Buradasınız
Patronlara Kriz Var, Ya Biz İşçilere Yok Mu?
Ankara’dan bir işsiz
Hepimiz krizi iliklerimize kadar hissediyoruz. Temel ihtiyaçlarımıza gelen zamlarla, işten atılma tehdidiyle, işsizlikle hepimiz karşılaşıyoruz. Aylardır işsizlikle boğuşan biri olarak geçen günlerde yaşadığım bir olayı anlatacağım. Aylar önce iş için başvurmuş olduğum bir firma aradı. Bir açık pozisyonları olduğunu, çalışmak isteyip istemediğimi sordular. Şartlarda anlaşırsak çalışabileceğimi söyledim. 1800-2000 arası maaş düşündüklerini söyleyerek görüşmeye çağırdılar.
Ertesi gün bir heyecanla iş görüşmesine gittim. Aylardır iş görüşmesine çağıran ilk yer olduğundan randevu saatine 2 saat erken gitmişim heyecandan. 2000 lirayı mecbur kabul edeceğim diye düşünüyorum. “Borçlar birikmiş, kabul etmeyeceksin de ne yapacaksın?” diyorum kendi kendime. Böyle hesap kitap yaparken zaman geçti. İnsan kaynaklarından telefonda konuştuğum kadın çağırdı bir odaya ve başladık konuşmaya. İlk başta işyerinin vizyonunu, misyonunu anlattı. Sonra hedefimin ne olduğunu, neden bu alanı seçtiğimi, önceki çalıştığım yerlerden neden çıktığımı vs. sordu. En sonunda maaş beklentimi tekrar sordu. Önceki iş yerimde 2500 lira aldığımı ancak 1800-2000 lira düşündüklerinden dolayı 2000 lira talep ettiğimi söyledim. Söylediğim ücret çok gelmiş olacak ki ablamız ekonomik krizden bahsetmeye başladı. “Biliyorsunuz ekonomik kriz var. Biz de ayakta durmaya çalışıyoruz. Rekabet etmek zorundayız ayakta kalabilmek için. Sizin tecrübeniz az. 7-8 ay çalışan tekniker arkadaşlarımıza 1800 lira veriyoruz. Size 2000 lira verirsek ve duyulursa hoş olmaz. Sizin çalışacağınız sahayı bilmeniz bir avantaj olabilir. Sahayla ilgilenen genel koordinatörümüze de ileteceğim, uygun görürse bir görüşme daha ayarlarız” dedi.
Dayanamadım! Ekonomik kriz yalnız sizi mi vurdu diye sordum karşımdaki ablaya. “6 ay önce aldığım maaştan daha az bir ücret söylüyorsunuz. Gelen zamlar, reel ücretlerin düşüşüyle o gün aldığım maaşın değeri zaten azaldı. Bir de daha az ücrete çalış diyorsunuz, siz olsanız çalışır mısınız bu paraya?” diye sordum. “Tabi haklısınız” diyerek geçiştirdi. Bir aday daha silindi muhtemelen listeden.
Her geçen gün daha da zorlaşıyor yaşam. Krizin faturaları her yanımızı sarmış durumda. Ücretlerimiz krizin karşısında eriyor. Her an işten atılma korkusuyla yaşıyoruz. İşsizlik ise sürekli artıyor. Bir yandan her şeye gelen zamlar yüzünden işçiler ek iş yaparak, fazla mesaiye kalarak geçinmeye çalışıyor. Bir yandan da işsizler ordusu büyüyor. Patronlar ise ücretleri düşük tutup istedikleri işçiyi işe alıyor, istemediğini çıkarıyor. İşçiler haklarını istediklerinde ise işsizlik ile karşılaşıyor. Bugün dünden zor ve mücadeleye girişmezsek yarın, bugünden daha da zorlaşacak. Tüm bu sorunlarımızın kaynağının kapitalist düzen olduğunu görmeliyiz ve bu düzeni tarihin çöp sepetine göndermek için mücadele etmeliyiz.
ÖĞÜTLER
Kriz, Kime Göre, Neye Göre?
- Ekonomik Sorunların Kaynağı Bulundu: İşçi ve Emekçiler!
- Vergiler Patronlardan Kesilsin!
- Soğanı Bile Lüks Hale Getiren Bu Rejim Gitmeli!
- Bakandan Dâhiyane Buluş: Kış Tatili!
- Bizim Yoksulluğumuz, Onların Yalanları Büyüyor
- Nasıl Küçüldük, Kimi Büyüttük?
- Bir İşçi Çocuğunun Gözünden Hayat Pahalılığı
- “2023’ü Beklerken” Neler Oldu?
- Zamlardan Haberi Olmayanlar da Var!
- Enflasyonu Asgari Ücret Zammı mı Arttırıyor?
- Büyüdüğümüzü Hissedebiliyor musunuz?
- Evsiz Kalmak mı Mücadele Etmek mi?
- Ekmeğimizi Büyütmek İçin!
- Haklı Olan Biziz!
- İktidarın Enflasyon Masalı
- Yağa Neden Zincir Vuruluyor?
- Yüksek Elektrik Faturalarına Tepkiler Sokaklara Taştı
- İşten Çıkarma Yasağı Sona Erdi, Saldırılar Başladı!
- Doların Yükselmesi Bizi İlgilendirmez mi Dediniz?
- Maaşlar Eriyor: Bu düzen Değişmeli!
Son Eklenenler
- Siyasi iktidar ve sermaye sınıfı yasa kural tanımadan işçilerin haklarını gasp ediyor. Bu saldırılara işçilerin cevabı ise mücadele etmek, boyun eğmemek oluyor. 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta Manisa Turgutlu’da yürüyüş ve basın...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER’in, “Geçmişten Geleceğe Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” şiarıyla düzenlediği etkinlikler dizisi İstanbul Avrupa Yakası ve Mersin’deki etkinliklerle son buldu.
- Kocaeli İSİG Meclisi ve Eğitim-Sen 1 No’lu Şube, MESEM aracılığıyla öğrencilerin sermaye için çocuk işçi yapılmasına karşı 16 Martta basın açıklaması düzenledi.
- Patronlar iş barışını “patronla işçi arasında uyum, saygı ve güven ortamı” olarak tanımlıyorlar. Peki, patronun işçiyi sömürmesi üzerine kurulu bir sistemde saygıdan, barıştan söz edebilir miyiz? İş barışı söylemini dillerinden düşürmeyen patronlar...
- Malum, Şubat ayını geride bırakıp baharın gelişini müjdeleyen Mart ayına girdik. Fakat içimiz bahar sevinciyle dolmak bir yana daha da kararıyor. Ama bunun tek nedeni hava değil. Atalarımız “Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır” demişler....
- Ücretlerimizin yükseltilmesini talep ettiğimiz her dönemde, biz işçilere “açgözlü”, “nankör” yaftası yapıştırılır. İktidar sahiplerinden tutun da, daha fazla kâr etmek için hayatlarımızı cehenneme çeviren patronlara kadar sermaye sınıfının zihniyeti...
- İşçilerin pek çok sektörde hak gasplarına karşı verdikleri mücadeleler sürüyor. Antep’te bulunan Sayın Tekstil fabrikasında 200’ü aşkın işçinin ek zam talebiyle 9 Martta başlattığı iş bırakma eylemi devam ediyor. 14 Martta sendikaları BİRTEK-SEN’le...
- Toplumun ezenler ve ezilenler olarak ikiye bölündüğü bir sistemde gerçek adalet ve barış olamaz. Ama gerçek adaleti ve barışı isteyenler olur ve onlar ezilen sınıflardır, kadın erkek işçiler ve emekçilerdir. Dünden bugüne Fransa’dan Türkiye’ye...
- Hepimizin bildiği üzere kısa bir süre önce 2023-2025 MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi grev aşamasında son buldu. Birden çok fabrikada MESS’e bağlı olsun veya olmasın hareketli süreçler yaşandı. Çünkü alınacak ücret başka fabrikadaki işçilerin alacağı...
- Pek çok işçi kardeşimiz grev ve direnişlerde “biz ekmeğimizin peşindeyiz” derler. Bununla ekmeklerini korumak dışında bir amaçları olmadığını anlatmaya çalışırlar. Fakat kısa zamanda ekmeklerini koruyabilmek için sendikaya üye olma, grev, gösteri,...
- TÜİK’e göre Türkiye’de göreli yoksullaşma da azalıyormuş! Ülkedeki ortalama gelirin yüzde 50’si yoksulluk sınırı olarak kabul edildiğinde 2013 yılında göreli yoksulluk oranı yüzde 15 iken 2023 yılında yüzde 13,9’a düşmüş. Pek çok uzman Cumhuriyet...
- Erzincan İliç’te bulunan siyanürlü altın madeninde meydana gelen faciada 9 madenci kardeşimiz hâlâ göçük altında. Siyanürlü liç yığınının çökmesinin ardından siyanürün yanı sıra çeşitli ağır metaller de suya ve toprağa karıştı. Madenin sahibi yerli-...
- Çalıştığım işyerinde Tuncay isimli bir arkadaşımız var. Tuncay eşinden ayrılmış, çok şeker bir oğlu var, hayatta belki de tek tutunacağı dal o kalmış. Gözlerinde “şişe dibi” diye tabir edilen bir gözlük, ayağının biri topal, iki kulağında da işitme...