz, elinizin...
- Adnan Yücel, Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek şiirinde “saraylar, saltanatlar çöker, kan susar bir gün, zulüm biter” der. Yeryüzünde “aşkın” yani özgürlüğün, barışın, mutluluğun hâkim olacağı günler için ve o günlere kadar mücadelenin devam edeceğini...
- Bugün dünyanın pek çok yerinde savaş naraları yankılanıyor. Filistin, Ukrayna, Suriye, Lübnan, Yemen ve daha birçok ülkede emperyalist savaşların getirdiği yıkımlara, acılara, ölümlere tanık oluyoruz. Şimdilik televizyon ekranlarında, gazetelerde...
- Portekizli yazar Jose Saramago “Körlük” romanında toplumsal körlüğü, bu kitabın devamı olan “Görmek” romanında ise ezilenler gerçekleri görmeye başladıklarında neler olduğunu anlatır. “Körlük” romanı 1933-1974 yılları arasında Portekiz’de hüküm...