Buradasınız
Patronların Kârı İçin Harcanacak Kadar Ucuz muyuz?
Kocaeli’den bir kadın petrokimya işçisi
Ben plastik enjeksiyon fabrikasında çalışan bir kadın işçiyim. İş kazaları canımızı yakmaya devam ediyor. Yabancı sermayeli bir şirkette çalışıyoruz. Bu yüzden patron sözde örnek işyeri olma çabasıyla işyerinde bazı düzenlemelerde bulunmuştu. İş güvenliği uzmanı getirdi. Biz bu uzmanın suya sabuna dokunmadan, rutin eğitimler vereceğini baştan biliyorduk. Bu konuda yanılmamıştık. Uzman, eğitimine direkt olarak biz işçileri suçlayarak başlamıştı. Sonra enjeksiyon kalıplarına giden sıcak su borularının aniden patlaması üzerine sıcak sudan yanan işçi arkadaşlarımızın yaşadığı feci iş kazaları yaşanmaya başladı. Bunun üzerine de ilkyardım eğitimi olması için ısrar etmeye başlamıştık. Kadın işçiler bu konuda çok baskın çıktığı için ilkyardım eğitimine erkek işçileri göndermeyi seçmişlerdi. Kadınlardan ise panik atak geçiren bir ablamızı yazmışlardı. Maksat “bakın kadınlar bu işi yapamıyorlar” imajı vermekti. Bunu da başardılar. Orta yaşlarda olan bu ablamız ilkyardım manzarası karşısında panik olmayı engelleyememiş, hatta bayılmıştı. Bu sayede “bakın dediğimiz çıktı, kadınlar bu işi yapamaz” deyip işin içinden çıktılar. Hiç olmamasındansa birilerinin olması iyidir deyip biz de kendimizi böyle avutmaya çalışırken avuntumuzun hüzünlere dönüşmesi uzun sürmedi. Kazalar devam ediyordu ve ilkyardımcı arkadaşlar ya kalıbın tamir gürültüsünden ya makinenin altında çalışmaktan ya da depodan malzeme getirmeye gittiklerinden olan bitenden habersizdiler.
Birkaç gün önce işyerinde bir iş kazası yaşandı. O sırada patron İngiltere’de fink atıyordu. Hele ki Türk yöneticilerin fabrika içerisinde üretimden başka olup biten hiçbir şeye kulak asmak gibi bir dertleri asla yoktu. Henüz vardiyayı yeni teslim almıştık ki, arkadaşın biri yanıma yara bandı istemeye gelmişti. Parmağı kesilmiş ve kanıyordu. Ben de ilkyardımcı arkadaşlara yönlendirdim. Git onlar ilgilenir dedim. Arkadaşım da henüz yeni bir işçi olduğu için kim olduklarını sordu. Ben parmağı çapak alırken derin kesilmiş arkadaşı ilkyardımcı arkadaşın yanına götürdüm. İlkyardım elemanı işçi arkadaş, “bu ne ya ben de büyük bir şey zannettim, sar parmağını bir şey olmaz” dedi. Ben de “bugün kesik için bir şey olmaz dersin, yarın kolu kopar kader dersin” diye tepki gösterdim. Sonra usta geldi ve “geç işinin başına, bir şey yok onda, ne var sarsın geçer” dedi.
Evet, sararız geçer ama kaç günde geçer ve geçene kadar biz bu yara ile ne kadar acı çekeriz? Çalışma Bakanı “can mı, mal mı” diye biz işçilerin canını zenginlerin malı ile kıyaslayadursun, bizler fabrikalarda, madenlerde ve ağır iş kollarında patronların saltanatları için ölmeye devam edelim. Patronlar ve onların hizmetkârları çocuklarına şaşalı bir hayat yaşatsınlar diye, biz çocuklarımızla birlikte genç yaşlarımızda sakatlanalım ya da mezara gidelim. İlahi ya da hukuki adalet bunun neresinde? Biz mücadeleden uzaklaştıkça patronlar bizim hayatlarımıza arsızca sızıyorlar. Kendi hayatımız için bile söz hakkımızın kalmadığını görmüyor muyuz? Böyle gelmedi, böyle de gitmeyecek! Biz yeter ki birbirimize elimizi uzatalım ve mücadele edelim. Zalimlerin zulmü yanlarına kâr kalmaz.
Barış
Düşmanlık mı, Kardeşlik mi? Seçim Bizim!
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
- “El Cerrahisi 7/24 Yanınızda”
- Yangından Haberimiz Bile Olmadı!
- TMO Silosundan Fabrikalara Patlamalar ve Yangınlar Ne Anlatıyor?
- Aşırı Sıcaklar İşçi Sağlığı ve Güvenliğini Tehdit Ediyor
- Teknoloji Çağındayız Ama İşçiler Çalışırken Ölüyor!
- Örgütsüzlüğümüzün Bedeli: Artan İş Cinayetleri
- Baret Bile Olmadığı İçin!
- 28 Nisan Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Gününden 1 Mayıs’a
- Çıraklık Okulları ve Örgütlenme İhtiyacı
Son Eklenenler
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...
- Öz Gıda-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 7 Marttan beri grevde olduğu Abalıoğlu Lezita fabrikasında 16 Nisanda jandarma işçileri ve sendikacıları darp etti ve ters kelepçeyle gözaltına aldı. Yaralanan 8 işçi hastaneye kaldırıldı. İzmir Kemalpaşa’da...
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...
- Otuz yıl boyunca kesintisiz çalışmış, ücreti daha cebine girmeden SGK primleri ve vergileri kesilmiş, EYT’li emekli bir işçiyim. 2024 yılı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından emekliler yılı ilan edildi ama emekliler sefalet içinde yaşamaya mahkûm...
- Ezilenlerin safında mücadele eden, şiirlerini ve oyunlarını işçi sınıfına adayan Bertolt Brecht, “Yarının Büyüklerine Şiirler” kitabında, beşiğinin başucunda oğluna seslenen bir ananın ninnisine yer verir. Geçmişten bugüne ninniler, çocukların...
- Sevgili işçi kardeşlerim, hepinize merhaba. Bu mektubumda sizlerle sözü eğip bükmeden konuşmak ve gerçekler üzerine hasbihal etmek istiyorum. Yani gerçekleri olduğu gibi konuşalım. Biliyorum ki kursağınıza giren her lokmayı alın teriniz, elinizin...